|
|||
BİLİME ÇAĞRI: TOPLUMSAL YAŞAMI DOĞADA ARAMAK-22 | |||
İbrahim GEDİK | |||
gozlem_ajans@mynet.com | |||
Demokrasi Mantığının Ana Prensibi ve Diyalektik Değerli okurlar, bu bölümde meslektaşım Prof. Dr. Celâl Şengör’ün “Newton Neden Türk Değildi?” (Ocak 2024; İnkılâp Kitabevi Yayını) adlı kitabından iki alıntıya yer vereceğim. Birincisi: “Hasan Âli Yücel bir yazısında ‘acaba’ hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: ‘Demokrasinin dünya görüşü, bir mantığa dayanır. Demokrasi mantığının ana prensibi şudur: ‘Her fikirde hata ve sevap ihtimali vardır.’ Eğer bu postülâtı (1) kabul etmezseniz demokrasi geometrisini kuramazsınız. […] Bu prensibi kabul edince ilk müşkül (zorluk-y.n.) yenilmiş olur. Çünkü kendi davanızda, karşınızdakinin davası kadar hata ve sevap olacağına inanınca pek tabii olarak tartışmaya razı olursunuz. O zaman bir itiraz karşısında kalınca: -Acaba?!... dersiniz. Bu ‘Acaba?’ yok mu, işte demokrasinin en değişmez remzi (1) budur. Bütün diktatorya rejimleri ‘Acabasızlar’ rejimidirler. 1-Remz (Ar.): İşaret. (Y.N.).” (s.82). Buradaki “hata” ve “sevap”, “yanlış-doğru” zıt-ikilisini oluşturur. Bu zıt-ikilinin diyalektik yelpazesini oluşturduğumuzda, aşırı uçlar dışında (gri alan=yaşam alanı) her iki durumun da çeşitli oranlarda olmak üzere bir arada bulunduğunu görürüz (Şekil 1). Köy Enstitülerinin kurucusu olan Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel Avrupa’daki bilimsel ve düşünsel gelişmeleri takip ettiği içindir ki, doğanın diyalektik işleyişini kavramış bulunmaktadır. Celâl Şengör’ün “Atatürk’ü anlayan tek adam.” olarak sunduğu/lanse ettiği Hasan Âli Yücel’in bu doğa olayını kavrayışı, Atatürk’ün tüm devrimlerini bilim temelli yaptığının bir göstergesidir. İkinci alıntı da şu (s.113, 114): Dünyanın ve Avusturya İmparatorluğu’nun en büyük bilim insanı olan paleontolog (fosil bilimci) Eduard Suess’e (1831-1914) göre jeolojik devirlerde zaman zaman hayvan ve bitki topluluklarının aniden yok oluşlarının açıklaması şöyle: “(…) canlılar, içinde var oldukları toplulukta, (…) ‘sosyal dayanışma’ dedikleri bir yapı içerisinde yaşıyorlar. Darwin’nin karşılıklı mücadele mekanizmasının yanında, (…) ‘karşılıklı dayanışma’ ve (…) ‘karşılıklı yardım’ (…)” denilen “bir başka mekanizma da çalışıyor. Bu mekanizma yüzünden, bir canlılar topluğu içerisinde bir veya birkaç canlının yok olması bir zincirleme reaksiyon başlatarak (…) tüm bir topluluğun ortadan kalkmasına neden oluyor.” “Canlıların karşılıklı yardımlaşması ve bir ‘ekonomik birlik’ içerisinde yaşamaları genç paleontolog Suess’ü çok etkilemiş.” Daha sonra İmparatorluk Parlamentosu’na milletvekili seçilen Suess’ün “(…) izlediği siyaset toplum içerisinde karşılıklı yardım mekanizmalarını kurup desteklemek, doğanın nasıl çalıştığını vatandaşlarına öğretebilmek için okul eğitim programlarının uygun şekillerde planlanmasına yardımcı olmak ve doğayı iyi kullanarak vatandaşlarına daha iyi bir yaşam sağlamak (…).” olmuştur. Doğa bize gösteriyor ki, toplumlar da “uzlaşma-dayanışma” üzerine bir yaşam inşa etmelidirler. (1) Postülât, ıspata gerek duyulmayan, apaçık olan “önkabul”dür; örneğin, “her bütün, kendini oluşturan parçalarından büyüktür” gibi. DEVAM EDECEK
|
|||
Etiketler: BİLİME, ÇAĞRI:, TOPLUMSAL, YAŞAMI, DOĞADA, ARAMAK-22, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.