CHP Sözcüsü Öztrak, SPK ve Borsa İstanbul’un borsadaki manipülasyona iki ay boyunca seyirci kaldığını, ancak skandal patladıktan sonra kamu kaynaklarıyla zararın üstünü kapatabilmek için devreye girdiğini belirterek, “Madem manipülasyon yaptığını düşündüğünüz kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor, para cezası ve borsada işlem yapma yasağı getirebiliyordunuz; iki ay neden beklediniz? Elinizi kim tuttu? Nebati Bakan küçük yatırımcıya ‘gel gel’ yapıp borsada silkelenmelerine vesile olacak tweetler atarken nerelerdeydiniz? Borsada küçük yatırımcıları korumakla görevli bir kurum olarak, Bakanın ‘gel gel’ tweetlerini beğenmekten başka ne yaptınız? Yaptığınız işin adı, görevi ihmal değil mi? Bu suç değil mi?” diye sordu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün MYK gündemiyle ilgili Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın son dönemde yaptığı konuşmaların, milletin ve hayatın gerçeklerinden kopuşunun vesikası olduğunu söyledi. İlk kez tedavüle çıktığı 2009 yılında 132 dolar alınabilen 200 liralık banknot ile bugün ancak 11 dolar alınabildiğine dikkat çeken Öztrak, “200 liranın satın aldığı, 121 dolar nereye gitti? Kimlerin cebine koydunuz?” diye konuştu.
DÜŞÜR O ZAMAN, ELİNİ TUTAN MI VAR
Erdoğan’ın enflasyonu “şaşırtıcı bir hızla” düşürme kabiliyetleri olduğu yönündeki sözlerini de değerlendiren Öztrak, “Düşür o zaman, elini tutan mı var? Bu neyin havası, neyin cakası? Bu millete gareziniz ne? Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…” dedi. Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon netice” dedikten sonra tabela faizini talimatla yüzde 19’dan yüzde 12’ye indirdiğini, bu sürede yüzde 19 olan tüketici enflasyonunun yüzde 83,5’e sıçradığını anımsatan Öztrak, tüketici enflasyonunun son 14 yılın, üretici enflasyonunun ise Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığına dikkat çekti.
ENFLASYONDA REKORLARA RAĞMEN TURBUN BÜYÜĞÜ HALA HEYBEDE
Erdoğan’ın göreve geldiği 2002 yılından bugüne tüketici enflasyonunun üçe, üretici enflasyonunun beşe katlandığını kaydeden Öztrak, “İşin kötüsü turpun büyüğü hala heybede... Üretici ile tüketici enflasyonu arasındaki makas 68 puanla yine Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı” değerlendirmesinde bulundu.
BİR KOPUŞ VAR AMA “EPİSTEMOLOJİK” DEĞİL
Makyajlı TÜİK rakamlarıyla bile, Türkiye’nin tüketici enflasyonunun en yüksek olduğu beş ülkeden biri, üretici enflasyonunda ise dünya şampiyonu olduğunu belirten Öztrak, Hükümetin beceriksizliğine “epistemolojik kopuş”, “nero ekonomi”, “heterodoks politika” diye kulplar takmaya çalıştığını ifade etti. Saray’ın model dediği safsata çerçevesinde vadettiği ne varsa tersinin yaşandığını, enflasyonun zirve yaptığını, dış ticaret açığının katlandığını, döviz rezervlerindeki açığın 55 milyar doları aştığını kaydeden Öztrak, “Bunlarda laf çok ama derde deva politika yok… Evet, dedikleri gibi ortada bir ‘kopuş’ var. Ama ‘epistemolojik’ değil, Hükümetin milletten kopuşu…” diye konuştu.
ENFLASYON BAZ ETKİSİYLE DÜŞSE DE HAYAT PAHALILIĞI SÜRECEK
Hükümetin enflasyonu düşürmek için kadrosunun da vizyonunun da liyakatinin de olmadığını söyleyen Öztrak, “Enflasyonu düşürmek için tek umutları var: TÜİK’in makyajları ve Aralık ayından itibaren etkisini gösterecek baz etkisi… Ama vatandaş için bir şey değişmeyecek. Fiyatların artış hızı baz etkisiyle azalsa da yüksek fiyat etiketleri yerli yerinde duracak. Hayat pahalılığı baki kalacak” değerlendirmesinde bulundu. “Lafı uzatmaya, TÜİK verisi gibi eğip bükmeye gerek yok” diyen Öztrak, Hükümet gitmeden enflasyonun ve hayat pahalılığının düşmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
SPK’YA ZOR SORULAR
Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul’un, iki aydır Borsadaki manipülasyona seyirci kaldığına, ancak skandal patladıktan sonra kamu kaynaklarıyla zararın üstünü kapatabilmek için devreye girdiğine dikkat çeken Öztrak, SPK’ya şu soruları yöneltti: “Madem manipülasyon yaptığını düşündüğünüz kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor, para cezası ve borsada işlem yapma yasağı getirebiliyordunuz; iki ay neden beklediniz? Elinizi kim tuttu? Nebati Bakan küçük yatırımcıya ‘gel gel’ yapıp borsada silkelenmelerine vesile olacak tweetler atarken nerelerdeydiniz? Borsada küçük yatırımcıları korumakla görevli bir kurum olarak, Bakanın ‘gel gel’ tweetlerini beğenmekten başka ne yaptınız? Yaptığınız işin adı, görevi ihmal değil mi? Bu suç değil mi?”
BİZİM VATAN SEVGİMİZİN ZEKÂTI BİLE BU DENSİZ MÜFTERİLERE FAZLA GELİR
Ucube Saray yönetiminin Orwell’in 1984 kitabındaki gibi milleti, “Cehaletin güç, savaşın barış, köleliğin özgürlük olduğuna” inandırmaya çalıştığını, bu çerçevede Cumhuriyet Halk Partisi ile terör kelimesini yan yana getirecek kadar zıvanadan çıktığını belirten Öztrak, “Hain darbe girişimini eniştesinden öğrenenler, bu defa da ellerinde DNA raporu olduğu halde ‘Teröristin kimliğini taksiciden öğrendik’ deyip partimize kumpas kurmaya kalktılar. Yetmedi, algı yönetimiyle Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni ve belediye çalışanlarını da hain terör saldırısıyla ilişkilendirmeye kalktılar. Utanmadılar, şehit çocuğunu PKK’lı diye teşhir ettiler. Arsızca Cumhuriyet Halk Partisi’ne ‘Milli güvenlik sorunu’ diye yüklendiler. Bir kendinize gelin! Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Bizim vatan sevgimizin zekâtı bile densiz müfterilere fazla gelir. Saray da, yanaşmaları da kurtuluşun ve kuruluşun partisi, bu şerefli mirasın sahibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin adını ağzına alırken iki kere düşünecek. Yoksa pişman ederiz” diye konuştu. İçişleri Bakanı’nı Napolyon’un “kusursuz dönek” diye tanımladığı döneminin Fransa İçişleri Bakanı Fouche’ye benzeten Öztrak, “Fotoroman Bakan suçüstü yakalanmıştır. Derhal istifa etmelidir. Aksi takdirde, bu ülkenin en zübük, en densiz, en hadsiz, en müfteri saray memuru olarak tarihe geçecektir” dedi.
BUNLAR ÖNCE TERÖRLE MASAYA OTURUR, SONRA BAŞKALARINI SUÇLAR
İktidarı millet hizmet etmek için bir araç olarak değil bir amaç olarak gören Saray ve şürekasının iktidarda kalmak için her şeyi yapabileceğini söyleyen Öztrak, “Bu kifayetsiz mızıkçıların, Haziran 2015 seçimlerini nasıl iptal ettirdiğini Suruç ve Ceylanpınar saldırılarıyla başlayan süreçte hain terörü nasıl fırsata çevirdiklerini, 2015 Kasım’ındaki seçimlere bu ülkenin nasıl götürüldüğünü hep birlikte tecrübe ettik. Bunlar iktidar için teröristle Oslo’da pazarlık masası da kurar. Terörist başının mektubundan himmet de umar. Terörist başının kardeşini devlet televizyonuna da çıkarır. Gerekirse papaz elbisesi bile giyer. Sonra da çıkar kendilerinden başka herkesi, milli güvenlik sorunu ilan eder. Dedik ya, bunlardaki utanmazlık en katmerlisinden” dedi.
TERÖRİSTİN SEFER EMRİNİ ERDOĞAN VERDİ
Hain terör örgütünün de hiç boş durmadığına dikkat çeken Öztrak, “Terör örgütü DNA testi ortaya çıkınca ‘Söylenen terörist bizdedir, görevinin başındadır’ diye açıklamalar yapıyor, videolar çekiyor. Buradan açık seçik söylüyoruz. O gün Adalet Bakanlığı’nın kayıtlarında ‘gazeteci’ olarak geçen o teröristin sefer görev emri, 4. Yargı Paketinde getirdiği afla Tayyip Erdoğan tarafından verilmiştir” dye konuştu.
BİZ KAZANACAĞIZ, 85 MİLYON KAZANACAK
Altılı Masa’nın dünkü toplantısının Türk siyasetinde yepyeni bir merhalenin başlangıcı olduğunu belirten Öztrak, dün yapılan toplantıda Yepyeni ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişin yol haritasının çıkarıldığını, belirlenen 9 temel sorun alanında ortak politikalar belirlemek ve ortak taahhütleri açıklama için yola çıkıldığını, Ege’deki son gelişmeler ve Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerini ihlali hakkında net tavrın ortaya konduğunu ifade etti. Öztrak, “Masa sadece 13. Cumhurbaşkanını seçmek için gerekli oyu değil, aynı zamanda Meclis’te Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş için ihtiyaç duyulan çoğunluğu sağlama kararlılığını da açıklamıştır” dedi. Masa’nın yolunun da, istikametinin de belli olduğunu ifade eden Öztrak, “Biz kazanacağız, 85 milyon yurttaşımız kazanacak! Biz kazanacağız, tüm Türkiye kazanacak!” diye konuştu.
|