|
|||
HAKARET EDENLER OLABİLİR | |||
Misvak Dergisi çizer'i "Miralay"takma isimli Selami İlkay "Atatürk'e hakaret
eden karikatürist kovuldu." Basında yer alan haberin başlığı. "Misvak ,İBB'de
19 yıldır çalışan "Miralay" isimli çizer'in Atatürk'e hakaret eden karikatürler
çizdiği için işine son verildiği açıklandı. İşine son verilmesi ile ilgili olarak İBB'inin
kararıdır. Saygı duymak gerekir. "Miralay" ise açıklamasında,"Gelen mesajlara
hem cevap hemde bilgilendirme amacıyla bu paylaşımı yapıyorum. Evet doğrudur.
19 yıldır Bilgi Teknolojileri Uzmanı ve Yöneticiliği yaptığım İBB şirketinde ki işime
ilmimden dolayı değil, fikrimden dolayı son verilmiştir. Rızık Allah'tandır. Hamd
olsun."ifadelerini kullanmıştır. Alıntı [odatv]
-"Miralay" takma isimli çizer; Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk'ü "eşek" olarak betimlemesiyle dikkat çekmişti. Bence adalet yerini
buldu. İBB'de daha fazla durmasına gerek yoktu. Bu güne kadar yapmış olduğu
hakaretlerin karşılığı olarak da işinden olmuştur.
-Mustafa Kemal Atatürk'ün geçmişte yaşamış olduğu gerçek olaylardan bir kaç
anlatımını yazmadan geçmek olmaz. Çünkü o bizim Mustafa Kemal Atatürk'ümüz.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu örnek bir asker ve devlet adamıdır. Ben kendimi
hala çok iyi bir Atatürkçü olarak görmüyorum. Hakkında hala yeni yeni şeyler
öğreniyorum. Kısacık yaşamına bu kadar başarıyı nasıl sığdırmış inanılmaz.
Benim için deha ve müthiş biri , Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurarken vermiş
olduğu diplomatik ve siyasi mücadelesi örnek alınacak bir mücadeledir.
-"Temeline sığınmam: Ankara ve İstanbul'dan birisinin adının [Atatürk] olarak
değiştirilmesi için cereyan vardı. Bazı mebuslar jest yapmak istediler. Bu hususta
kaleme aldıkları kanun tasarısını merhum Muhittin Üstündağ'a malederek,
Yalovayı kurmaya çalıştığı zamanlarda ve bir akşam yemeğinde sundular.
-"Tasarıyı dikkatle okudu ve dedi ki: "Bir ismin kalması ve söylenmesi için
şehirlerin temellerine sığınmak şart değildir. Tarih, zorlamayı sevmeyen nazlı
peridir.Fikirleri ve vicdanları tercih eder. " Ve İstanbul'un adı İstanbul, Ankara'nın
adı Ankara kalmıştır. [Alıntı: Enver Behnan]
-"Miralay" takma isimli kişi Mustafa Kemal Atatürk'ü "eşek" olarak betimliyor.
Yukarıda ki Enver Behnan'ın yazısını okudunuz. Aradaki farkı gördünüz. Mustafa
Kemal Atatürk'ün inceliği ve zarafeti hiç bir zaman tartışılmaz. İki büyük ilin
isimlerinin Atatürk olması için , hatta kanun tasarısı ile gerçekleştirmeye
çalışılırken Atatürk "Tarih zorlamayı sevmeyen nazlı peridir" diyerek kabul
etmemiştir. "Miralay" da hakaret dolu çizimleriyle Türkiye'nin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk'e kendince hakaret etmektedir.
-Emin Çölaşan'ın "İyi ki varsın Atatürk" isimli kitabından; Gazeteci Ludwig
soruyor Mustafa Kemal anlatıyor: "Lider koşullardan yararlanmalı, kararlı
olmalıdır. Ama hep akıl yolundan gitmelidir." Akıl yolundan gitmeli...Günümüzde
bazılarında eksik olan hususu vurguluyor. Gazeteci, yeni kurulan bir devletin
(Cumhuriyetin) başına bir generalin gelmiş olmasının Avrupa'da dehşetle
karşılandığını söylediğinde Gazi önce duralıyor, sonra şu yanıtı veriyor; "Çok
doğru. Bir general eğer bir generalden başka bir şey değilse ve hiç kimse onu
kontrol etmiyorsa , hükümdar olarak tehlikelidir."
-Gazi sözlerini sürdürüyor: "Önder büyük kararları milletin içinden çıkarmalıdır.
Milletin nabzını dinlemeli, millete uymalıdır." diyerek. "Ben derhal ,sultanlardan
(padişahlardan) kurtulmayı bile beklemeden bir meclis topladım. Affetme
yetkimi bile kullanmadım, başkanlık haklarımdan vazgeçtim. Her şeyi Meclise
devrettim. Hakimiyetin tamamı millete aittir. Yani onun seçilmiş temsilcilerine
aittir." Gazi durmuyor anlatmaya devam ediyor: "Benim faaliyetlerim sizin
zannettiğinizden çok daha azdır. Ben her zaman kendimi çalışmalarıma vermeye
Cumhurbaşkanlığını, hatta ordunun başkomutanlığını bırakmaya hazırım...
-"Emil Ludmig soruyor: "Peki parti başkanlığını da bırakır mıydınız?" "Hayır onu
hiç bir zaman bırakmam. Çünkü parti, benim doğru olduğuna inandığım devlet
politikalarını temsil etmektedir." Alman Gazeteci Emil Ludmig daha sonra
yazısında şu yorumu yapmıştır. "1924 yılında ona padişah, hatta halife olması
teklif edilmiş ve bu amaçla başka Müslüman ülkelerden Ankara'ya elçiler
gönderilmişti. Muzaffer (zafer kazanmış) komutanın padişahın yerine tahta
çıkması, yüzyıllardan beri olagelen saray darbelerinden başka bir şey
olmayacaktı. O bunların hepsi reddetmişti."
|
|||
Etiketler: HAKARET, EDENLER, OLABİLİR, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.