|
||
Kim kimi kullanıyor? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Değerli okuyucularım, gazetemiz yayın politikası ilçemiz halkının sesi, kulağı ve gözü olma anlayışı ile devam etmektedir. Evet… Gelelim asıl konuya. Nazmi Çoban ilçemizdeki bir diğer gazeteyi bize karşı kullanıyor. Peki, bu gazete kendini neden Çoban'a kullandırıyor? Bunu anlamak zor değil. Çünkü belediyeden besleniyor. Gazetenin finansmanına belediye dolaylı yollardan destek oluyor. Nazmi Çoban o gazeteyi, gazete de Nazmi Çoban’ı kullanıyor. Artık körlerin sağırların bile bildiği bir şey bu. Tekrar ediyorum, hiç biri öyle bir ilişki yok dese de zira her şey ortada! Kimileri hem parayı, hem mevkii sonradan görüp, hal ve hareketleri, davranışları ile kendilerini belli ederler. Bu haykırışı ve davranışları kendilerini belli yerlere taşımaya çalışsalar da görmemişliğin dayanılmaz bir hafifliği ve hamlığı bulunur üzerlerinde. Kimi sonradan görmelerin, eleştiride bulunmalarına tahammül edemiyorum. Yahu kardeşim, sen onun nereden geldiğini biliyor musun? Sen onun yaşadıklarını yaşadın mı? Aşağılık duygusunun ne demek olduğunu bilir misin? Bilmezsin, o zaman ne demeye eleştirirsin! Evet... Ben eleştiririm. Çünkü ben köyden geliyorum. Çünkü ben varoşlardan geliyorum. Çünkü ben köylüyü de kentliyi de batılıyı da çok iyi tanıyorum. Çünkü ben, bazı çakalların nasıl beslendiğini de çok iyi biliyorum. Hangi çakalın hangi safı kullandığını da çok iyi biliyorum. Safın da çakalı nasıl kullandığını da biliyorum. Anadolu da, halk arasında kullanılan meşhur bir söz var, "Kişi binmediği atın önüne yem koyamaz" diye. İşte Nazmi Çoban böyle bir zat. Nazmi Çoban insanları kullanmayı çok iyi becerir. Sonradan görmeler… Sonradan görmeler şatafatı pek severler. Mesela “sonradan görmeye” kamu görevi verirseniz kamunun tüm olanaklarını kişisel amaçları için kullanır. Mesela görev araçlarını makam aracı gibi kullanır, hatta kendi aracı gibi… Tek bir farkla, devletin görev aracını kendi aracı gibi kollamaz. Sonradan görme insanlar arasındaki nezaket kurallarından da bir haberdir. Büyüğünü saymaz, küçüğünü sevmez. İnsanı sevmez o; insan bir araçtır ona göre... Sonradan görme okumuş da olsa cahildir. Hele ki bir koltuk vermeyin, peh peh peh, kendini hükümdar zanneder. Boşuna dememişler cahili padişah yapmışlar tutmuş önce babasını kesmiş, diye. Önüne geleni tehdit eder. Çevresini korkutarak saygıya zorlar. Ona saygının koltukla birlikte verildiğini zanneder. İstediği gibi saygı gösterilmezse de korkutmaya çalışır. Neden? Çünkü kendisi çok korkar, ödü patlar büyük koltuktakinden...Sonradan görme astlarına zulüm, üstlerine yalakalıkta sınır tanımaz. Dedim ya bilemez insan gibi davranmasını... Bazen acırım sonradan görmeye; zavallıdır, çok çekmiştir aşağılık duygusundan. Aşağılık duygusu oturmuştur taaa içine... Ama kardeşim ondan daha kötü koşullardan gelip de alabildiğine alçak gönüllü insanlar da var. Demek ki koşullar ne olursa olsun insan olabiliyor bazıları. O zaman sorarım, sonradan görmenin hamurunda mı var acaba bu? Sonradan görme henüz insanlaşamamıştır. Çocukluğunda ve gençliğindeki aşağılık duygusu onu aşağılık biri haline getirmiştir. Onun için ne yaptıkları önemli değildir. Kimsenin onun için bir anlamı yoktur. Dedim ya, insan değildir. Bu nedenle insana ihtiyaç duymaz. Evrimini tamamlamamış diğerleriyle birlikte ulumaya devam eder. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.