Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Aday Adayı Mustafa Ülkem Uruk, Tekirdağ’ın 11 ilçesinde ilçe örgütleriyle buluştu. Partilileri tarafından büyük coşkuyla karşılanan CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ülkem Uruk, Çorlu’dan başlattığı adaylık açıklaması programını Süleymanpaşa’da tamamladı. Gençlerin partiyi dinamik hale getirecek iti güce sahip olduğunu belirten Uruk, hedefinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yürümek olduğunu ifade etti.
URUK, 11 İLÇEDE BÜYÜK BİR COŞKUYLA KARŞILANDI
20 Mart Pazartesi günü Çorlu’da 14 Mayıs Genel Seçimleri için CHP’den Milletvekilliği Adaylığını büyük bir katılım ve coşku ile açıklayan Mustafa Ülkem Uruk, “Çorlu’da yaptığımız adaylık açıklamasında örgütümüz gerçekten kendi evladına sahip çıkar gibi bana sahip çıktı. Çorlu’dan başlattığımız adaylık açıklamalarımızı Süleymanpaşa ilçemizde, İl Başkanlığı’mızda tamamlıyoruz. Bize inanan, güvenen, yüreğini açan tüm örgütümüze teşekkür ediyoruz. Allah bizi sizlere mahçup etmesin “ dedi.
Adaylığının açıklamasının üzerinden altı gün geçmesine rağmen büyük bir teveccüh gördüğünü belirten CHP Milletvekili Aday Adayı Mustafa Ülkem Uruk, “Gençlerin motor gücüne, gençlerin partiyi, örgütü dinamik hale getirecek itici gücüne talipsek parlamentoyu gençleştirmeye de talibiz. O yüzden de bugün gençlik kollarında başladığım bu işi, adımın başındaki sıfatta hala gençlik kolları ibaresi varken, milletvekili aday adaylığıyla devam ettirmeye karar verdim” dedi.
“ÇOK ŞANSLIYIM, TRAKYA GENÇLİĞİNİN BİRLEŞTİRİCİ FİGÜRÜ OLDUM”
Uzun yıllardır CHP’nin çeşitli kademelerinde partiye hizmet ettiğini belirten Mustafa Ülkem Uruk, “Uzun yıllar önce Cumhuriyet Halk Partisi Çorlu Gençlik Kolları Başkanı olarak başladığım görevime daha sonra ana kademe ilçe yöneticiliği ile devam ettim. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale ve Trakya'nın bütün illerinin, ilçelerinin ortak kararıyla 16. Olağan Kurultayımızda, genel merkezimizde görev alma fırsatı elde ettim. Cumhuriyet Halk Partisi'nde Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olarak bu benim için bütün illeri birleştirici bir figür olmak benim için bir şanstı. Ama o zaman da söylemiştim. İkinci en büyük şansım bu dönemi Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında görecek olmam. O yüzden de bana bu şansı tanıyan başta genç arkadaşlarıma, sonra örgütümüzün diğer temsilcilerine, üyelerine teşekkür ediyorum.
“HOŞGÖRÜ SİYASETİNİN BAŞ MİMARI KILIÇDAROĞLU’DUR”
Aslında uzun uzun bir siyaset tanımı veya ülkenin içine düştüğü durumla alakalı bir konuşma yapmayacağım. Çünkü Cumhuriyet Halk Partililerle dolu bir salonda iktidara inançlı ve gerçekten 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu Çankaya'ya yollayacak teşkilatla, örgütle bir arada olmaktan gerçekten mutluyum. Ama şunları da ifade etmeden geçemeyeceğim. Siyaset artık yeni bir dil kazandı. Siyaset artık hoşgörü dilini kazandı. Bunun da bir baş mimarı var. Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu artık derin bir hoşgörüyle, belki 5-6 yıl önce baktığımızda öteki mahalleden diye gördüğümüz insanlarla, onların da bizi öyle gördüğü, kısacası daha açık konuşmak gerekirse bugün milli görüşçülerle, laik seküler hayat tarzını benimseyenler, ülkücülerle sosyalistler, kürtler, sosyal demokratlarla liberaller artık herkes aynı şemsiyenin altında toplandılar. Tek bir gaye var. Şemsiyenin altında toplanmanın da formülü çok belliydi. Hoşgörüydü ve ortak paydadaki değerleri yüceltip farklılıklarımızı da zenginlik görmekti. O ortak paydadaki değer ne? Söylediğimiz gibi herkesin ortak talebi adalet, demokrasi ve refah içinde bir ülkede yaşayalım. Hem anlattığım kesimlerin, doğuda olanların, batıda olanların, sanayicilerin de asgari ücretle geçinenlerin de hepsinin ortak talebi, adalet, demokrasi ve refah içinde bir Türkiye. Bu ortak değer altında, bu şemsiyenin altında genel başkanımız adeta bu işin mimarlığını yaparak, bu hoşgörüsüyle bu masayı kurdu. Bu masada bugün bize müthiş bir özgüven kazandırdı. Uzun yıllardan beri ilk defa iktidara bu kadar inançlı, bu kadar iktidarı özlemle, hırsla, hasretle bekleyen bir örgütümüz var. Ve buna da çok yaklaştık. İktidara yaklaştığımızın en büyük göstergesi anketler, araştırmalar, onlar bunlar değil. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlıklarında Türkiye'nin tamamında her gün bayram yeri gibi, her gün aday adaylığı açıklamaları var. Her gün örgütümüz orada buluşuyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin dinamik örgütü inançlı bir şekilde bu süreci inşa ediyor ve yürüyor.
“BU ÜLKEYİ AYAĞA KALDIRACAK REÇETEYİ YAZDIK”
Artık iktidara yaklaşık 50 günlük bir süre kaldı. Biz belki de eski seçimlerde şunu yapardık. Seçimden 1-2 ay önce akademisyenlerden ve siyasilerden oluşan bir kadro bir seçim bildirgesi hazırlardı. Ve o seçim bildirgesiyle biz seçime girerdik. Tam 12 aydır, hatta 14 aydır 6 siyasi partinin oturup uzman kadrolarınca hazırlanmış 9 ana başlıkla 2 bin 300 maddeden her maddesi de çözüm önerisi olan, derde derman olacak bir reçete yazdılar, bir ortak mutabakat metni. O reçete elimizde iktidarı nasıl yöneteceğimizi biliyoruz. İnsanların derdine nasıl derman olacağımızı biliyoruz. Bunun farkındayız. Ve şimdi de bunu uygulamak için toplumu bize teveccüh göstermesi için bunu çıkıp sokakta anlatacağız. Sahada anlatacağız” dedi.
“PARLAMENTOYU GENÇLEŞTİRECEĞİZ”
Uruk, “Yoksula gidip enflasyondan bahsetmenin, kıymanın kilosundan bahsetmenin bir anlamı yok. Biz zaten bunu en iyi bilenlerin onlar olduğunu hmeliyiz, farkına varmalıyız artık. Biz insanlara çözüm önerilerimizi anlatacağız. Genel merkezimiz bu politikayı izliyor. Her gün insanların derdine derman olabilecek bir reçete sunuyor. O yüzden bu süreci taçlandırmanın ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu Çankaya'ya göndermenin tam zamanı diyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cumhuriyet Halk Partisi şu anda kendi tarihsel mirasından aldığı güçle, geleceğe gençlerle sağlam bir adım atmak ve yeniden cumhuriyetin ikinci yüzyılında yeni bir sistem yaratmanın, bu tek adam rejimini yıkıp Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi inşa etmenin ve bu demokrasiyi yeniden tesis etmenin peşinde bunun için adımlar atıyor. Dediğim gibi ama Cumhuriyet Halk Partisi gençlerle attığı bu adımda aynı şekilde parlamentoyu da gençleştirmesi gerektiğini farkında. Bugün nüfusun yüzde 52’si 35 yaşın altında. Bugün ilk defa oy kullanacak seçmen sayısı 18 yaşını doldurup yüzde 10’dan biraz fazla. Bu ne demek? Şimdi seçim barajı yüzde 7’ye indi ama eski seçim barajının bir de üstünde ilk defa oy kullanacak bir seçmen var. Gençler sandıkta bu kadar güçlü, ama geçmiş dönemin öz eleştirisini yapmadan da geçmeyelim. Parlamentonun en yaşlı siyasi partilerine baktığımızda gençlerin de oy vereceği birincisi İYİ Parti en yaşlı siyasi parti, ikincisi ne yazık ki biziz. O yüzden gençlerin motor gücünü, gençlerin partiyi, örgütü dinamik hale getirecek itici gücüne talipsek parlamentoyu gençleştirmeye de talibiz. O yüzden de bugün gençlik kollarında başladığım bu işi adımın başındaki sıfatta hala gençlik kolları ibaresi varken milletvekili aday adaylığıyla devam ettirmeye karar verdim.” diye konuştu.
“HUZUR VE REFAH İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Yurtdışına giden gençlerin kendi iktidarlıların da tekrar geleceğini belirten Uruk, “Cumhuriyet Halk Partisi gerçekten tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşayacak ve bu ülkeye de yaşatacak. Bizim topluma ihtiyacımız var. Halka ihtiyacımız var. Ama toplumun da güçlü, kararlı bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacı var. Bunun da farkındayız. Toplum da bunun farkında. Hiç endişe etmeyin. Ben bu heyecanı, parlamentonun gençleşmesi konusunda parlamenter sistemi yeniden tesis edilmesi konusunda, Cumhuriyetin temeline, raylarına tekrar oturtulması konusunda toplumun, halkın büyük bir irade göstereceğinin farkındayım, hissediyorum. Görevim gereği Anadolu'nun aşağı yukarı her iline gittim. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'nde Dış İlişkilerden sorumluydum. Avrupa'daki örgütlerimize, Avrupa'daki yurt dışındaki Türklerle buluştum. Burada gördüğüm son 2018 seçimlerinden itibaren yurt dışına giden 500 bin genç var. Bu gençler hepsi ikametlerini yurt dışı sandıklarına aldılar. Hepsi seçim gününü iple çekiyorlar. Neden? Kimse bu ülkeden kopmak istemiyor. Herkes gelip yeniden ülkesinde huzur ve refah içinde yaşamak istiyor. Kimse gönüllü olarak Avrupa'da, başka ülkelerde, gurbette yaşamak istemiyor. Biz de yeniden ülkeyi hak ettiği pozisyona dünyadaki saygın yerine, demokrasiyle, adaletle, insan haklarına saygılı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini önemseyen, çevre krizlerini, ekolojik krizlere karşı önlem almış bir ülke olmak zorundayız” dedi.
|