Enerjinin Zıt İki Formu ve Bunların Birbiriyle Olan Etkileşimi
Değerli okurlar, bu bölümden itibaren doğanın/evrenin toplumsal yaşama örnek oluşturacak bir başka işleyiş şeklini ele alacağız. Önceki bölümlerde doğanın diyalektik işleyişini toplumsal yaşama uygulamış, karşımıza statik/durağan bir diyalektik yelpaze çıkmıştı. Bu diyalektik yelpazeye göre, toplumun her iki (muhafazakâr-ilerici) kesimi de toplumsal yaşamda eşit söz hakkına sahip olmaktadır. Bu da anlaşmazlık durumlarında toplumsal işleyişi tıkayacağı, sekteye uğratacağı anlamına gelmektedir. Ayrıca insanlık yaşamı statik/durağan değil, dinamik/değişken bir olgudur. Bu durumların doğada/evrende nasıl halledildiğine bakacağız ve bunun için evrenin en temeli olan “enerji”yi ele alacağız.
Fizikte enerji konusuna uzak olanlar için önce enerjinin ne olduğuna bakalım ve anlamaya, kavramaya çalışalım. Enerjinin fizikteki tanımı, “bir sistemin iş yapma kapasitesi” şeklinde yapılır; yani “enerji=iş”tir. İş ise, kuvvetin hareket yönündeki etkisi/büyüklüğü ile yer değiştirme miktarının ya da kat edilen yolun çarpımıdır (W=Fxs; W: iş, F: kuvvet, s: yol). Daha açık olarak, itmekte olduğumuz bir el arabasına uyguladığımız itme kuvveti (F) ile arabayı götürdüğümüz mesafenin (s) çarpımı, yapılan işi (W) verir; bu, aynı zamanda harcadığımız enerji miktarıdır da; dolayısıyla “iş=enerji”dir (W=E).
Maddenin de kökeni olan enerji, birçok çeşidi olsa da, en temelde “kinetik enerji” ve “potansiyel enerji” olmak üzere iki türde ya da iki –zıt- formda (oluşum) bulunur. Hareket eden bir cismin enerjisi vardır; buna kinetik enerji denir; dolayısıyla kinetik enerji, “hareket enerjisi”dir. Bu enerji herhangi bir nesneye kuvvet uygulayarak iş yapar. Attığımız bir taş, gidip vurduğu yerde iş yapar. Elimizdeki çekiçle demire şekil vererek iş yaparız. Bu iki olguda da işi yapan, kas gücümüzün yani biyokimyasal enerjimizin önce kolumuzu, kolumuzla da taşı ve çekici hareket ettiren kinetik enerjidir. Keza çarpışan arabalardaki şekil değişikliği, bir “iş”tir; bu işi yapan, araçların kinetik/hareket enerjileridir vs. Görüldüğü üzere, kinetik enerji, değişim yapan ya da değişimi gerçekleştiren bir enerjidir ve var olduğu/tükenmediği sürece hareketi sonsuzdur/mutlaktır.
Buna karşın yükseğe kaldırılmış bir cismin, sıkıştırılmış veya gerilmiş bir yayın ya da şişirilmiş bir balonun ise, potansiyel enerjisi vardır. Bu enerji, kinetik enerjinin tersine hareketsiz/durağan olduğundan kuvvet etkisi yoktur; örneğin, önceki cümlede belirtilmiş olan cisimler/nesneler/varlıklar, kendilerine herhangi bir dış kuvvet etki etmediği sürece bulundukları yerde sonsuza kadar dururlar (mutlak sabit olma hâli); dolayısıyla potansiyel enerjinin iş yapma özelliği yoktur, iş yapmayı bekler. Bu bağlamda, potansiyel enerji “depolanmış” bir enerjidir. Yukarıda belirtildiği gibi, yüksekte duran bir cisim, barajlardaki birikmiş su, sıkıştırılmış veya gerilmiş bir yay, şişirilmiş bir balon potansiyel/depolanmış enerjiye sahiptir. Keza kimyasal enerji akaryakıtta ve/veya tüplerdeki sıvı gazda depolanmış potansiyel enerjidir; yine nükleer enerji de atom çekirdeğinde depolanmış bir potansiyel enerjidir; bunları çoğaltabiliriz.
AYNI KONUYA DEVAM EDİLECEK
|