The document has moved here.
|
|||
ESASLI ÖĞRETMENLERDİ | |||
Öğretmenlik , sadece bir nakil edici değildir. Öğretmen memur yada tüccar değildir. Bir şeyi tanımlarken "ne olmadığını " ifade
ettikten sonra "ne olduğunu" farklı boyutlarıyla ortaya koymak
gereklidir. Öğretmen her şeyden önce kendisine teslim edilen
çocuklara tertemiz ruhlara beyinlere şekil vermeye çalışan bir
ruh sanat karıdır. Öğretmen yetiştirdiği öğrencileri ile ileride
daima gurur duyacak bir eğitimcidir.
-"Öğretmenler! Yeni nesil Cumhuriyetin özverili öğretmen ve
eğitmenleri ,sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil , sizin eseriniz olacaktır.
Eserin kıymeti, sizin yeteneğiniz ve özveriniz derecesiyle uygun
olacaktır. Cumhuriyet ,fikren, İlmen,Fen,nen, bedenen kuvvetli ve
yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu kalite ve yetenekte
yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizlerin,seçkin görevinizin yerine
getirilmesine büyük özveriyle varlığınızı vereceğinize hiç şüphem
etmem." Mustafa Kemal ATATÜRK
-Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848 de Darülmuallimin
adıyla İstanbul da kurulmuştur. Ardından 22 yıl sonra 1870 yılında
yine İstanbul da faaliyete geçen Darülmuallimat ise kız çocuklarının
eğitim almalarını kolaylaştırmak için kadın öğretmenler yetiştirme
gayesiyle açılmıştır. Eskiden öğretmene "Muallim" Öğretmen
yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi.
-Öğretmen ; Öğretmen olabilmesi için o kişinin bir Öğretmen yetiştiren
okulu bitirmesi gerekir. İlk Öğretim okullarında öğretmen sınıf öğretmenidir.
Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Diğer okullarda Ortaokul ve
Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında ise dersler özel
şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenmektedir.
-Okulda Kocaman bir aile oluyoruz. Öğretmen ve öğrenciler koca bir
yıl boyunca gerek programlanmış gerek program dışı olarak bizlere
bir şeyler öğretmek için çırpınıp dururlar, anlamadığımızda tekrar
tekrar anlatırlar, hiç yorulmazlar, bıkmazlar,usanmazlar eğer öğrencilerine
bir şeyler öğrete,bildilerse onlardan mutlusu olmaz. Bizlere her şeyin
doğrusunu öğretmeye çalışırlar , çabalarlar okula gidip gelmenin okul
içinde ve dışında okul terbiyesini öğrenmemiz konusunda sürekli
kurallar ile ilgili anlatımlarda bulunurlardı esaslı öğretmenlerdi.
-Beş sınıflı okullarda eğitim görürken şimdi ki eğitim sisteminden daha
esaslı eğitim alırdık ,yani ciddi bir eğitim anlayışı vardı. Şimdiki gibi
sürekli olarak eğitim müfredatı değişmezdi. Temel eğitimin dört dörtlük
bir disiplin anlayışı vardı. Bu disiplinli eğitim anlayışı iki binli yılların
başlarına kadar devam etmiştir. Ücretli öğretmen , geçici öğretmen
ile eğitimin ne kadar kaliteli yapılacağı tartışılmaya devam etmektedir.
Şimdi ki eğitimde bir okulda bir öğrenci eğitim alırken bir ay içerisinde
tam iki kez öğretmeninin tayini çıkabiliyor. Bu da demek oluyor ki
eğitimde istikrarlı bir yol kat edilmiyor. Öğretmenliğin bu gidişle argo
deyimiyle "iyice suyu çıktı, cılkı çıktı" yetmişli ve seksenli yıllarda esaslı
öğretmenler vardı.
-Esaslı öğretmen diyorum, çünkü öğretmenin bir duruşu vardır,öğrencinin
ise eğitilmeye, öğrenmeye ihtiyacı vardır. Eski yıllarda öğretmen ile öğrencinin
arasında bir mesafe vardı ve bu mesafenin arası kesinlikle bozulmazdı. Şimdi
hep birlikte görüyoruz ki öğretmen öğrencisine söz geçiremiyor, daha da
ileriye gidersek bu zaman zaman olmuştur. Öğrenci öğretmeninden istediği
puanı alamadığında "seninle okul dışında görüşeceğiz" gibi tehditkar sözler
sarf edebiliyor. Türkiye'deki eğitim sisteminin acilen en ince ayrıntılarına
kadar elden geçirilmesi gerekmektedir. Bu sadece okuma ve öğrenme ile
olmamalı ahlaki kurallarında okullarda daima kalıcı bir hale getirilmesi
gerekmektedir. Saygın bir eğitim verildiği zaman saygılı öğrencilerin
yetişeceğinden emin olmalıyız. İşte bu nedenle eğitim aldığım öğretmenlerim
olan ; Remzi Uzun, Mehmet İlhan ve Fethi Pekel'i gördüğümde saygı
gösteririm esaslı öğretmenlerdi.
|
|||
Etiketler: ESASLI, ÖĞRETMENLERDİ, , |
|