|
|||
BİLİME ÇAĞRI: BEŞERİ/TOPLUMSAL YAŞAMI DOĞADA/EVRENDE ARAMAK-1 | |||
İbrahim GEDİK | |||
gozlem_ajans@mynet.com | |||
Değerli okurlar, neden Bilime Çağrı ve neden Beşeri/Toplumsal Yaşamı Doğada/Evrende Aramak? Biz insanoğlunun kökü doğadadır; dolayısıyla bizler doğaya aidiz ve bundan dolayı doğanın/evrenin bir parçası, bir öğesi, ya da bir bileşeniyiz; bu bağlamda doğa/evren ile “bağlantısal-bütünlük”[1] içindeyiz; topraktan geldik, topraktan besleniyoruz ve toprağa döneceğiz. Doğada hiçbir varlığın tek başına yaşama olanağı yok; canlı-cansız tüm varlıklar yaşamını birbiriyle bağlantılı olarak sürdürmektedir. Güneş ve gezegenler kütleçekimiyle birbirlerine bağlıdırlar. Dünya’mız Güneş’e sadece kütleçekimi ile bağlı değil, onun ışığıyla da etkileşim içindedir ve ondan enerji almaktadır. Güneş ışığı olmasaydı, bitkiler var olamazdı, bitkiler var olmasaydı, hayvanlar ve bizler var olamazdık. Sonuç olarak genelde evrende, özelde Dünya’da canlı-cansız her varlık birbiriyle bağlantılı bir yaşam sürdürmektedir; dolayısıyla her varlık, diğer bir varlığın ya da varlıkların yaşamına katkı sağlar. Bu bağlamda her bir varlığın yaşam hakkı ne kadar kutsalsa, diğerlerinin yaşam hakkı da o kadar kutsaldır ve her bir varlığın yaşam hakkı diğerlerinin yaşam hakkıyla sınırlıdır; yani diğerlerinin yaşam hakkının başladığı yerde son bulur. Beyin cerrahı Türker Kılıç, “Yeni Bilim: BAĞLANTISALLIK Yeni Kültür: YAŞAMDAŞLIK” adlı kitabında (Beşinci Basım: 2022; s.48) “…yaşam açısından selvi ağacı ile karga; balina ile arıkuşu; insan ile arı arasında kıymet farklılığı yoktur. Her bir tekil organizma, yaşam karşısındaki önemini, oluşturduğu ve yaşam adını verdiğimiz bağlantısallık ağının zenginliği, etkinliği ve karmaşıklığı ile yaratır.” demekte ve şöyle devam etmektedir: “…bazen bir bahçe için bir köstebek; işten anlamayan, toprağı havalandırmayan tembel bir bahçıvandan daha değerli bir yaşam yaratandır.” Bu durum, bize, genelde evrende, özelde Dünya’mızda var olan tüm varlıkların birbiriyle bağlantılı ağ şeklinde bir yaşam oluşturduğunu, bundan dolayı tüm varlıkların birbirinin yaşam hakkına saygılı olması gerektiğini ortaya koyar. Bizler, beyinsel açıdan canlı dünyasının en gelişkini olmamızın bir gereği olarak bu konuda diğer varlıklardan daha duyarlı olmak durumundayız; bu, aynı zamanda kendimize olan saygının da bir gereğidir. Tüm varlıkların mutlu olduğu bir dünyada, bireyler olarak bizler de mutluyuz demektir. Bireylerin birindeki mutsuzluk, tıpkı esneme olayında olduğu gibi bulaşıcıdır ve diğerlerine de mutsuzluk yayar; buna, “sosyal bulaşıcılık” denir (Türker Kılıç, Yeni Bilim: BAĞLANTISALLIK Yeni Kültür: YAŞAMDAŞLIK; s.145). Bu bilinçle hareket edilmesi, insanoğlunu vahşilikten uzaklaştıracak ve insan olmaya daha da yaklaştıracaktır. DEVAM EDECEK [1] Bu terim, Yeni Bilim: BAĞLANTISALLIK Teni Kültür: YAŞAMDAŞLIK adlı kitabın yazarı tıp profesörü Türker Kılıç’a aittir. |
|||
Etiketler: BİLİME, ÇAĞRI:, BEŞERİ/TOPLUMSAL, YAŞAMI, DOĞADA/EVRENDE, ARAMAK-1, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.