DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara Mamak’ta yaptığı ev ziyaretiyle vatandaşların evine misafir oldu. Bir genç Babacan’a teknolojik ürünlerin pahalılığından dert yandı. “Bir bilgisayar bile 14-15 bin liradan başlıyor. İktidara geldiğiniz zaman nasıl bir planınız var?” diye sordu. Babacan şunları söyledi:
‘Ekonominin topyekûn büyümesi gerekiyor’
“Bir; bunların hepsinin vergisinin inmesi gerekiyor. Vergi oranları bazı ürünlerde çok yüksek. Bazı ürünlerde hem KDV hem gümrük vergisi, ÖTV var. İkincisi; bunların fiyatları hep dövize bağlı olduğu için kur yükselince hepsinin fiyatları alıyor başını gidiyor. Hem kurun makul bir seviyede olması gerekiyor hem de insanların gelir seviyesinin yüksek olması gerekiyor. Bunun için ekonominin topyekûn büyümesi gerekiyor. O da güvenle olur. Güveni sağladığınız zaman hem ekonomi büyüyor, yatırımlar oluyor, yeni iş sahaları açılıyor hem de paranıza güven varsa paranız böyle pul olmuyor.”
‘Son on yıldır Türkiye sürekli inişte’
Gencin “Bu kadar çökmüşken yurtdışındaki yatırımcı güvenebilir mi?” sorusunu yanıtlayan Babacan:
“Güvenir çünkü onlar daha önce Türkiye’nin iyi dönemlerini gördüler. Türkiye’nin potansiyeli çok büyük. İyi kadrolar tarafından düzgün yönetildiğinde çok hızlı büyüyor Türkiye. Onun için iktidar değişikliği olup iyi bir kadro iş başına geldiğinde yatırımlar hemen başlar, iş sahaları açılmaya başlar ve çabuk düzelir. Daha önce biz bunu 2001-2022 krizinde yaşadık. Türkiye krizlerden çok çabuk çıktı. Ama son on yıldır Türkiye sürekli inişte.”
‘Türkiye’nin yükseldiği, genç nüfusun kalkındığı dönemleri yaşadık’
“Yurtdışına kaçmayı düşünüyorum” diyen gence Babacan şöyle karşılık verdi:
“Yurtdışına kaçmayı düşünen yüzde 80. Üstelik anne babalar da gitsinler istiyor. Ama Türkiye’nin yükseldiği, genç nüfusun kalkındığı dönemleri yaşadık. Ülkeyi yöneten kadro, düzgün bir kadro olduğu zaman, işini bilen, dürüst insanlardan oluştuğu zaman ülke hemen ayağa kalkıyor. Avrupa’nın en büyük toprakları bizde, en büyük nüfus bizde, en genç nüfus bizde, en büyük tarım arazileri bizde. Varlık içerisinde yokluk yaşıyoruz.”
|