Moved Permanently

İlçemizin yükselen değeri haline gelen Çağman Group’ un Özel 2015 Saray Anadolu Lisesinin kurucusu Erdem Çağman ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine merak ettiklerimizi sorduk ve keyifli, güzel bir söyleşi oldu. Kimya bölümü mezunu, evli ve iki çocuk babası olan Çağman; hakkında merak edilenleri ve ileriye yönelik projeleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle okul ile başlayalım. Kurucusu olduğunuz ÖSAL’ın kuruluşundan bu yana geçirdiği süreci bize değerlendirir misiniz  ?

ÖSAL bu yıl üçüncü eğitim - öğretim yılını gerçekleştiriyor. Biz uzun bir süre bunun hayalini kurduk, şükür ki rabbim bize okulculuğu kısmet etti. ÖSAL’da projelerimizi hayata geçirdik. “İyi Eğitim, İyi İnsan” felsefesi üzerine temellendirdiğimiz ve en önemli kazanımın iyi insanlar yetiştirmek olduğunu bildiğimiz için aynı düstur ile yolumuza devam ediyoruz. Toplumla barışık, milli ve manevi değerlere bağlı, vatana ve millete faydalı olabilecek başarılı bireyler yetiştirmek  bu doğrultuda en temel arzumuzdur. Üç yıldır bu felsefe doğrultusunda hareket ettik, bu doğrultuda birçok farkındalık projesi gerçekleştirdik. Hedefleri olan bir kurumuz.

En iyisinin siz olduğunuza dair iddialı mısınız ?

Tabii ki biz bu işe "Her şeyin en iyisini biz biliriz." diyerek başlamadık ve böyle bir ukalalığımız asla olmadı. İddia başka bir şey... Biz en iyisini yapmaya çalışıyoruz, diyelim. Biz yetenekli bir ekip oluşturmaya çalıştık ve belki de en önemlisi de budur.  Fikir üreten, proje geliştiren,  kurumu daha iyi noktaya taşıyacak, öğrencimizin gelişimine faydalı olacak işler yapmanın peşinde koşan; her alanda başarıyı amaç edinmiş, alanında en iyisini gerçekleştirmek adına azimle ve kararlılıkla mücadele eden bir ekip olmak için çabalıyoruz. Elbette ki eleştiriler olacaktır. Biz bunları da değerlendiriyor, yeri geldiğinde öz eleştirimizi de yapıyor, gerekli noktalarda gerekli kararları alıp hayata geçiriyoruz. Gayretliyiz. En iyisini yapabilmek adına mücadelemizi ortaya koyuyoruz. Hedefleri olan bir kurum olduğumuz için hedefe giden yolda önümüze çıkan taşlara odaklanmak yerine bizi hedefe götürecek çalışmalara odaklanıyoruz.

 Son dönemde farklı işlere odaklanıp okulu bıraktığınız hakkında ortaya atılan iddialara ne diyorsunuz ?

Biz bu işe gönül koymuşuz ne bırakması... (Gülüyor.) İnsan bu kadar severek yaptığı bir şeyi nasıl bırakıp gidebilir? Sabah evimizden "İşe değil, okula gidiyorum." diyerek çıkmak bile bence büyük bir ayrıcalık.  Biz bu yola bir sevda uğruna çıktık, yıllarca hayalini kurduğumuz projeleri hayata geçiriyor olmanın coşkusu var içimizde ve daha yapacak çok iş varken... Rabbim kısmet ettiği ölçüde her daim işimizin başındayız evelallah.

ÖSAL okul müdürlüğü görevini Salim Tamgaç yürütüyor...

Biz değerli Salim Tamgaç hocamız ile Lider Marmaradan beri birlikte çalışıyoruz. En başından beri birlikte olduğumuz, ömrünün elli küsür yılını eğitimciliğe adamış değerli bir şahsiyettir kendisi ve bizler de onun bakış açısından, tecrübelerinden yararlanıyoruz. Kurumlar kişilere bağlı hareket etmemeli. Biz bir ekibiz, demiştim. İdari anlamda da iş bölümünü yapmış bir ekip olarak daha başarılı olacağımızı çok iyi biliyorduk. İşini çok seven ve sonuna kadar sahiplenen başarı odaklı bir idari kadro oluşturduk. Kurucu müdür olarak ben görevimin her zaman başındayım. Okul Müdürümüz Salim Bey, kurum ortağımız ve Rehberlik Uzmanımız İrfan Bey,  Eğitim Danışmanımız Alkan Bey olarak idari kadromuzda iş bölümü sayesinde meseleleri farklı bakış açıları oluşturarak değerlendiriyoruz. Bu durum çok yönlü düşünmemizi sağlıyor, empati kurarak sorunlara yapıcı ve kalıcı çözümler üretebiliyoruz. Okul anlamında yeni ve sürpriz projelerimiz var, inşallah zamanı geldiğinde bu projeleri de hayata geçirmeyi arzuluyoruz. Rabbim kısmet ederse eğitim - öğretim alanında ilçemize daha geniş bir kapasiteyle hizmet verecek, ilçemiz sakinlerine de yeni istihdam alanı  ortaya çıkarabilecek bir oluşumun ön hazırlığındayız.

ÖSAL’ ın projeleri halkımız tarafından büyük ilgi ve beğeni topluyor. Okulun faaliyetlerinden bahseder misiniz ?

Proje gerçekleştiren bir okuluz. 18 öğretmenimizin her birinin bir projesini bu yıl hayata geçirdik. "Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları"nca düzenlenen sosyal sorumluluk projeleri yarışmasında derece elde ettik. Projelerimizi alanına yönelik ilgili öğrencilerimizle hayata geçiriyoruz.

Fabrikalara, bilim merkezlerine, üniversitelere geziler düzenliyoruz. Öğrencilerimize her türlü üretim ortamını göstermeye çalışıyoruz. Sanata ve edebiyata değer veriyor ve tiyatro, şiir dinletileri, resim sergileri düzenliyoruz.Yetenekli öğrencilerimizden oluşan bir  okul koromuz mevcut. Ayrıca  birçok sosyal aktivitede de bulunuyoruz.  Kitap okuma saatleri düzenliyoruz. Geniş bir kütüphane kurduk ve öğrencilerimize açtık. Şiir ve hikaye yazan öğrencilerimiz arasında okul içi yarışmalar düzenliyoruz. Bir dil sınıfı ve bilim laboratuvarımız tüm öğrencilerimizin kullanımına açık ve aktif durumda. Farkındalık projeleri üretiyoruz. Toplumu ilgilendiren özel günlere özel video klipler hazırlıyor, bu sayede de mesajlarımızı sosyal medya aracılığıyla toplumun geniş kesimlerine ulaştırabiliyoruz. İl geneli ve Türkiye geneli yarışmalara katılıyoruz. Şiir, kompozisyon alanında dereceler elde ettik. Spor müsabakalarında il geneli, resim yarışmalarında il geneli dereceler elde ettik. Öğrencilerimize bu çalışmalarla özgüven aşılıyor, başarılarını ödüllendiriyoruz. Voleybol, futbol turnuvalarıyla öğrencilerimizi spora yönlendirerek enerjilerini atmalarını; “ÖSAL’da Halk Dansları” projemizle öğrencilerimizin çeşitli yöresel oyunları öğrenmelerini sağlıyoruz. Okul içi münazaralar ve bilgi yarışmaları, matematik yarışmalarıyla öğrencilerimize tartışma ve yarışma kültürünü aşılıyoruz. Ve muhakkak başarıyı ödüllendiriyoruz. Öğrencimizin elde ettiği başarıdan layık görüldüğü ödülün yanında biz de kurum olarak bir ödül vermeyi ihmal etmiyoruz.

Sosyal sorumluluk çalışmalarına ayrı bir değer verdiğiniz düşünülüyor.

Evet, kesinlikle... Her yıl belli sosyal sorumluluk projelerimizi hayata geçiriyoruz. Her yıl bu projeleri gözden geçirip daha iyisini ve yenisini oluşturuyoruz. Dediğim gibi bu bir ekip işi. El birliği, güç birliği yaparak öğrenci, öğretmen, veli birlikteliği ile yürütüyoruz bunları. “Gönül Kumbaram” ismini verdiğimiz kumbara projemizi ilk yıl ürettik. Her sınıfın bir kumbarası var. Her yıl bu kumbaralarda biriken miktarlarla öğrencilerimiz sosyal sorumluluk projelerini gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz yıl Adıyaman’da bu yıl Erzurum’da bir köy okulunu seçerek bu birikimlerle oradaki minik öğrencilere hediyeler ulaştırdık. Kıyafet ve erzak yardımları hazırladık. "Saray Belediyesi Mavi Masa" ile yaptığımız iş birliği ile ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yardımları ulaştırdık. Tabii bu konuda bizlere destek olan devlet büyüklerimize de teşekkür ediyoruz. Onların yardımı ve desteğiyle bu projeler hayata geçiyor ve başarılı da oluyor. Geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz kermes ve gönüllü bağışçıların katkılarıyla “İyiliğe Engel Yok” isimli  projemizle ilçemiz genelinde ihtiyaç sahibi 5 vatandaşımıza akülü tekerlekli sandalye hediye ettik. Bu yılda aynı proje için kermes hazırlığı içindeyiz. Velilerimizin de desteği ile engelli vatandaşlarımıza ulaşarak bu yardımı yapabilmenin heyecanını yaşıyoruz.

Bu sosyal sorumluluk projelerinden bazıları ulusal basında da haber yapıldı.  Bu durum sizde nasıl bir etki oluşturdu?

Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından hazırlanan bir çalışma ile Afrin’de terörle mücadele eden Mehmetçiğimize destek olmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz projede çektiğimiz video klip sosyal medyada yankı uyandırdı. Toplumun geniş kesimlerine ulaşarak beğeni topladı. Trt haber, Tgrt haber gibi birçok ulusal kanalda haber olarak yayınlandı. Öğrencilerimiz kumbaralarında topladıkları 5300₺ yi TSK Mehmetçik Vakfına bağışladı. Askerlerimize mektuplar yazarak Saray ilçesi Garnizon Komutanlığının da desteği ile bu mektupları Afrin’deki Mehmetçiğimize ulaştırdık. Burada en önemli konu, öğrencilerimizin Mehmetçiğimize karşı hassas yaklaşımı ve gönülden gelen o büyük desteğiydi ki bence onların bu çalışmasını haber yaptıran da buydu.

"Farkımız ÖSAL Olmak" sloganı dikkat çekti. Bu sloganın hakkını vermek için neler yapıyorsunuz ?

Öğrencilerimize ve velilerimize uzman eğitimcileri davet ettiğimiz “Hedef ve Başarı Seminerleri” adı altında seminerler düzenliyoruz. Öğrencilerimize meslekleri tanıtmak adına   “Ösal’ da Bir Kariyer Konuşuyor” projesiyle meslek tanıtım günleri düzenlemeye başladık. Özellikle Kadınlar Günü'nde her yıl ilçemiz çalışan kadınlarına öğrencilerimizin hazırladığı sanatsal çalışmaları hediye ediyoruz. Öğretmenler Günü'nü öğretmenlerimizle, Anneler Gününü annelerimize hazırladığımız törenle Polis Günü'nü emniyet müdürlüğü ziyaretleriyle kutluyor ve onlarla kucaklaşıyoruz. Her yıl Çanakkale şehitlerini ve 15 Temmuz destanını yazan demokrasi şehitlerimizi düzenlediğimiz bir törenle anıyor, öğrencilerimizin tamamıyla gerçekleştirdiğimiz "Çanakkale Şehitliği" gezisiyle milletimizin tarihinde bir dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı’nı anlatarak ve o ruhu yaşatarak bizi biz yapan değerleri öğrencilerimize yerinde öğretmeye çabalıyoruz. Eğitim-öğretim konusunda Çanakkale ruhunu öğrencilerimize aşılamanın önemine inanıyoruz.  Dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır: Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi: “Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!” Turgut Özal'ın “Nasıl?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı: “Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir; dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz. Sonra da bu yavrularımızı alır, Hiroşima ve Nagazaki'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki: Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çabalamazsanız sonunuz böyle olur.”

Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!”

Japon uzmanın cevabı tokat gibidir: “Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder! İşte bu hikayeden yola çıkarak bizler geçmişimizi, tarihimizi iyi öğreterek öğencimize milli ruh aşılamak gerektiğine inanıyoruz.

 Bu yıl Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde Selanik’e bir gezi düzenleyerek öğrencilerimizi oraya yolladık. Selanik ve Anıtkabir gezileriyle öğrencilerimize milli mücadelenin önemini vurguluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz. Tabii ki öğrencimize bir meslek kazandırmak, her öğrencimizi üniversite hayaline ulaştırmak adına da sonsuz bir gayretimiz var. Bu yüzden daha 9. sınıftan itibaren bu yönde rehberlik çalışmalarımızı ve sınav hazırlıklarımızı başlatıyor, her öğrencimize gerçekleştirdiğimiz ev ziyaretleri, ödev takip dosyaları, ayda bir düzenlenen veli aramaları ve düzenlediğimiz veli toplantılarımız sayesinde velilerimizle aramızdaki iletişimi güçlü tutuyoruz. Ayrıca öğrencilerimizi başarıya ulaştırmak adına gereken emeği fazlasıyla harcıyoruz. Etüt ve birebir sistemimiz, cumartesi ek çalışmalarımız, deneme sınavlarımız... Bunlar, öğrencilerimizi donanımlı birer birey olarak topluma kazandırma ve hedefine taşıma konusunda bence en önemli farklarımız.

Farkımız çalışmalarımız...

Okulla birlikte inşaat sektöründe ve enerji sektöründe de yatırımlarınız var ve bu konularda da başarılı çalışmalar ürettiğinizi görüyoruz. Sizi bu yönde çalışmalar ve yatırımlar yapmaya sevk eden nedir?

Biz inşaat sektörünü bilen, sektörün içinden gelen bir aileyiz. Bu işle ilgili bilgi ve tecrübemizi de Saray ve Çerkezköy'de yatırıma dönüştürerek birçok projeyi hayata geçirdik. Saray’da yaşanabilir, ilçemiz sakinlerine yakışır evler üretiyoruz. Saray’da bu anlamda üçüncü projemizi tamamladık.  

Biz bu konuda da ortaya bir takım iddialar koymak ve o iddialarla konuşulmak yerine yaptığımız işlerin kalitesiyle konuşulmak istiyoruz. Bu yüzden ekstra bir özenle çalışıyoruz. Yapılarımızın iç ve dış mimarisine önem veriyor, yapılarımızda hem kullanışlılık hem de görsellik açısından hiçbir masraftan kaçınmıyor ve insanlara huzur verici bir yaşam alanı oluşturmaya çalışıyoruz.

Bahçesinden bodrumuna, ankastresinden klimasına kadar tüm ayrıntıları incelikle hesap ederek her ev sahibinin mutlu ve konforlu bir yaşam sürebilmesi için ihtiyaç duyacağı şeyi evlerimizde bulabilmesini sağlıyoruz. Kısacası insanlara kaliteli bir yaşam alanı sunuyoruz. Bizden ev alan insanların orada mutlu bir hayat kurması ve bu hayatı sürdürmesi bizim en önemli kazancımız. Son olarak Saray’da yaptığımız “İnci Konakları” Çağman Group’un mimari anlayışının bu anlamda önemli bir örneğidir. Özellikle ilçemize yeni ve güzel yapılar kazandırma idealimiz var. Şimdilerde ise Çerkezköy Tepe Bölgesi’nde başlattığımız yine Çağman Group’un yeni projesini  hayata geçirmeye hazırlanıyoruz.  Ayrıca şimdilerde enerji sektöründe birtakım girişimlerde bulunduk. Mersin Erdemli' de yine proje ortaklarımızla 1MG  güneş enerjisi tarlasını 2018 yılında proje ortaklarımızla birlikte faaliyete koyduk.  Güneş enerjisi,  tükenmeyen bir enerji türüdür. Güneş enerjisinin milli servete büyük bir etkisi olacağını, bu alana yapılan yatırımların artmasıyla ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azalacağını düşünüyor ve yine bu yatırımlar sayesinde ülkemizin  daha fazla kalkınacağına kanaat getiriyoruz. Bu alanda yapılan işlerin önem arz ettiğine inanıyor, bu konuya da ayrı bir özen gösteriyoruz.

Birçok farklı alanda çalışmalar yapmak sizce  yorucu ve zor olmuyor mu ?

Zor değil, yorucu da değil... Uzman görüşlerini ve halkımızın fikirlerini önemsiyoruz. Özellikle şirketlerimizde yalnız değiliz, proje ortaklarımızla çalışıyoruz. Tüm bu işler iyi ekipler kurarak doğru kişilerle çalışarak ve en önemlisi de hayal ederek oluyor. İki alanda da iyi ekipler oluşunca ve herkes aynı noktaya vurunca orada bir delik açabileceğimize inanıyorum. Hayalleri olan, başarı arzulayan, alanında donanımlı ve deneyimli kişilerle çalıştığınızda bunlar bir hayalden gerçeğe dönüşüyor ve bizim en büyük kazancımız, bu projelerden Allah’ın izniyle alnımızın akıyla çıktığımızı görmek oluyor. Bir öğrencimizin yıllar sonra kariyer yapmış ya da bir alanda uzmanlaşmış olduğunu görmek gibi... Bunlar bizi duygulandıran şeyler. Okulumuzda bugün birçok öğretmen arkadaşımız bizim zamanında öğrencimizdi ve bugün onlarla omuz omuza çalışmak bile bizim işimize olan aşkımızı ve şevkimizi perçinlemeye yetiyor.  Zamanında üniversite kazandırdığımız bireylerin bugün elde ettiği kariyerle övünüyor, onlarla gurur duyuyoruz.

Sizce hırs mı yoksa azim mi ?  

Hırslı değilim. Azim ve hırs birbirinden ayrı kavramlar ve bana göre azim çok daha değerli. Çünkü hırsınız sizi yanlış yollara, birbirini tekrarlayan hatalara sürükleyebilir ancak azminiz sizi başarıya ulaştırır.  Elbette ki hata yapacağız. Önemli olan hata yaparak öğrenmek, ders çıkarmak ve o hatanın bize bir şey kattığının farkında olmaktır. Bizi hırsın değil, azmin başarıya ulaştıracağını çok iyi biliyor ve ekibimize de bunu aşılamaya çalışıyorum.

Saray’da yaşamak sizce nasıl bir duygu?  

Saray’ı seviyorum ve burada yaşamaktan da mutluyum. Doğum yerim Ordu'nun Aybastı ilçesidir. Orada 12 yıl yaşadım, Saray'da ise 18 yıldır yaşıyorum ve burada doğmamış olmama rağmen ben de artık kendimi buralı sayıyorum.  Burada insanımızın dost canlısı oluşu, sokakta insanların büyük birçoğunun birbirini tanıması ve selamlaşması, komşuluk ilişkilerinin ve akrabalık ilişkilerinin güçlü tutulması, insanların özel günlerinde birbirine her daim destek olması... Cenaze, bayramlar, düğünler... Kısacası iyi günde ve kötü günde birbirini bırakmaması... Bu konudaki hassasiyeti, birbirine karşı samimiyeti ve doğallığı burayı sevmem için yetiyor. Üstelik sakin oluşu, gürültüden uzak oluşu insanlarının kibirden uzak oluşu da en büyük etkenlerden... Tüm bunlar burayı yaşanacak güzel bir yer yapan durumlar. İnsanların  öğretmene değer vermesi, eğitimi önemsemesi, toplumsal sorunlara duyarlılığı Saray’ı Saray yapan noktalardandır bence. Umarım bu değerler bozulmadan yaşatılır.