BİLİME ÇAĞRI: TOPLUMSAL YAŞAMI DOĞADA ARAMAK-50
İnsanlığın Kültürel Evrimi: Üçüncü ve Son Aşama
Değerli okurlar, Rönesans’la başlayıp 18. yüzyılda meyvelerini veren ve insanlığın yaşam sürecini yeni bir çağa taşıyan bilimsel devrimin ardından bu devrimin sağladığı bilgi birikimi ve bu bilgi birikimi sayesinde üretilen teknolojik gelişmeyle insanlık bir büyük sıçrama daha yaptı. İnsan ve hayvan emeğinin ve doğadan sağlanan “verimi düşük enerji”nin yerini, hızlı bir şekilde “fosil yakıtlar”ın sağladığı “yüksek verimli enerji” kaynakları ve “makine gücü” aldı; böylece büyük bir üretim artışı oldu. Bu, Neolitik Dönem’deki Tarım Devrimi’nin ardından insanlığın yaşadığı ikinci büyük devrim’in yani Endüstri/Sanayi Devrimi’nin bir sonucuydu. Bu devrimle birlikte geleneksel tarım biçimleri iki yüzyıl kadar bir sürede hızla ortadan kalktı ve Dünya’nın ücra köşelerine çekildi(1).
Başka bir anlatımla, Neolitik Devrim’le başlayan Tarım Çağı, 18. yüzyılda Bilimsel Devrim’in getirdiği Endüstri/Sanayi Devrimi ile sona erdi; böylece, insanlığın yaşam ve geçim biçimlerine yön veren yeni bir çağ yani Endüstri/Sanayi Çağı başladı(1). Bu çağa, yeni yaşamın itici gücü ya da lokomotifi bilim olduğundan, “Bilim Çağı” demek daha doğru olur; “Bilim-Teknoloji Çağı” da denilebilir.
Endüstri/Sanayi Devrimi tarım döneminin yaşam koşullarını kökten değiştirdi, köylülerin ve toprak üzerindeki artık ürüne el koyarak zenginleşen yönetici ve aristokratların yerini geniş kentli sınıflar yani burjuvalar, hizmet çalışanları (beyaz yakalılar) ve işçiler aldı(1).
Sonuç olarak, Bilim Devrimi’yle gelen Endüstri/Sanayi Devrimi,
“(…) üretim ve tüketim biçimini dönüştürdüğü gibi, çalışan sınıfın ağırlığını köylüden işçiye kaydırmış, temel yerleşim ve üretim mekânını köy ve tarla olmaktan çıkararak, kent ve fabrikaya dönüştürmüş ve geleneksel tarım imparatorluklarının yıkılma sürecine girmesiyle, yerine ulus-devletlerin kurulmasına yol açmıştır.(…) Tarım Devrimi, insanlığı uzun sürmüş bir avcı-toplayıcı dönemden tarım toplumları aşamasına taşırken, Endüstri Devrimi tarım toplumları dönemini kapatarak sanayi toplumları dönemini ve kapitalist üretim biçiminin egemenliğini başlatmıştır.”(1)
Buraya kadar gördüğümüz üzere, insanlığın yaşam tarihini genel olarak “üç evre”ye ayırabiliriz: “Avcı-toplayıcı”, “tarım-hayvancılık” ve “bilim-teknoloji” (Şekil 1). Tarım-hayvancılık dönemine Emre Kongar “tarım-din” ya da “din-tarım”(2) nitelemesi de yapmaktadır. Her üç dönem de kendi “bilgi kümesi”, “yaşam araçları” ve “yaşam kuralları”yla bir bütün olup, kendine özgüdürler.
Burada, evrim açısından şu iki durum göze çarpmaktadır: Birincisi insanlık yaşamındaki bilgi artışının “üstel”(3) bir şekilde gerçekleştiği, dolayısıyla değişim-dönüşümün “asimetrik” ve “tek yönlü” olduğu, ikincisi önceki aşamalardaki yaşam biçimlerinin “bağımsız” olarak -Dünya’nın ücra köşelerinde- var olmaya devam ettiğidir. Kısaca insanlık yaşamında da çeşitliliğe ve bilgi artışına (basit yaşamdan gelişkin/komplike yaşama) doğru bir gidiş söz konusudur. DEVAM EDECEK
(1) Antropoloji.
(2) Diren!
(3) Üstel bilgi artışı: Bilgi 1, 2, 3, 4, 5,… şeklinde değil, 1, 2, 4, 8, 16, 32, 64,… şeklinde artar.
|