|
||
Yeteneksiz Yöneticiler | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Beceriksiz yöneticiler hizmet yapayım derken hem kendilerine kötülük yaparlar, hem de kamuyu zarara uğratırlar. Neyi, ne zaman, nasıl yapacağını bilmeyen bu beceriksizler, başkalarınaolduğu gibi kendi başlarına dert açarlar. Her işin, belirli bir yapılma biçimi ve ortamı vardır. Gerekli şartları yerine getirilmeden, yapılan işlerden verimli sonuç alınamaz. Biliyorsunuz yeteneksiz yönetici, en tehlikeli yöneticidir. Onlar hem yeteneksiz, hem hırslı, hem de kıskanç olurlar. Eğer yetenek kalıtsal kökenli ise yeteneksizlik de öyledir. Peki yeteneksizlik üzerine çevrenin etkisi var mı? Var tabi, yeteneksizlik de gelişir. Çevreye bakıldığında, az yeteneksizler ve çok yeteneksizler vardır. Ama, bu illetten öyle hemen kolayca sıyrılamazsınız. Eee... "napayım, Allah vermemiş", diyerek, "yeteneklerim bu kadar", diyemezsiniz. "Anamdan, babamdan bu kadar yetenek geçti" deyip, bununla yetinecekseniz; olmaz öyle şey! İnsan, bir kere yeteneklerinin farkına varmalıdır; yeteneksizliklerinin de... Yeteneklerin ya da yeteneksizliğin farkına varmak, kalıtsal değil. Normal her bir insanın kolayca yapabileceği bir şey bu. Yalnızca önkoşulları var. Önkoşul egonun tırpanlanmasıdır. Kimse tarafından değil, bizzat kişinin kendisi tarafından tırpanlanması. Kişi egolarına hakim olabilirse, yeteneklerinin de, yeteneksizliğinin de farkına varabilir. Ondan sonrası kolay, yetenekli olduğu alana yönelir. Yeteneksiz alanlardan kaçınır. Bu "alan" denilen şey ise, istendiği gibi genişletilir veya daraltılabilir. İnsan isterse yeteneksiz olduğunu düşündüğü bir alanın içerisinde yeteneklerine uygun küçük bir parça bulabilir, ama gerçekten isterse! Bu durum kişilikle ilgili, yetişmişlikle ilgilidir. Sonradan görenlerde, olmayan bir şey... Bir kişi, gerçekten genel bir yeteneksiz sıfatını hak ediyorsa, kişiliğinde bir sorun var demektir. Biliyorsunuz, kişiliğin büyük bir kısmı sonradan edinilir. Aslında, çok da basit değildir kişiliğin oluşması. Kalıtsal ve çevresel, aklınıza gelmeyecek faktörlerin etkisi olabilir. Ancak, kişilik kavramı hepimizi ilgilendiriyor, dolayısıyla yalnızca "gelişim psikologlarının" işi olmasa gerek kişiliğin farkına varmak... Kişiler, yeteneksiz olduğu alanda alabildiğine inatla yeteneksizliğini göstermeye devam eder. Yeteneksiz olduğunu anlamak istemeyen bir duruşları vardır. Ama, bana göre öyle değil. Onlar, pekala da yeteneksizliğinin farkındadır. Ancak, gözünü hırs bürümüştür bir kere... Düşünün önündeki işi olması gerektiği gibi kotaramıyor, ama hırsı onu kudurtuyor. Ne yapacak? Çok basit, yaptığı işte iyi görünebilmek için işini iyi yapan, yetenekli insanları aşağı çekmeye uğraşacak. Hırsları bunları öyle bir azdırır ki, bir süre sonra işle hiç ilgileri kalmaz. Bunlar yalnızca çevrelerindeki insanlarla uğraşmaya başlarlar. Bunlarda sadece görüntü vardır. İşini iyi yapıyor görüntüsünü nasıl veririm diye düşünürler, sabah akşam. Egoları yüksektir, aynı zamanda aşağılık duygusu kemirir içlerini. Gidin kardeşim, başka bir yerde gösterin kendinizi... Olmaz! Böyle olmaz, çünkü gereksiz hırs öyle bir bürümüştür ki gözlerini, yeteneklerini gösterebilmek için hiçbir şey yapamazlar. Belki de bu konuda da yeteneksizdirler, orasını bilmem. Yetenek olmayınca, yükselmek için ne yapılır? Her tür alavere dalavere onlar için mubahtır. Araya adam sokmak, hukuku dolanmak, çevrelerindeki yetenekli insanların sırtına binmek, vitrine oynamak... İnsan değişebilir mi? Derler ya, insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur. Kesinlikle katılmıyorum! Kültürel evrimini, günümüz koşularına göre tamamlamış ve insanlık mertebesine ulaşmış her insan, her yaşta değişebilir. Bana göre kişilik bile değişebilir, tek şart kendinize kendinizle ilgili samimi itiraflarda bulunacaksınız. Bu samimi itirafları olabildiğince sık tekrarlayacaksınız. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.