CHP Sözcüsü Öztrak, dün açıklanan Orta Vadeli Program verilerine göre sadece bu yıl çiftçiye ödenmesi gereken tarımsal desteğin 201 milyar lira olduğunu, Hükümetin ise 40 milyar lira tarımsal destek ödemekle övündüğünü belirterek, “2007’den bu yana baktığımızda, Hükümetin çiftçiye bugüne kadar biriken destekleme borcu ise 538 milyar TL. Hükümet, her bir çifti ailesine 246 bin 650 lira borç takmış” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, CHP Malkara İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
ENFLASYON İÇİN ÖNCE %22 DEDİLER, SONRA %65’TE KARAR KILDILAR
Hükümet ücret, maaş ve aylıklarındaki artışları yüzde 22 enflasyona göre yaptı. Sonra Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nu yayınladı, “Enflasyon yüzde 58 olacak” dedi. Sonra Merkez Bankası son faiz kararında enflasyonun yüzde 62’ye çıkacağını söyledi. Dün açıklanan Orta Vadeli Programa göre bu yıl enflasyon yüzde 65 olacak. Bu enflasyonun aslı zaten yüzde 100’ün üstünde.
SEÇİMDEN SONRA IMF YOLU
Dün Orta Vadeli Program açıkladı. Önümüzdeki yıl enflasyonu yüzde 33’e düşüreceklerini, büyümenin de yüzde 4 olacağını söylüyorlar. Buna karşın vergi gelirleri yüzde 74 artacak. Daha yeni ek vergilerle 1 trilyondan fazla para almadınız mı? Bu kadar vergiyi nereden alacaksınız? İnsanların size daha fazla vergi ödeyecek takati mi kaldı? Gidilen nokta şudur: İki gün önce Dünya Bankası’nın, “Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmak için” 17 milyar dolar olarak verdiği parayı 35 milyar dolara çıkarma kararı aldığı ortaya çıktı. Hani ekonomide istikrar vardı? Ben bu işleri bilen bir insanım. Dünya Bankası’nın bu parayı vermesi için bir Uluslararası Para Fonu’nun programını arayacaktır. Bu vergi artışları, bu haberler seçimden sonra hükümetin Uluslararası Para Fonu ile bir anlaşma noktasına gittiğini ortaya koyuyor.
HÜKÜMET HER BİR ÇİFTÇİ AİLESİNE 246 BİN 650 LİRA BORÇ TAKTI
Bu Orta Vadeli Programda bu yılın milli geliri yazıyor. Tarım Kanunu da “Her yıl milli gelirin en az yüzde biri kadar tarımsal destek ödemesi yapılır” diyor. Hesaba baktığımızda sadece bu yıl ödenmesi gereken tarımsal destek 201 milyar lira. Erdoğan 40 milyar lira tarımsal destek vermekle övünüyor. 2007’den bu yana baktığımızda, Hükümetin çiftçiye bugüne kadar biriken destekleme borcu ise 538 milyar TL. Hükümet, her bir çifti ailesine 246 bin 650 lira borç takmış.
ÇİFTÇİ “ÜRETMEYECEĞİZ” DİYE BAĞIRIYOR, YANDAŞLARI DA İSYANDA
Bu sene “Buğdaya 13 lira verin” dedik, Bunlar 9 lira 25 kuruş verdi. Verdi diyorum ama Toprak Mahsulleri Ofisi’ne malını götüren üretici kapıdan geri çevrildi. Fındıkta “4 dolar verin” dedik, vermediler, 3 dolar verdiler. Mısırın fiyatı en az 8 bin 500 lira olmalı dedik. Enflasyona yüzde 65 dedikleri yerde, mısıra geçen seneye göre yüzde 5,3 artışla tonuna 6 bin lira fiyat verdiler. “Trakya kavruldu, afet bölgesi ilan edin” dedik. Oralı bile olmadılar. Tarım stratejik sektördür. Tarımda politikasızlık ülkenin geleceğini ateşe atmaktır. Çiftçi Balıkesir’de “Üretmeyeceğiz” diye bağırıyor. Konya’da domates üreticisi domateslerini yere döküyor, “Erdoğan duysun biz çiftçiliği bırakıyoruz” diyor. Konya’da su için yol kesen çiftçi, “Biz oyumuzu verdik ama hani? Şimdi herkes goygoy yapıyor” diyor. Kendi yandaşları da isyanda. İttifak ortakları, “Faiz sebep enflasyon neticenin gerçek olmadığı görüldü” diyor.
KENDİ YOLUMUZA GİDECEĞİZ DİYENLERİN DE YOLU AÇIK OLSUN
Mayıs ayındaki seçimi kazanamadık. Ama Kemal Kılıçdaroğlu 25,5 milyon seçmenin oyunu aldı. Önümüzdeki yerel seçimler çok önemli. Erdoğan bunun farkında ama biz bunun önemi konusunda yeterince bilinçli hareket etmiyoruz. Erdoğan daha seçimin ardından ilk gün İstanbul’u alacağız demeye başladı. Erdoğan yerel seçimlerde hezimete uğrarsa, geri adım atıp erken seçime gitmek zorunda kalabilir. Biz diyoruz ki bu seçimlerde yüzde 48’i koruyacağız ve artıracağız, aldığımız belediyelere yenilerini ekleyeceğiz, hatta Konya’yı bile almaya talibiz diyoruz. Ama birliği bozmadan güçlendirmek önemli. Erdoğan’ın stratejisi şu: Bu ekonomiden bana hayır yok. Dışarısı da para vermiyor. O zaman karşımdaki yüzde 48’i dağıtayım, yüzde 30 oyumla seçim kazanayım diyor. Erdoğan önümüzdeki seçimlerde bu yüzde 30 oyu bile alamaz. Biz de CHP olarak kendi yüzde 30 oyumuzla her yerde seçimi tek başımıza alırız. Daha rahat almak istiyorsak, birliği bozmadan güçlendirelim. Ama biz sizinle birlikte olmak istemiyoruz, biz kendi yolumuza gideceğiz diyenlerin de yolları açık olsun.
BİZ BİR ASRI BİR YILA SIĞDIRAN BİR PARTİNİN MENSUPLARIYIZ
Cumhuriyet Halk Partimizin genlerinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri vardır. İlk kurultayımız Sivas Kongresi’dir. Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Benim iki büyük eserimden biri Cumhuriyeti biri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” der. Bizim genlerimizde emperyalizme, tek adam sistemine, zulme karşı başkaldırı vardır. 1930’lu yıllarda CHP’nin bir afişi var: “Asrı yıla sığdırdık.” Gerçekten öyle. Biz bir asrı bir yıla sığdıran bir partinin mensuplarıyız. Bu devrimleri yapan partinin mensuplarıyız. Biz düşmeyiz, düşsek de kalkar mücadeleye devam ederiz.
BİZ MİLLİYETÇİLİĞİ SOKAK DUVARLARINA YAZMADIK
İkinci Yüzyıla çağrı Beyannamesi’nde biz ideolojimizi ortaya koyduk. Biz milliyetçiliği “Sokak duvarlarına değil; Kıbrıs’ın topraklarına, Ege’nin deniz yataklarına, Batı Anadolu’nun haşhaş tarlalarına” yazdık. Biz, emperyalistlerin tehdit mektuplarına karşı sessiz kalmadık. Biz de bu mektuplara karşı “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır” diyen İsmet Paşa vardır. Biz, “Bu toprakları emperyalistlerin çizmelerine ezdirmeyiz” diyerek 1 Mart Tezkeresi’ne kapı gibi karşı duranlarız. Biz “Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı” dünyanın en büyük sivil eylemlerinden birini yapmak, adalet için Ankara’dan İstanbul’a yürüyenleriz.
|