DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu yıl araç sahiplerinin çifte Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ödemesine yönelik kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu savunarak TBMM Genel Kurulu’nda geri çekilmesini istedi. Ayrıca İnfaz Kanunu’yla ilgili torba kanuna eklenen düzenlemenin “örtülü özel af” olduğunu söyleyen Yeneroğlu, “Asıl amaç, ceza adaletini sağlamak değil, hukukun yanlış uygulanması sonucu dolup taşan cezaevlerindeki doluluğu kontrol altında tutmaktır” dedi.

‘Ek vergilerin nedeni deprem değil’

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Yeneroğlu, MTV’nin iki katına çıkarılmasını öngören kanun teklifiyle ilgili “Hepimiz ek vergilerin nedeninin deprem olmadığının farkındayız. Bu vergilerin, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ denmesinin ve israfın oluşturduğu milyarlarca açığın kapatılması için getirildiği açıktır.” diye konuştu.

‘Teklif, vergilendirme ilkelerine aykırıdır’

Teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Yeneroğlu, “2023 yılında ikinci kez ek vergi tahakkuk ve tahsil edilerek vergi yükü araç sahipleri bakımından eşit olmayacak şekilde ağırlaştırılmaktadır. Bu durum, mali güce göre vergilendirmeyi ve vergi yükünün dengeli, adil, ölçülü ve eşit dağılımını engellemektedir. Sosyal adalet anlayışını da göz önünde bulundurmamaktadır. Dolayısıyla bu teklif, Anayasa’nın 73. maddesinde öngörülen vergilendirme ilkelerine aykırıdır. Benzer bir düzenleme, 2003 yılında Meclis gündemine gelmiş ve yasalaşmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi tarafından belirttiğim gerekçelerle iptal edilmiştir. Bu nedenle, Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olan ve vatandaşlarımızın sırtına ek bir yük olan MTV düzenlemesi Genel Kurul’da geri çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

‘Bu bir aftır, beşte üç çoğunluğun kabulü gerekir’

Yeneroğlu’nun gündeminde 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na eklenmesi teklif edilen Geçici 10. madde de vardı.

Teklifle ilgili değerlendirmelerini paylaşan Yeneroğlu, “Yapılan bu düzenleme örtülü bir özel aftır. Çünkü cezanın infaz şeklini değil, doğrudan cezayı etkilemekte ve hafifletmektedir. Eğer bir kişiyi mahkûm edildiği hapis cezasından kanun değişikliği yaparak infazı tamamlamasını beklemeksizin serbest bırakıyorsanız, siz itiraf edemeseniz de bu bir aftır. Türk Ceza Kanunu’nun 65. maddesinde de Anayasa Mahkemesi kararlarında da özel af tanımı tam olarak bu şekildedir. Teklifin af niteliğinde olması dolayısıyla da İçtüzüğün 92. maddesi gereğince teklifle beraber, teklifin içinde bulunduğu torba kanunun tümünün oylamasında Meclis üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kabulü gerekmektedir. Aksi halde kanunun tamamı şekil bakımından Anayasa'ya aykırı olacaktır” dedi.

 ‘Cezaevlerinde yer olsa böyle bir düzenleme önümüze gelmeyecek’

Yeneroğlu, “Asıl amaç, ceza adaletini sağlamak değil, hukukun yanlış uygulanması sonucu dolup taşan cezaevlerindeki doluluğu kontrol altında tutmaktır. İktidar, infaz düzenlemesi ile kendi ürettiği vahim yanlışları bahaneler bularak geçici olarak düzeltmeye çalışıyor. Bunu yaparken yine yanlış yöntemler kullandığı için sorunları daha da derinleştiriyor. ‘Cezaevlerini biraz boşaltalım ki tekrar doldurabilelim’ anlayışı ile hareket ediyorlar. Çünkü derdi adalet değil. Üstelik bir de kamuoyunda ceza infaz kurumlarının sayısını artırmakla övünüyor. Cezaevlerinde yer olsa, belki de böyle bir düzenleme önümüze dahi gelmeyecek” diye devam etti.

 Yeneroğlu, iktidara “Adil yargılamayı temin etmediğiniz sürece, tutukluluğu tedbir değil ceza olarak uygulattığınız sürece istediğiniz kadar ceza infaz sistemini manipüle edin, yol alamazsınız” sözleriyle seslendi.

 “Teklif adaletsiz, eşitlikten uzak ve hukukun üstünlüğü iddiasına yakışmıyor”

Teklifin adaletsiz, eşitlikten uzak ve hukukun üstünlüğü iddiasına yakışmayan bir düzenleme olduğunu ifade eden Yeneroğlu, toplumun adi suçlar dediği tüm suçların, bu teklifin kapsamında olduğunu belirterek: “Kamu vicdanını derinden yaralayan kasten öldürme, uyuşturucu ticareti, cinsel suçlar gibi suçlardan ceza alan kişiler bu yasa kapsamında cezaevinden tahliye edilecektir. Diğer taraftan ise şiddet ve cebirle alakaları olmamalarına rağmen hukuksuz bir biçimde Terörle Mücadele Yasasından ya da silahlı örgüt üyeliğinden ceza alan hükümlüler kapsam dışında bırakılmıştır.” dedi. 

 ‘Cezaevlerinde kapasite aşımı 65 bin’

2020 yılında pandemi nedeniyle İnfaz Kanunu’nda benzer bir değişiklik yapıldığını hatırlatan Yeneroğlu, cezaevlerindeki nüfusun o değişiklikten sonra da arttığına dikkat çekerek, “Bu değişikliğin yapıldığı Nisan 2020’de toplam cezaevi nüfusu 310 bindir. Değişiklikle 90 bin kişi tahliye edilmiş, cezaevi nüfusu 220 bine düşürülmüştür. Ancak henüz ilk yılın sonunda, yani Nisan 2021’de, bu sayı tekrar 314 bini bulmuştur. Bugün ise tablo çok daha endişe verici. Cezaevlerinin kapasitesi, 296 bin 202 kişi ama Temmuz 2023 itibariyle cezaevlerinde 360 bin 722 kişi bulunuyor. Yani kapasite aşımı 65 bin” dedi.

 ‘Cezasızlık algısının pekişmesine hizmet edecek’

Yeneroğlu, “Sırf infaz kurumlarındaki kalabalığı azaltmak için toplumsal uzlaşı sağlanmadan, günü kurtarmak için TBMM’ye sunulan bu düzenleme, cezasızlık algısının daha da pekişmesine hizmet edeceği gibi eşit ve adil bir uygulama da olamayacaktır. Umarım yeni dönemde iktidar bu yanlışlardan döner. Bütün olarak hukuk devletine dönerek, Türkiye’nin acil ihtiyacı olan yapısal değişim ve dönüşüm sürecini başlatır ve temel sorunlarımızı çözme iradesini ortaya koyar” şeklinde konuştu.

 Teklifin siyasi partilerin, baroların, akademisyenlerin ve sivil toplumun görüş ve önerileri dinlenmeden hazırlanmasını eleştiren Yeneroğlu, düzenlemenin sadece adi suçları kapsadığını, TMK veya silahlı örgüt üyeliğinden ceza alan hükümlüleri kapsamadığını söyledi.