The document has moved here.
|
|||
ARKADAŞ | |||
-Bugün ki yazımda büyük usta şair; Nazım Hikmet'in "Ceviz Ağacı" isimli
hikayesini yazmak istedim. Fakat bu hikayenin içinden beni ilgilendiren
sadece bir bölümü ile ilgili bir şeyler yazmak istedim. Bu hikayede geçen
bölüm "fakat Nazım Hikmet'in arkadaşı sanıldığı gibi güvenilir biri değildir"
Öyle ki, bu arkadaşı polislere; "Nazım Hikmet bu gün Gülhane Parkında
en ulu ceviz ağacının altında olacak" diye haber uçurmuştur. Konumuz
İşte tam da burası , güvenilir veya güvenebileceğimiz arkadaşımız var mıdır?
Tabi ki önce Nazım Hikmet'e şiir yazdıracak kadar güvenilir olmayan arkadaşı
ve "Ceviz Ağacı" hikayesini yazdıktan sonra [arkadaş] ne demek ile ilgili bir
kaç kelamda edeceğiz.
-"Nazım Hikmet, kaçak olduğu ve polis tarafından aranıldığı günlerden bir
gün çok sevdiği kadın olan Piraye ile buluşmak, görüşmek ister. Bu sebeple de
en güvendiği arkadaşı ile Piraye'ye haber gönderir. Fakat Nazım Hikmet'in
arkadaşı sanıldığı gibi [güvenilir] biri değildir. Çünkü bu arkadaşı hem Piraye'ye
hemde polislere haber verir. "Nazım Gülhane parkında en ulu ceviz ağacının
altında olacak" der. Buluşma günü geldiğinde ,Piraye'nin hasreti ile yanan
Nazım Hikmet , Gülhane Parkına gelir. Fakat her yer polis kaynamaktadır.
Nazım, polislere görünmemek için meşhur ceviz ağacına çıkar. Nazım ağacın
tepesinde, çok sevdiği kadın Piraye ceviz ağacının altına gelir ve beklemeye
başlar. Polislerde uzaktan Pirayeyi gözetlemekte ve Nazım'ın onun yanına
gelmesini beklemektedirler. Bu böyle saatlerce sürer, polisler bir köşede,
Piraye ceviz ağacının altında, Nazım ceviz ağacının üstünde, her kes birbirini
beklemektedir. Nazım ne ağaçtan inebilir, nede sesini duyurabilir sevdasına...
Çaresiz cebinden kağıdı kalemi çıkarır ve o meşhur şiirini yazar."
-"Başım köpük, köpük bulut, içim dışım deniz, / ben bir ceviz ağacıyım gülhane
parkında,/ budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz./ Ne sen bunun
farkındasın ne polis farkında / Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında /
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl / Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril/
Koparıver, gözlerinin ,gülüm , yaşını sil / Yaprakların ellerimdir tam yüz bin
elim var,/ Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a./ Yapraklarım gözlerimdir.
Şaşarak bakarım / Yüz bin gözle seyrederim seni ,İstanbul'u./ Yüz bin yürek
gibi çarpar çarpar yapraklarım./ Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında/
Ne sen bunun farkındasın ,ne polis farkında /" Dünyanın en büyük şairlerinden
olan Nazım; sevdalısı Piraye için ceviz ağacının üzerinde yazdığı bu şiirini ülkemizin
ünlü sanatçısı Cem Karaca tarafından bestelenerek 1987 yılında "Merhaba gençler
ve her zaman genç kalanlar" albümünde yer vermiştir.
-Hikayemiz bu şekilde son bulmaktadır, yukarıda belirttiğim gibi ,hikaye çok
anlamlı, fakat hikayenin içinde yer alan [arkadaş] güvenirliği hikayenin içinde
yer alan Nazım'ın o çok güvendiği arkadaşı adeta zehrini akıtan bir engerek
durumundadır. Arkadaş demek güvenebileceğin, sahip olduğun şeyleri
paylaşabileceğin , ona inana bileceğin, zaman zaman küçükte olsa küse bileceğin
ve barışa bileceğin birisi olmalı. Arkadaş, birbirine yardım eden, birbirine güç
veren, çıkılan yolda yarı yolda bırakmayan, sevincinde, üzüntünde yanında
olandır. Nazım Hikmet'in arkadaşı gibi olmamak gerekir. Bu yüzden "Elli arkadaşın
olacağına beş gerçek dostun olsun " yeter.
|
|||
Etiketler: ARKADAŞ, , |
|