|
|||
BİLİME ÇAĞRI: TOPLUMSAL YAŞAMI DOĞADA ARAMAK-61 | |||
İbrahim GEDİK | |||
gozlem_ajans@mynet.com | |||
NASIL BİR İNSANLIK YAŞAMI YA DA TOPLUMSAL YAŞAM? ŞABLON Değerli okurlar, şablona devam ediyoruz. 8) Termodinamiğin İkinci Yasası gereği, yasalar çerçevesinde olmak üzere insanlık yaşamı/toplumsal yaşam da “kendiliğinden” işlemelidir; yani toplumsal işleyişe bir “dış müdahale” olmamalıdır; durum böyle olduğunda, insanlık/toplum kendiliğinden evrilecektir. Bu ilkeyi biraz açalım. Evrim Yasası gereği, insanlık zaman oku yönünde olmak üzere gelişerek değişmektedir (Şekil 1). Bu, insanlığın doğal yaşam sürecidir. Bu sürece hiçbir dış güç etki etmemeli, bir müdahalede bulunmamalıdır. Bu bağlamda, her insanın, her toplumun, çağın yaşam değerleri (bilgi kümesi, yaşam araçları ve yaşam kuralları) ile yaşamak istemesi, en “doğal hakkı”dır. Çağın yaşam değerleri de, zaman okunun ön ucunda olan yani en son oluşmuş ve en gelişkin yaşam değerleridir (Şekil 1’de Bilim-Teknoloji). Bir toplum bu yaşam değerlerinden geri yaşam değerlerine götürülmeye ve bu değerlerle yaşamaya zorlandığında, bu bir “dış müdahale”dir. Örneğin, günümüzdeki iletişim, akıllı telefonla yapılmaktadır. Eğer iletişimi telgrafla yapmaya zorlarsanız, bu bir dış müdahale olur. Buna karşın, geri yaşam değerleriyle yaşayan bir toplumu ileri/daha gelişkin yaşama taşımak da bir dış müdahaledir. Yine iletişim örneğini verirsek, toplumu telgrafla yapılan iletişimden akıllı telefonlu iletişime taşımak gibi. Toplumsal yaşamın işleyişine yapılan her dış müdahale ise, bir “dayatma”dır. Ancak bu iki tür müdahale ve dayatma, “eşdeğer” değildir. Zaman oku yönünde olan müdahale ve dayatma “olağanken”, tersi yönünde olan müdahale ve dayatma “olağan değil”dir; çünkü ilki evrilmeye uygun ve zaman oku yönünde olduğundan “doğal”dır, ikincisi ise evrilmeye uygun olmadığından ve zaman okuna ters yönde olduğundan “doğal değil”dir (Atatürk, birincisini yapmıştır). Yine ilki hasta bir çocuğa zorla ilâç şırınga etmeye benzerken (çünkü çocuklar iğneden korkarlar, ama yine de onlara zorla iğne yapılır), ikincisi sağlıklı bir insana zorla zehir şırınga etmeye benzer. Bölüm 41 ve 50’de önceki yaşam biçimlerinin (avcı-toplayıcı ve tarım-hayvancılık/din-tarım) günümüzde Dünya’nın ücra köşelerinde var olmaya devam ettiğini belirtmiştik. “Peki, bunları da en gelişkin yaşam biçimine taşımak doğru olur mu?” şeklinde bir soru sorulabilir. Eğer topluluk ve/veya toplum içinde daha gelişkin yaşama geçmek isteyen kesim yoksa yani topluluk/toplum böyle yaşamaktan mutluysa, bunları daha gelişkin yaşama taşımak doğru olmayabilir; ancak topluluğun/toplumun bir kesimi daha gelişkin bir yaşama geçmek istiyorsa, doğal olan, tüm toplumun geçmesidir. Bu bağlamda, geçmek isteyen kesim “haklı”, istemeyen kesim “haksız”dır ve azınlık bile olsa, geçmek isteyenlerin isteği yerine getirilmelidir. Bu durumu şuna benzetebiliriz. Bir zamanlar ülkemizde kapalı yerlerde sigara içmek serbestti. Sigara içenler, sigara içmeyenlerin sigara içenlerden şikayetçi olması karşısında “Bizim de sigara içme özgürlüğümüz var.” diyorlardı. Oysa insanın doğal yaşamı, oksijenli ortamdır. Haklı olan taraf, sigara içmeyenlerdi. Benzer şekilde geçmiş yaşam hem yaşanıp bitmiştir hem de gelişkin değildir; doğal olan, çağın yaşam değerleriyle yaşamaktır. DEVAM EDECEK |
|||
Etiketler: BİLİME, ÇAĞRI:, TOPLUMSAL, YAŞAMI, DOĞADA, ARAMAK-61, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.