|
|||
SÖMÜRGE TİPİ MADENCİLİK-1 | |||
İbrahim GEDİK | |||
gozlem_ajans@mynet.com | |||
Değerli okurlar, yaklaşık bir haftadır İliç’teki (Erzincan) altın madeni faciasını konuşuyoruz. Bu, tam bir sömürge tipi, yağma anlayışıyla yapılan madenciliğin, bizi insan yerine koymamanın, Afrika’nın en geri kalmış ülkelerinin insanlarıyla bir görmenin bir sonucudur. 16.02.2024 tarihinde Aydınlık’a (www.aydinlik.com.tr) konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Maden Kanunu ile ilgili olarak şunları söylemekte: “Maden kazalarının önüne geçecek düzenlemeler yok kanunda. Bizim önümüze gelen düzenlemeler maden şirketlerinin o gün ihtiyacını karşılamak için yapılan düzenlemeler. Değişikliklerin çoğu bunun için. A maden şirketinin bir sorunu var, bunun önünde yasal engeli var; onu kaldırıyor. Maden Kanunu yılda iki üç sefer değişir ama bu kamu yararı çerçevesinde yapılmıyor.” Serbest piyasa koşullarının çok dinamik olmasından dolayı kanunda yapılan değişikliklerin maden şirketlerinin taleplerini karşılamak için yapılan düzenlemeler olduğunu, maden kazalarının önlenmesi, iş güvenliğinin alınması ve kaynakların uç ürüne dönüştürülerek toplumsal katkı sağlanması ile ilgili olmadığını belirten Alan, sözlerine şöyle devam etmekte: “Bu kaynaklar (madenler-y.n.) milyonlarca yıl içinde oluşmuş, bir kez tükettiğimizde bir daha yerine koyamayacağımız kaynaklar.(1) O yüzden biz bu kaynaklara karşı hassas olmalıyız. Ürettiğimiz kaynağı mutlaka uç ürüne dönüştürmek zorundayız. Ham olarak ihraç etmemeliyiz. Aksi halde bütün kaynaklarımızı ucuz fiyata tekellerin hizmetine sunuyoruz. Toplumsal bir gelir de elde edemiyoruz. Kaynaklarımız tükeniyor sadece.” Alan, Türkiye’nin madencilik politikasında bugün gelinen noktaya ilişkin şu değerlendirmeyi yapmakta: “Eti Maden Genel Müdürlüğü var, borlar işletiliyor. Eskiden daha geniş alanlarda üretim yapıyorlardı. (…) Eti Madeni kim kurdu? Bu ülkeyi kuran ortak akıl, 1930’lu yıllarda Atatürk’ün talimatıyla kuruldu. MTA Genel Müdürlüğü hammadde için kuruluyor. Eti Maden, üretilen hammaddeyi, ‘uç’ ürüne dönüştürmek için kuruluyor. Kapasitesi var, personel alt yapısı var, donanımı var, bilgi birikimi var. Bu ülkenin jeoloji mühendisleri var, maden mühendisleri var.(2) Gayet de yetkin. Bugün Anagold’tan daha iyi işletebiliriz. Eti Maden rahatlıkla yapabilir bunu. TKİ kömür işletmiyor mu?(3) Özel sektörden daha iyi üretiyor. (…) Eti Maden tekel konumunda. Niye kendi altınlarımızı özel sektör vasıtasıyla işletelim? Ama bizde liberal politikalar bu kuruluşları lime lime etti. Hepsini sattı, şimdi de bu olumsuz tabloyla karşı karşıyayız. (…) Türkiye’nin, kamunun bilgi birikimini kısım kısım yok ettiler, tükettiler.” (1) Ayrıca özel sektör, daha çok kâr etmek için madenin en zengin yerini almakta, daha az zengin yerini bırakmaktadır. Madenin kalan bu kesimi ekonomik olmadığı için ölüme terk edilmektedir. Oysa zengin kesim ile az zengin kesim harmanlandığında ekonomik olacak ortalama değer tutturulmuş ve az zengin kesim de yararlı hâle gelmiş olur. Bunu ancak kamu kurumu yapmaktadır. (2) Türkiye’de “maden mühendisi maden arar”, “petrol mühendisi petrol arar” diye bir yanlış algı var. Oysa bu iki mühendislik dalı da “işletmeci”dir; Maden mühendisi maden ocağını işletir, petrol mühendisi de petrolün çıkarılması görevini yapar. Yeraltı zenginliklerinin tek arayıcısı (buna deprem dahil), jeoloji mühendisidir; dolayısıyla jeolog, yeraltının “doktoru/hekimi”dir. Jeoloji mühendisi gerek gördüğünde bir yerin yeraltı röntgeninin çekilmesini isteyebilir; bunu da jeofizik mühendisi yapar. Deprem konusu, jeoloji mühendisi (fayların belirlenmesi) ile jeofizik mühendisinin (depremin aletsel ölçümü) ortak alanıdır. (3) Son zamanlarda TKİ’nin işlettiği kömür ocaklarında da kazalar oluyor; ancak bunun nedeni, siyasal iktidarın liyakatsiz insanları işbaşına getirmiş olmasındandır. DEVAM EDECEK |
|||
Etiketler: SÖMÜRGE, TİPİ, MADENCİLİK-1, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.