The document has moved here.
|
|||
SADIK HİDAYET | |||
-"İnsan kan döküyor, zulüm tohumu ekiyor. O halde sonuçta savaş,
acı yıkım ve toplu kıyım biçecek..İnsanlık ilerlemeyecek, huzur
bulmayacak; mutluluk, özgürlük ve barış yüzü görmeyecek etobur
olduğu sürece."
-Sadık Hidayet 17 Şubat 1903 tarihinde Tahran'da dünya ya gelmiş
olup soylu ve varlıklı bir ailenin çocuğudur. Hidayet; ilkokulu
bitirdikten sonra, 1915'de Darü'l Fünun'da Avrupalı öğretmenlerin
gözetiminde batılı bir eğitim almış olmasına rağmen, matematik ve
benzeri derslerden sıkıldığı için Saint Louis Akademisine yazılmıştır.
Sadık Hidayet ; yirmi yaşına geldiğinde ailesiyle olan bağlarını koparır
ve İran'da kaldığı dönemlerde ailesinin sosyal yaşamına katılmaz.
Okul günlerinde ve sonraki dönemlerde kendisine sosyal bir konum
sağlamak için ailesinin nüfusunu kullanmamıştır.
-"İnsan kurtların ve yeryüzündeki tüm etoburların yüzünü
karartmıştır.Çünkü hiç bir canlı başka bir canlıyı ihtiyacı olmadığı
halde belli aletlerlekindarca ve vahşice öldürmez."
-Sadık Hidayet;1926-1926 yıllarında Rıza Şah'ın öğretmen olarak
yetişsinler diye Avrupa'ya gönderdiği bir gurup öğrenci içinde yer alır.
Hidayet , Belçika'da mühendislik eğitimi görürken bu eğitimi bırakır
ve Paris'e geçer. Paris'te diş hekimliğine başlar ama bununda ruhuna
kişilik yapısına uymadığını görüp sanata, edebiyata yönelmiştir. Dört yıl
boyunca sanat, edebiyatla ilgilenir,burada günlerini sadece yazmakla geçirir.
-"Cehennemliklerin suçu seks ve içki idi. Cennetliklerin mükafatı da
seks ve içki..Gelecektekiler bizim saflığımıza gülüyorlar. Sen
anlıyormusun ? Ben anlamıyorum ! Huri ve fahişenin farkı nedir ? Biri
Allah'ın çalışanı diğeri kulunun.. İnananlarına rüşvet olarak Huri veren
Allah ve genelev olan cennet !Hangisi günahsız ? Çaresizlikten karnını
böyle doyuran fahişe mi? Yoksa vücudunun hazzı, kulların iyi işlerinin
mükafatı olan Huri mi ? Sen biliyormusun ?Ben bilmiyorum."
-Sadık Hidayet ; 1930 yılında İran'a döner. (Mücteba Minovi, Mesud Ferzad
ve Bozorg Alevi gibi edebiyatçılarla (Rab'e) edebiyat gurubunu kurmuşlardır.
Hidayet, boş durmaz bu arada Hindistan'a giderek orta farsçasını geliştirir
ve aynı zamanda İran tarihi ve inançları üzerine araştırmalar yapar. Budizm'i
inceler ve ünlü eseri olan "Kör Baykuş"u Hindistan'da yazmıştır. İran'a
döndüğünde ( Rab'e) edebiyat gurubu yasaklanmıştır, kendisi ve arkadaşları
kovuşturmalara uğrarlar, çıkar yol bulamayınca da tekrar Paris'e gitmek
zorunda kalır.
-"Kışın bir deliğe gizlenen hayvanlar gibi kendi içime ne kadar çekilsem,
başkalarının seslerini o kadar net duyuyor, kendi sesimi boğazımda
işitiyordum."
-İran edebiyatının en iyi psikoloji roman yazarı ve modern İran edebiyatının
babası olarak tanımlanır. Aynı zamanda İran modern öykücülüğünün öncüsü
ve doğunun kafkası olarak da adlandırılır. Beethoven ve Çaykovski aşığı olan
Hidayet , İran'ın gittikçe dindarlaşan bir toplum olmasından rahatsız olmuştur.
Günümüz İran'da Sadık Hidayet'in tüm eserleri yasaklıdır. Sadık Hidayet'in
en yakın arkadaşı olan Bozorg Alevi intihar olayını şöyle anlatmıştır. "Paris'te
günlerce hava gazlı bir apartman aradı , Championnet caddesinde aradığını
buldu. 09. Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve ertesi gün ziyaretine gelen
bir dostu, onu mutfakta yerde yatar halde bulmuştur. Tertemiz giyinmiş,
güzelce traş olmuş ve yakılmış müsveddelerin kalıntıları yanıbaşın da yerde
duruyordu, Hidayet intihar etmişti." Mezarı Yılmaz Güney'in de bulunduğu
Paris (Pere Lachaise ) mezarlığındadır.
|
|||
Etiketler: SADIK, HİDAYET, , |
|