Doğadaki Diyalektik: “Zıt-ikili”ler
Değerli okurlar, zıt-ikili konusuna önceki (5) bölümden devam ediyoruz.
Buraya kadar doğadaki/evrendeki zıt-ikililerin olumlu/uzlaşmacı olanlarını ve birbiriyle bağlantılı “birlikteliği”ni, dolayısıyla bunların nasıl üst sistemler oluşturduklarını gördük. Oysa doğada/evrende olumsuz/çatışmacı zıt-ikililer de var. Bundan dolayı zıt-ikililer de “olumlu/uzlaşmacı” ve “olumsuz/çatışmacı” olmak üzere iki tür olarak bulunurlar; “olumlu-olumsuz” ya da “uzlaşmacı-çatışmacı” zıt-ikililer. Dolayısıyla zıt-ikililerin de “zıt-ikili”si söz konusudur. Olumlu/uzlaşmacı zıt-ikililer, buraya kadar (4. ve 5. bölümlerde) gördüklerimizdir; yani zıt elektrik yüklü bir proton ile bir elektronun bir hidrojen atomu oluşturması gibi. Bunlar “yapıcı” olup, kendilerinden daha gelişkin üst –dinamik- sistemleri/yapıları oluştururlar. Buna karşın olumsuz/çatışmacı zıt-ikililer birbirleriyle mücadele ederler; dolayısıyla “yıkıcı”dırlar ve daha gelişkin yeni bir üst sistem oluşturamazlar; var olan sistemi de yıkarlar. Bu tür zıt-ikiliye bilindik örnek, “sağlıklı-sağlıksız” zıt-ikilisidir. Dinamik bir sistem olan bedende yani canlı bir organizmada sağlıklı olma durumu ile sağlıksız olma durumu sürekli çatışma hâlindedir; sağlıklı hücreler ile hastalık yapan hücreler –örneğin, kanser hücreleri arasında olduğu gibi- birbirleriyle çatışırlar ve birbirlerini yok etmeye çalışırlar. Bazen biri, bazen diğeri üstün gelir. Dinamik bir sistemin devamı/varlığı için sağlıklı durumun baskın olması gerekir. Çatışmacı zıt-ikililer, doğada “etki-tepki” (Newton’ın ikinci yasası) olarak da ortaya çıkarlar. Bir şeye/nesneye fiziksel olarak “etki” ederseniz, karşılık olarak “tepki” alırsınız.
Zıt-ikilileri bir yelpaze üzerinde gösterirsek, yelpazenin bir ucunda biri, diğer ucunda diğeri yer alır ve bunlar saf/katışıksız (%100) değerdedirler. Bazı zıt-ikililerde her ikisinin arası, farklı oranlarda olmak üzere birbirinin karışımından oluşur ve birbirlerine geçişlidirler; tam ortası, “yüzde elli-elli”dir (%50-50). Şekil 1’de “ak-kara” zıt-ikilisiyle temsil edilen diyalektik yelpaze görülmektedir. Bu yelpazede eğer sadece “kara” olsaydı (şekilde sol alttaki küçük yelpaze) yani doğada ak renk olmasaydı, bu rengi kara olarak tanımlayamazdık; keza, eğer yelpazede sadece “ak” olsaydı (şekilde sağ alttaki küçük yelpaze) yani doğada kara renk olmasaydı, bu rengi de ak olarak tanımlayamazdık. Bu durum, zıt-ikililerin birlikte var olduklarında bir anlam taşıdıklarını ve birbirlerinin varlık nedeni olduğunu göstermektedir. Tıpkı paranın iki yüzü gibi birbirine yapışıktırlar, yapışık ikiz gibidirler.
DEVAM EDECEK
|