|
|||
BİLMEK İSTERMİSİNİZ ? | |||
-Yıl: 1962 Cağoloğlu 'da ki bir köşe yazarının odasına üstü başı bakımsız
kirli sakallı biri girer. Adını söyledikten sonra yazardan kendisine yardım
etmesini ister. Köşe yazarı , karşısındakinin içler acısı durumundan büyük
bir üzüntü duyar. Cüzdanını çıkararak istediği kadar alması için adama
uzatır. O da uygun bir miktar para alarak iki büklüm gözden kaybolur.
Bir kaç ay sonra tek sütunluk bir gazete haberi köşe yazarının gözüne
çarpar ... Haberde , İstanbul sokaklarında , bir çöp bidonunun yanında
bulunan bir cesetten söz edilmektedir. Fotoğrafa dikkatle bakar, bu para
istemek için kendisine gelen adamdan başkası değildir... Emin Ersoy'dur.
Mehmet Akif Ersoy'un oğlu Emin Ersoy !..
-Yıl: 1985 Üsküdar Belediyesi , emekli maaşıyla geçinmeye çalışırken
hastalanan,zor ve bakımsız günlerin ardından gözlerini hayata kapayan
bir adamın cenazesi ortada kalmasın diye tüm masrafları karşılar. o
unutulan insan , Tahir Ersoy'dur. Mehmet Akif Ersoy'un torunu ...
-Yıl: 1991 Beyoğlunda bir evin kiracıları , kirayı ödeyemedikleri için sokağa
atılırlar...Onlar Mehmet Akif Ersoy'un kızı ve torunlarıdır!.. İşte sizlere
"İstiklal Marşı" için devletin verdiği para ödülünü almayan ,ticarete alet
olmasın diyede "İstiklal Marşını " kitabına almayan Mehmet Akif Ersoy'un
Türk Milletine emanet ettiği çocuklarının yaşamlarında kahredici bir kesit
Sunay Akın- Şair - yazar- gazeteci (Alıntı)
-TEK CAMLI GÖZLÜKLE EVRAK OKUDU ;
İzmir'den uçakla Ankara'ya dönüyorduk, kendisinin okuma gözlüğü ve güneş
gözlüğü bende olurdu. Uçağa biner binmez de hemen dosyalarını açar
çalışmaya başlardı. Yine uçağa biner binmez dosyalarını açtı, okuma gözlüğünü
istedi,kendisine gözlüğü verdim ve çalışmaya başladı. Uçak Ankara'ya inmek
üzereyken gözlük camının birinin cebimde olduğunu fark ettim, tek camla
Ankara'ya kadar evrak okudu ve bunu fark etmedi, gözlüğü çıkartırken
fark etti, ve "Şükrü bunun camı yokmuş" dedi ve güldü. Çok hoş görü sahibi
bir insandı, kızmazdı böyle şeylere özellikle gazetecilere çok büyük bir şefkat
gösterirdi. Bir tane polisin ittiğini kaktığını görse fevkale de kızar ve üzülürdü.
Biz 35 sene gazetecilerle omuz omuza çalıştık, onlara yardımcı olmak için
sırtımıza çıkartıp fotoğraf çektirdik, sayın Süleyman Demirel gazetecilere çok
değer verirdi. ( Şükrü Çukurlu- Koruması)
-1969 sonunda tiyatro mesleğini kesin olarak bırakıp gazeteciliği seçtim.
Sendika gazeteleri, haber ajansları derken medyanın hemen tümüyle
susturulduğu 12 Mart faşizminin ilk günlerinde Yeni Ortam Dergisinin
yazı işleri müdür oldum. Ve Demirel'le tanıştım. 12 Mart generalleri
yapacaklarını yapıp solu becerebildikleri kadar ezdikten sonra artık seçimlere
gidilmesine karar vermişlerdi. Demirel'de yaniden siyasete dönmeye
hazırlanıyordu. Adalet partisinin başkanı Ankara'da bir basın toplantısı
düzenledi. Günlük gazeteye dönüşmüş Yeni Ortamın yazı işleri müdürü de
oradaydı. Soru sormak için elini kaldırınca Demirel gözlerini kısarak ona
baktı, sonra yanındakilere dönüp "Bu komünisti de kim soktu bu salona "
deyiverdi. Salon buz kesti, benim sırtım soğuk soğuk ürperdi. Demirel ise
bildik gevrek kahkahalarından birini patlattı. "Şakaydı şaka" dedi.
"Demokrasiye geçiyorsak senin gibiler de var olacak mecburen" Salon-
nedense- kahkahalara boğulurken ben cesaret edip."Bu dediğinize
inanacağımı ummuyorsunuz herhalde " demek gibi bir yiğitlik gösteremedim.
Sustum. Hala içimde ukdedir. ( Tiyatrocu- gazeteci : Aydın Ergin ) Alıntı.
-Sinema tarihinin en ünlü komedyeni Charlie Chaplin bir röportajında
şöyle demiştir. "Küçük bir çocukken babamla bir sirk şovunu izlemeye
gittik. Bilet sırasında uzun bir kuyruk vardı ve önümüzde anne-baba ve
6 çocuktan oluşan bir aile vardı. Fakirlik hallerinden belliydi, elbiseleri
eski ama temizdi. Çocuklar sirkten bahsederken çok mutlu görünüyordu.
-Onların sırası gelince , babaları gişeye geçti ve bilet fiyatını sordu- Gişe
çalışanı ona bilet fiyatını söyleyince adam kekelemeye başladı ve dönüp
karısının kulağına bir şeyler fısıldadı. Mahcubiyet yüzünden kolayca
okunuyordu. Birden babam cebinden 20 dolar çıkardı ve yere attı. Sonrada
eğilip yerden aldı ve adamın omzuna dokunarak şöyle dedi; "Paranız düştü
beyefendi.." Adam babama baktı ve gözleri dolarak" Teşekkür ederim
efendim" dedi. Onlar içeri girdikten sonra babam beni elimden çekti ve
kuyruktan çıktı. Çünkü babamın adama verdiği 20 dolardan başka parası
yoktu. O günden beri babamla gurur duyuyorum ve o iki dakika benim
hayatımda izlediğim sirk şovundan eminim daha güzeldi."
|
|||
Etiketler: BİLMEK, İSTERMİSİNİZ, ?, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.