Cumhuriyet Halk Partisi Saray Eski İlçe Başkanı Ali Osman Yaşar 7 Haziran seçimlerinin ardından artan terör olayları ve ülkemizde yaşanan sıkıntılar hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Ali Osman Yaşar yaptığı açıklamalarda çözüm süreci adı altında yürütülen sürecin terör örgütünün bölgede güçlenmesine ve devlet otoritesinin bölgede kaybolmasına yol açtığını vurguladı
GAYRİSİ YALAN
Ateşin düştüğü yeri yaktığını belirten Yaşar açıklamasında, “Gün geçmiyor ki şehit haberleri alıyoruz. Her gün birçok haneye ateş düşüyor. Bizler ekran karşısında, imkânı elverenler ve devlet erkânı bizzat cenaze merasimine katılarak acıları paylaştığımızı düşünüyoruz. Tabi ki bu ne yazık ki bir anlık oluyor. Hepimiz eşimizin dostumuzun cenazelerine katılıp baş sağlığı dileyip, acınızı paylaşıyoruz deyip yan tarafta diğer arkadaşlarımızla günlük sohbetimize devam ediyoruz. Empati kavramını hepimiz biliyoruz ve sık sıkta kullanıyoruz. Eğer o acıyı siz yaşamamışsanız, kendinizi o kişinin yerine koyamazsınız. Bunu en iyi nurlar içerisinde yatsın babamı kaybettiğimde anladım. O andan sonra gölgesinde duracağınız çınarınız, sırtınızı yaslayacağınız bir duvarınız artık yok. Allah geçinden versin eğer babanızı kaybetmişseniz bu açının nasıl bir şey olduğunu işte o zaman çok iyi anlarsınız. O Gayrisi yalan.
TERÖR ÖRGÜTÜ İLE NE MÜZAKERESİ OLACAK?
Birkaç gündür televizyonlarda şunları duymaya başladık. Devlet şiddeti bırakmalı ve müzakereye başlamalı. Kiminle? Terör örgütü ile. Vay anasını. İyi de şehitlerimiz devleti ve topraklarını korumak için yaşamlarını yitirmemişler miydi? Şimdi Terör örgütü ile ne müzakeresi olacak? Barış süreci adı altında Size tanıdığımız süre yeteri kadar güçlenmenize yetmedi, gidin biraz daha güçlenin mi denecek.
HERKESİN AYAKLARI YERE BASMALI
Herkesin ayakları yere basmalı. Bu ülkede ruhsatlı silahı olan insanlara Valilik onayı ile yılda 200 adet mermi veriliyor. Paranız ne kadar çok olursa olsun istikakınız 200 adet. Peki, bu terör örgütü bu cephaneyi, silahı
nereden buluyor? Üyelerini nasıl finanse ediyor? İnsanlar babasının işinde bir karşılığı olmadan çalışmıyor.
Peki, terör örgütünün mensupları neden bu işi yapıyor, kar kış demeden taş içinde neden yaşam geçiriyorlar? Onları bir arada tutan bu güç nedir? Kürt vatandaşlarımızın yüce menfaatleri olmadığı kesin. Eğer böyle bir şey olsa bölgenin kalkınmasının önünde engel olmazlar, aksine buna yol verirler. Sonra Kürt kökenli vatandaşımızın sahip olamadığı, ülkenin başka kökenli vatandaşlarının sahip oldukları neler vardır? Birileri çıksın şunu bir anlatsın bizde öğrenelim. Kürdü- Türkü bir biri ile kız alıp vermedi mi? Hısım olmadı mı? Tabi ki olduk. Eğer Kürt halkının sahip olmadığı hak ve özgürlükler nelerde çıksınlar şunları bir sunsunlar. Eğer eksik varsa bizde destek olalım. Hepimiz biliyoruz ki hiçbir fark yok. Bu dava kesinlikle kürk kökenli kardeşlerimize hizmet etmiyor. İşte televizyonlardan seyrediyoruz. Dükkânlar açılmayacak, açılmıyor. İş yerleri yakılıyor, yıkılıyor, tahrip ediliyor. Eee o zaman bu mücadele kime hizmet ediyor? İşte asıl buradaki
gerçek şu. Bölgede kim otorite? Yola konan bombayı köyün muhtarının bildiği söyleniyor. Doğrudur da. Peki muhtarı kim koruyacak. İşte asıl sorunun kaynağı otoritenin kimin elinde olduğu.
“ELİYLE KOYMUŞ GİBİ MÜHİMMAT BULAN MİT ŞİMDİ NEREDE”
Ergenekon, balyoz, terör örgütü kurmak gibi suçlardan ömrünü terör örgütü ile mücadele etmekle geçiren birçok asker ve polis ceza evlerinde çürütülmedi mi? Hükümetin 3 yıl birlikte çalıştığı Genelkurmay başkanı terör örgütü başı olmaktan ceza evine konulmadı mı? Gün geçmiyordu MİT her gün bir yerlerden mühimmat, silah bulmuyorlar mıydı? Ama bugün şehirlerarası yollara tonlarca patlayıcı gömülüyor ve MİT bunu haber bile alamıyor.
“İKTİDAR GÜCÜNÜ BİLİYOR VE GÜCÜNÜ İSTEDİĞİ GİBİ KULLANMAKTAN DA GERİ KALMIYOR”
Şimdi başka bir söylem daha, barış süreci adı altında PKK devleti kandırmış. Gömün denilen silahları gömmemişler. Vay anasını. Ardından ne geldi; bu işlemleri yürüten savcı ve hâkimleri yok etmek, daha sonra bu haberleri yapan medyayı yok etmek. Doğru bulmadığım ama takdir ettiğim bir şey var. İktidar gücünü biliyor ve gücünü istediği gibi kullanmaktan da geri kalmıyor. Bunun önüne geçmenin hiç kimsenin istediği gibi davranamayacağını ortaya koymanın da en yakın zamanı da 1 Kasım dır. Çünkü ortada kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi ile aynı söylemde olmayanı yok etme amacı güden bir iktidar vardır. Ve her defasında da amacına ulaştığında, sıra kendisini amacına ulaştıranı yok etmekle süreç böyle devam etmektedir. Ve temize çıkma bizi kandırmışlar. Yılardır suskun kalan PKK hareketi de yine bir takım senaryoların devamından başka bir şey değildir.
“BU HALK İÇİNDEKİ ZARARLI DOKULARI YİNE KENDİSİ TEMİZLEYECEKTİR”
Sonuç olarak söylemek gerekirse ülkemiz üzerinde oynan senaryolar, dâhili ve harici aynı devam etmektedir. Bu oyunları, bu hesapları yine elbet bir çılgın çıkacak, kökeni, mezhebi ne olursa olsun bu halk yine bir araya gelecek, içerisindeki zararlı dokuları, yine kendisi temizleyecektir” ifadelerine yer verdi.
|