|
|||
BİLİME ÇAĞRI: TOPLUMSAL YAŞAMI DOĞADA ARAMAK-38 | |||
İbrahim GEDİK | |||
gozlem_ajans@mynet.com | |||
Biyolojik Evrimin Diyalektik Yelpazesi Değerli okurlar, biyolojik evrimin diyalektik yelpazesine önceki bölümden devam ediyoruz. Biyolojik evrimin diyalektik yelpazesi, bize, organizmalar arası “hiyerarşi”nin ve dolayısıyla “statü”nün var olduğunu gösterir. Kozmolojik evrimde olduğu gibi, biyolojik evrimde de görece gelişkin olanların “merkez”de, basit/az gelişkin olanların da “çevre”de yer alması gerektiğini önceki bölümde belirtmiştik. Buna göre, biyolojik yaşamda merkezde yer alan organizmalar ile çevrede yer alanlar arasında bir hiyerarşi doğar. Bu hiyerarşik yapıda, merkezde konumlananlar çevredekilere hükmeder (bir bedende beyinle diğer organlar arasındaki ilişkide olduğu gibi). Ancak bu hiyerarşik yapıda çevre ile merkez arasındaki ilişki ya da konumlanma, piramit/koni benzeri “taban-tepe” ilişkisi biçiminde değildir (Şekil 1/A); kozmolojik yelpazedeki gibi daire benzeri aynı düzlemdedir/düzeydedir (Şekil 1/B). Bunun göstergesi, tüm canlı varlıkların birbirlerinin yaşamına katkı sağlamasıdır; dolayısıyla birbirlerinin varlık nedeni olmuş olmasıdır. Bundan dolayı bu hiyerarşik yapı tabandan tepeye değil, çevreden merkeze doğrudur. Bu durum yani aynı seviyede/düzlemde olma durumu, merkezde yer alanlarla çevrede yer alanların “eşit” yaşam hakkına sahip olduğu, dolayısıyla birbirlerini karşılıklı denetleyebildiği anlamına gelir. Sonuç olarak, merkeze ait hükmetme erki sınırsız-sonsuz-mutlak değildir, doğa yasalarıyla sınırlıdır. Bu bağlamda, en gelişkin biyolojik varlık olması nedeniyle hükmetme yetkisine sahip olan ve bundan dolayı canlı yaşamının merkezinde yer alan insan(1), canlı dünyasının “efendisi” değildir; bu dünyanın eşit bireylerinden biridir. Canlı dünyasındaki benzer hiyerarşik yapıyı, beslenme zincirinde de görmekteyiz. Taş-toprak bitkiye, bitki otçul hayvana, otçul hayvan etçile ve her ikisi birden insana besin kaynağı olmaktadır (istisnalar kaideyi bozmaz). Bunu tersten okuduğumuzda bitki taşa-toprağa, otçul hayvan bitkiye, etçil otçula ve insan da tümüne hükmeder. İnsanoğlu, bu hükmetme ve yönlendirme erkini kendi yaşam tarihi boyunca uygulayagelmiş bulunmaktadır; bitkileri kültürleştirmiş, hayvanları evcilleştirmiştir; diğer canlılarda var olup da kendinde olmayan özellikleri, beyinsel üstünlüğü sayesinde kendi yaşamına katmıştır. Örneğin, kuşlar gibi uçabilmekte, balıklar gibi yüzebilmekte, keskin gözlü hayvanlar gibi hem mikro evreni hem de makro evreni görebilmektedir, vs. vs. Ancak günümüzde gelinen noktada doğaya yapılan müdahale/hükmetme, doğa yasalarını aşar duruma gelmiş gibi gözükmektedir. Bunun için de insanoğlu zaman zaman bedel ödemektedir. Doğa yasalarına uyulduğu sürece, merkezde konumlanan gelişkin organizma ile çevrede konumlanan daha az gelişkin organizma ya da organizmalar arasında sağlıklı bir iletişim, uyum ve dengenin kurulacağı açıktır. DEVAM EDECEK (1) Buradaki merkezde yer alma dinlerin tanımladığı gibi her şeyin insan için yaratıldığı, önceden hazır edildiği anlamında değildir. |
|||
Etiketler: BİLİME, ÇAĞRI:, TOPLUMSAL, YAŞAMI, DOĞADA, ARAMAK-38, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.