Saray İlçe Müftülüğünün düzenlediği Kurban Rehberi yazı dizisinin son gününde yine vatandaşların merak ettiği konular açıklığı çıkartılıyor. Bugünkü sayıda ise “Gebe hayvanın kurban edilmesi caiz midir? Kurbanlık hayvanın kurban edilmeden önce doğurması durumunda ne yapılmalıdır? Bir grup oluşturarak aralarında para toplayıp Hz. Peygamber adına kurban kesilebilir mi? Akîka kurbanı nedir?” gibi soruların cevaplarını bu yazı dizisinde bulabilirsiniz.
31) Bir kurbanın yenilmeyecek yerleri nerelerdir? Bu organların ne yapılması gerekir?
Etlerinin yenmesi helal olan hayvanların, -ister kurban olarak ister başka bir amaçla kesilmiş olsun- kanları, ödleri, bezeleri, idrar torbaları, cinsel organları, husyelerini (yumurtalarını) yemek tahrîmen mekruhtur.
Kurbanın veya başka bir amaçla kesilen bir hayvanın yenilmeyen kısımlarını toprağa gömmek, sağlık ve çevreyi temiz tutuma açısından öncelikli olmakla beraber çevreyi kirletmemek kaydıyla, kedi ve köpek gibi hayvanlara da verilebilir.
32) Kişi beslediği ve kurban olarak kesmeyi kararlaştırdığı bir hayvanın sütünden veya gücünden yararlanabilir mi?
Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü bir hayvanı, kurban olarak keseceğine karar verse; bu hayvanın gücünden veya dişi ise sütünden yararlanabilir. Fakat kurban olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak uygun değildir.
Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından itibaren kurbanlık olarak belirlenmiş olmaktadır. Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa, yararlanma bedeli sadaka olarak verilmelidir.
33) Hac ibadetini yapan kişi, ayrıca memleketinde de kurban kesmekle yükümlü müdür?
Hac için ihramda olan kişi Mekke’ de seferî ise kendisine udhiyye kurbanının vâcip olmadığı konusunda ittifak vardır. Seferî olmaması halinde ise udhiyye kurbanının vacip olup olmadığı konusunda Hanefî fakihleri arasında ihtilaf vardır.
Günümüzde tercih edilen görüşe göre haccetmekte olan kimse, ister seferi olsun ister olmasın kurban kesmekle yükümlü olmaz. Uygulama da bu yöndedir. Ancak yolcu hükmünde bulunan kimsenin tek başına veya mukimlerle birlikte kurban kesmesine bir engel de yoktur.
Şâfiî mezhebine göre ise udhiyye kurbanı, seferi olsun olmasın, hacda bulunsun bulunmasın, imkân bulan herkes için sünnet-i müekkededir.
34) Akika, adak, udhiyye ve nafile kurbanlar için aynı büyükbaş hayvana ortak olunabilir mi?
Ortak kesilen kurbanlarda, hissedarlardan her birinin kurbanlarını aynı maksat için kesmiş olmaları gerekmez.
Ortakların her birinin ibadet niyetiyle katılmış olması kaydıyla bir kısmı udhiyye, diğer bir kısmı ise adak, akîka, nafile kurbanı olarak niyet edebilirler.
35) Kurbanlık hayvan tartıyla alınabilir mi?
Kurbanlık hayvan, kilo birim fiyatı belirlenmek suretiyle canlı olarak tartılıp alınıp-satılabilir. Ayrıca, toplumda herhangi bir aldatma, kargaşa ve ihtilafa yol açmayacak şekilde yaygın bir uygulama varsa, kurban edilmek üzere satın alınmak istenen hayvanın et birim fiyatı önceden belirlenmek şartıyla, kesildikten sonra eti tartılarak parasının ödenmesi yoluyla da satılabilir.
Esas olarak İmam Ebû Hanife’nin yaklaşım tarzına aykırı olan bu satış işlemi, İmameyn’in yaklaşım tarzına göre caiz görülebilir. Zira satış akdi esnasında sadece kilo birim fiyatı belli olan ve kilo miktarı belli olmayan bu satış uygulamasındaki belirsizliği gidermek satıcı ve müşterinin elindedir. Ancak bu şekildeki satışın geçerli
olması için kesimden önce taraflar arasında akdin tamamlanması ve et kilo fiyatının belirtilmesi; kesimden sonra da etin miktarındaki belirsizliğin aldatmaya ve ihtilafa götürmeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
Ayrıca kurbanın kelle, paça, sakatat gibi bazı yerlerinin satıcıda kalması şart koşulmamalıdır.
36) Satın alınan kurbanlığın ölmesi durumunda ne yapılmalıdır?
Satın alınan kurbanlığın kesilmeden önce ölmesi halinde satın alan kişinin ekonomik durumuna göre farklı hüküm uygulanır. Şayet kişi varlıklı ise, yenisini alıp onu keser. Çünkü kendisine vacip olan kurbanı kesmiş
değildir. Fakat yoksulsa yenisini almasına gerek yoktur. Çünkü yoksula kurban vacip değildir, satın almakla, satın aldığı hayvanı kesmeyi kendisine vacip kılmıştır.
Aldığı hayvan ölünce vücûbiyet düşer ve yenisini almak gerekmez.
37) Yolcunun kurban kesmesi gerekir mi?
Yolcu (seferî) kurban kesmekle mükellef değildir. Ancak kesmesi halinde sevabını kazanır. Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir.
Seferî olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın makbul olmasına engel değildir.
Seferî iken kurban kesenler; bayram günleri içinde memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Yine kurban bayramının başında mukim iken sefere çıkana da vacip olmaz. Sefer halinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine dönenlerin, kurban kesmeleri gerekir.
Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre, seferîlik durumunda da aynı hüküm geçerlidir.
38) Ailede zengin olan karı-kocadan her birinin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir mi?
İbadetlerde sorumluluk ve bu sorumluluğun bir neticesi olan ceza ve mükâfat da bireyseldir. İslâm dininde aile fertleri arasında mal birliği değil, mal ayrılığı esası vardır.
Bir aile içinde karı, koca ve çocuklardan her birinin malı ayrı ayrı belirlenmişse kendilerine aittir.
Bu itibarla aile fertlerinden karı, koca ve yetişkin çocuklardan kimin borcu ve temel ihtiyaçları dışında 80.18 gr. (20 miskal) altını veya bu miktar altın değerinde parası veya artıcı olmasa bile nisaba ulaşan fazla malı ve
eşyası varsa o kimse zengin sayılır. Bu şartlara göre aile fertlerinden dinen zengin sayılan her biri, fıtır sadakası vermekle mükellef oldukları gibi, kurban bayramında da Hanefîlere göre kurban kesmekle yükümlüdürler.
Şâfiî mezhebine göre ise aile için bir kurban kesmek sünnet-i kifâyedir. Dolayısıyla aileden birisinin kurban kesmesi ile hepsi için sünnet yerine gelmiş olur.
39) İki yaşını bitirmeyen ancak kapak atmış olan sığır cinsi büyükbaş hayvanların kurban edilmeleri caiz midir?
Sığır cinsi büyükbaş hayvanların kurban edilebilmesi için, en az iki kamerî yaşlarını bitirmeleri gerekir.
Buna göre iki yaşını bitirdikleri kesin olarak bilinen sığır cinsi büyükbaş hayvanların kapak atmamaları, bu hayvanların kurban olmalarına engel olmaz. Yine kapak attığı halde henüz iki kamerî yaşını doldurmamış olan büyükbaş hayvanlar da kurban olarak kesilemezler.
Ancak doğumu kesin olarak bilinmeyen sığır cinsi büyükbaş hayvanlar için kapak atma denilen iki ön dişin çıkması, o hayvanın kurban edilebilmesi için bir ölçü olarak kabul edilebilir.
40) Gebe hayvanın kurban edilmesi caiz midir? Kurbanlık hayvanın kurban edilmeden önce doğurması durumunda ne yapılmalıdır?
Karnında yavrusu bulunan hayvanların kurban olarak da etlik olarak da kesilmesi uygun değildir. Ancak kesilmesi durumunda da kurban ibadeti yerine gelmiş olur. Kurban edilmek üzere belirlenen gebe bir hayvan kurban edilmeden yavrulayacak olursa iki yol izlenir: Ya o yavru da annesiyle birlikte kesilir, fakat sahibi etini yemez, yoksullara verir. Yerse kıymetini sadaka olarak vermelidir. Ya da kesilmez ve yavrunun kendisi ya da değeri fakirlere sadaka olarak verilir.
Yavru, anne rahminde iken anne kesilirse, bu yavrunun etinin yenilip yenilmeyeceği konusu fukaha arasında ihtilaflıdır. Bu ceninin ister kılları çıkmış olsun ister olmasın, İmam Ebû Hanife’ye göre yenilmez, İmam Şâfiî, Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre yaratılışı tamamlanmışsa yenilir.
41) Ölmüş bir kimsenin adına kurban kesilebilir mi?
Dinimizde ölü kurbanı veya kabir kurbanı diye bir kurban çeşidi yoktur. Ancak, sevabı ölüye bağışlanmak üzere kurban kesilebilir.
Ayrıca, kurban borcu olup, hayatta iken vasiyet eden kişinin bıraktığı miras yeterli ise mirasçıları tarafından vasiyetinin yerine getirilmesi gerekir. Tâbiînden olan Haneş’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “Ben Ali’yi (r.a.) iki koçu (birden) kurban ederken gördüm de kendisine; ‘Bu da nedir?’ diye sordum. ‘Resulullah (s.a.s.) (sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi vasiyet etti. İşte ben de onun yerine kurban kesiyorum.’ cevabını verdi.”
Bu rivayette Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)’in kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu hadis, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
Buna göre vasiyeti yoksa ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez. Ancak bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlamak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir.
Ölenin kendisi için kurban kesilmesine dair vasiyeti yoksa kesen kimse, bu kurban etini fakirlere yedirebileceği gibi, kendisi ve zenginler de yiyebilir. Ancak ölen kişinin vasiyeti varsa, tamamen fakirlere yedirilmesi veya dağıtılması gerekir.
42) Bir grup oluşturarak aralarında para toplayıp Hz. Peygamber adına kurban kesilebilir mi?
Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi doğru değildir. Çünkü Allah ve Resulünden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dînîlik vasfı vermek bid’attir. Her bid’at de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in nitelemesiyle dalâlettir.
Hz. Ali’den rivayet edilen “Resulullah (s.a.s.) (sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi vasiyet etti. İşte ben de onun yerine kurban kesiyorum.” şeklindeki haber, bu uygulamaya delil olamaz. Çünkü Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)’in kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu rivayet, eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
43) Adak Kurbanı ne demektir?
Kurban adayan kişinin kurban kesmesi vaciptir. Eğer kişi adağını bir şartın gerçekleşmesine bağlamışsa, bu şart gerçekleşince kesmesi gerekir. Adak kurbanının etinden adak sahibi, usul ve furûu (neslinden geldiği ana, baba, dede ve nineleri…ile kendi neslinden gelen çocukları ve torunları..) yiyemeyeceği gibi, zengine de yediremez.
Eğer kendisi yemek ister veya bu sayılanlardan birisine yedirmek isterse, o eti tartıp rayiç bedelini yoksullara vermesi gerekir.
44) Şükür kurbanı ne demektir?
Bir kimse arzu ettiği bir amaca ulaşması veya bir nimete nail olması sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Ancak böyle bir nimeti elde eden kişinin, adakta bulunmadığı sürece, kurban kesmesi zorunlu değildir. Ayrıca Hanefî mezhebine göre temettu veya kıran haccı yapan kişilerin, aynı mevsimde hac ve umreyi beraberce yaptıkları için Harem bölgesinde kestikleri kurban da bir tür şükür kurbanıdır.
45) Akîka kurbanı nedir?
Yeni doğan çocuk için şükür amacıyla kesilen kurbana, “akîka” adı verilir. Akîka kurbanı kesmek sünnettir.
İbn Abbas’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.s.) Hasan ve Hüseyin için birer akîka kurbanı kesmiş bir hadisinde de şöyle buyurmuştur: “Her çocuk (doğumunun) yedinci gününde kendisi için kesilecek akîka kurbanı karşılığında bir rehine gibidir. Akîka
kurbanı kesildikten sonra çocuğun başı traş edilir ve ona isim verilir.”
Bu açıdan akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçı ağırlığında altın veya değeri miktarınca sadaka verilmesi müstehaptır. |