NASIL BİR İNSANLIK YAŞAMI YA DA TOPLUMSAL YAŞAM?
Değerli okurlar, insanlık yaşamının diyalektik yelpazesine devam ediyoruz. Hatırlayalım, “geçmiş yaşam” ve “gelecek yaşam” tanımlarının belirsiz olmasından dolayı her iki yaşamın aynı değerde olduğunu varsaymamız gerektiğini, böyle bir durumun ise insanlık yaşamının tüm insanlık tarihi boyunca hiç değişmediği (avcı-toplayıcı yaşam biçiminin ilelebet devam ettiği), bu durumun ise muhafazakâr anlayışla ilerici anlayışın toplumsal yaşamda eşit ağırlıkta ve/veya eşit söz hakkına sahip olduğu anlamına geldiğini belirtmiştik (statik ve simetrik durum; Şekil 1/A).
Oysa geçmiş yaşamı “basit”, gelecek yaşamı da “gelişkin” olarak tanımladığımızda, “asimetrik” bir yelpaze ortaya çıkar (Şekil 1/B). Asimetrik yelpazede de, yaşam dönemleri gelişkinlik (ve bilgi) düzeylerine göre yelpazede farklı büyüklükte yer/alan kaplarlar ve dolayısıyla odak noktaları farklı büyüklükte olur; bundan dolayı iki yaşamın arakesiti ile denge merkezi birbirinden ayrılır ve denge merkezi gelişkin yaşam tarafında kalır (şekilde tahterevalli örneği). Bunun anlamı ise, muhafazakâr/gelenekçi anlayış ile ilerici/yenilikçi anlayışın insanlık yaşamında aynı ağırlıkta ve/veya eşit söz hakkına sahip olmadığı, ilerici/yenilikçi anlayışın baskın/dominant ve toplumsal yaşamı biçimlendirmede söz üstünlüğüne sahip olduğu anlamına gelir. Ayrıca bilgi demek “güç” demek (bilgi=güç) olduğundan ve her dönemin bilgi kümesi de göreli olarak öncekinden daha gelişkin ve dolayısıyla daha güçlü, sonrakinden ise daha az gelişkin ve dolayısıyla daha güçsüz olduğundan, iki yaşam arasında güç dengesi bozulur (asimetrik durum) ve hem “değişen/değişken”, hem de “dinamik” bir insanlık yaşamı ortaya çıkar. Bu durumu halat çekme yarışına benzetirsek, bir taraf diğer taraftan daha güçlü olduğunda güçler dengesi bozulur (asimetriklik) ve tüm yarışçılar güçlü olan tarafa doğru hareket ederler. Böylece “değişim” gerçekleşmiş ve “dinamik” bir yarış ortaya çıkmış olur. Bu bize, değişimin ve dinamikliğin güç dengesi olmadığında ortaya çıktığını gösterir. Güçlerin eşit olduğu bir yerde ne değişim ne de dinamik bir yaşam olur.
Bunu anlamı şu: 1) Tarihsel sıradaki/zaman okundaki yerine göre sonraki (göreli gelişkin) yaşamın bilgi kümesi önceki (göreli az gelişkin/basit) yaşamın bilgi kümesinden daha gelişkin/üstün olduğundan, insanlık yaşamında sonraki bilgi kümesi egemen güç olur ve toplumsal yaşamda “merkez”de yer alır. Dolayısıyla insanlık yaşamının/toplumsal yaşamın son bilgi kümesiyle biçimlendirilmesi gerektiği açıktır. Muhafazakâr/gelenekçi anlayış geçmiş yaşam değerlerini ve dolayısıyla geçmiş bilgi kümesini, ilerici/yenilikçi anlayış da yeni yaşam değerlerini ve dolayısıyla yeni bilgi kümesini benimsediğinden, insanlık yaşamının/toplumsal yaşamın şekillendirilmesinde ilerici/yenilikçi anlayış söz üstünlüğüne sahip olmalı ve “merkez”de yer almalıdır.
DEVAM EDECEK
|