|
||
Akın İpek in Televizyonu | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
10 günden beri, patronunu savunuyor. Yaptığı yayının yarısı, savunma ile geçiyor. Televizyon sahiplerinin, neden televizyon kurdukları, şimdi daha iyi anlaşılıyor. Gazete sahipleri de öyle. Aynı durumu, “Samanyolu” adlı televizyonda da gördük. Bir zamanlar iktidarın borazanı gibi öten bu televizyon kanalı da öyle. Genel Yayın Yönetmeni tutuklanınca roller değişti. İktidar onlara, onlar iktidara düşman oldular. 10 yıl süreyle yaptıkları bütün programlarda, hep iktidar yalakalığı yaptılar. Dönemin Başbakanı ve yakınlarıyla, iktidarın icraatını yere göğe sığdıramadılar. Memur ve mensupları, Başbakanın uçağından inmediler. Başbakan öksürse, manşetlerden haber yaptılar. Hem de, bu haberleri akıl almayacak biçimde abartarak yaptılar. Gün geldi, çıkar çatışmaları başladı. Gizli gizli oluşan sürtüşmeler ve tezatlar, 17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılan Polis Operasyonlarıyla, dostluğu bitirdi. Can-ciğer dostlar, bir günde düşman kardeşler oluverdiler. Sözün kısası, takkeler düştü, keller ortaya çıktı. İşin ilginç yanı, bir birlerine karşı sel verip sır vermeyen bu “ahpap-çavuşlar”, inanılmaz biçimde birbirlerine düşman oldular. Başbakan, “Onların inlerine kadar gireceğiz.” derken, “paralelci örgüt” diye tanımladığı örgütün lideri, “Allah, onların ocağını başlarına yıksın.” diyerek, ağır beddualarda bulundu. AKIN İPEK, “PARALEL” DE YENİ HEDEF Akın İpek’i, 1970’li yıllarda tanıdım. Sirkeci de, kitap yayın ve dağıtımını yapan kadim dostum, rahmetli Selahattin Kaya tanıştırmıştı. Akın Bey, “Koza” adını verdiği şirketinde öyle sıradan değil, lüks davetiyeler üretip pazarlıyordu. Yani, onun ürettiği boş davetiyeleri alan matbaalar, basıp satıyorlardı. Yaptığı, küçümsenecek bir iş değildi. Akın İpek, giderek büyüdü. Koza adının yanına, kendi soyadını da ekleyince “Koza-İpek” adıyla, büyüdükçe büyüdü. Ama, onun esas büyümesi bu iktidar döneminde oldu. Bugün, “Paralelci” denilen ve iktidarca suçlanan o oluşumun içine katılınca, Allah ona, ”Yürü kulum” dedi. Tıpkı, diğerleri gibi. Akın Bey, bir Şirket iken çok sayıda Şirketlere kavuştu, büyüdü ve Holding oldu. İktidarın bütün gücünden, imkanlarından ve nimetlerinden yararlanınca da, bugünlere geldi. Pek kurnazdı. Kendini ve adını piyasaya hiç sürmedi. Maşa kullanıp, ateşe yaklaşmadı. Ta ki, Paralelci olduğu anlaşılıncaya ve iktidarla yollarını ayırıncaya kadar. Akın İpek, kurnaz olduğu kadar akıllıydı da. Sahibi olduğu TV kanallarıyla Gazetesi, iktidarın bütün yanlışlarına çanak tuttu. Yandaş, yalaka yazar ve yayıncılara bol para verip, iktidar ve mensuplarını yere göğe sığdıramadı. Ama, onun asıl hedefi, bir gün başına bir hal gelirse, iktidar yalakalığı yapan gazete ve televizyonlarını, kendisi için kullanmaktı. Nitekim, öyle yaptı. 10 GÜNDÜR, AKIN İPEK’LE YATIP KALKIYORUZ. Televizyon, her gün karşımızda olduğu için, gazetesinden çok onun televizyonlarına bakıyorum. Kanalların manşetinde hep, Holding’e ve Akın İpek’e iktidarın yaptığı baskınla, haksızlığa uğradığı anlatılıyor. Kendisi konuşturuluyor, sürekli olarak savunma yapmasına fırsat ve imkan veriliyor. Üstelik, kendisinin yurt dışına kaçtığı söylenmesine rağmen, savunmasını uzaktan da yapabiliyor. Uğradığı nice haksızlıklara karşı kendisini savunacak kimsesi olmayan ve bir avukat bile tutamayan milyonlarca vatandaş, uğradığı zulmü içine atarken, Akın Bey her türlü savunma imkanına sahip. İşin ilginç yanı, vatandaş olarak biz de, televizyon izlediğimizi sanıp, yurt dışına kaçan bir kişinin savunmasını izliyoruz. Akın İpek, kendisini elbette savunacaktır. Bu, onun en doğal hakkıdır. Ancaaak… Onun gibi haksızlığa uğrayan nice mazlum ve masum insanlar varken, televizyonunun ekranlarını onlara acaba neden açmıyor? İşte, onu yapsaydı, bugün kendisini savunurken cümle alem onun yanında olur ve onu kayıtsız-şartsız haklı bulabilirdi. Bugünleri yaşayıp gördükçe, ben de yıllar önce uğradığım zulmü hatırlıyorum. Gazeteciliği salt çıkar için kullanan megaloman Hürriyet Gazetesi, isteklerine karşı koyduğum için bana zulmederken, ben de Akın İpek gibi, bir televizyonun sahibi olmayı çok isterdim. Ne var ki, onun gibi “haksız” değil, kendim gibi “haklı” olmak isterdim. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.