|
||
Tayyip Bey, Yeter Artık! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Ülkede, her şey kötü ve daha da kötüye gidiyor. Yaptığınız iyi işlerle anılmak istiyorsanız, artık çekilin. Kendinizin, ailenizin ve partili yakınlarınızla yandaşlarınızdan başka, herkesin canı da malı da tehlikede. Ayrılmanız, yalnız bu halk için değil, sizin için de iyi olur. 1950-60 yılları arasındaki Demokrat Parti döneminde, Cumhurbaşkanlığı yapan Celal Bayar da, Demokrat Parti’nin kurucularındandı. Bayar da zaman zaman, hükümetin işlerine karışır ve Adnan Menderes’i zor durumlara sokardı. Başvekil Menderes’in, Bayar’ın telkinlerinden ve dayatmalarından fazlaca etkilenmediğini hem o zaman, hem de daha sonra öğrenmiştik. Ancak, 27 Mayıs darbesinden sonra merhum Menderes’in duruşmalar sırasında kimi yakınlarına; “Sayın Bayar’ın her sözüne güvenmemem ve yerine getirmemem gerekirdi. Hata ettiğimi, şimdi anladım.” Dediği, yazıldı ve söylendi. Buna rağmen Cumhurbaşkanı’nın, icraatın üzerinde fazlaca etkili olmadığı, ana Muhalefet lideri İsmet İnönü’nün de bunu sık sık tekrarladığı biliniyor. Ne var ki, darbeden tam 24 gün önce (3 Mayıs 1960) Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel’in, Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’e yazdığı mektupta, “Bütün fenalıkların başı, Celal Bayar’dır.” Dediğini, o günleri hatırlayan benim gibi herkes biliyor. TAYYİP BEY, BANA O GÜNLERİ HATIRLATTI Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçileli bir yıl oldu. Bu bir yıl içinde, Cumhurbaşkanlığından çok, Başbakanlık yaptı. Yani, resmen bırakmış olsa da, Başbakanlığı fiilen hiç bırakmadı. Ahmet Davutoğlu hiç gücenmesin ama, halk onu Başbakan olarak değil, bir “figüran “ gibi gördü ve görmeye devam ediyor. Tayyip Bey, Anayasal yetkilerinin ve görevlerinin dışına çıkıp, ülkenin bugünlere gelmesinin baş müsebbibidir. Bunu, herkes biliyor ve söylüyor. O, ne muhalefet partilerinin, ne basın yayın organlarının, ne de halk kitlelerinin ikazlarına kulak asmıyor ve hep bildiğini okuyor. Onun, tek derdi var. Amerikan Başkanı gibi Başkan olmak. İmkanı yok, ama eğer olursa, Türk Başkan olmayacağı besbelli. Çünkü o, Türk sözcüğünden ve Türklük’ten hoşlanmıyor. Başta Türk milliyetçiliği olmak üzere, bütün milliyetçi duyguları ayaklar altına aldığını alenen söylemişti. EKONOMİK KRİZ, KAN VE GÖZ YAŞI 2015 yılının ortasında, Türkiye’de ekonomik çöküntüler başladı. Para politikaları çöktü ve Türk parası değer kaybetmeye devam ediyor. Yoksul halk, giderek daha da yoksullaşıyor ve büyük geçim sıkıntısı yaşıyor. Zengin daha da zenginleşirken, yoksulların durumu daha da kötüleşiyor. İktidar ve yandaşları, ceplerini doldurmaya ve yeni cepler açmaya devam ediyorlar. Tayyip Bey, muhteşem Sarayında, kara ve hava nakil araçlarıyla gittiği her yerde 1001 gece masallarını yaşıyor. Maiyeti, yandaş ve yalakaları da aynı şekilde hayatlarından çok memnunlar. Ancaaak… Şehit cenazeleri, her gün gelmeye devam ediyor. Onların çocukları eğlence mekanlarında gününü gün ederken, acılı aileler “şehitlik” umudu ile teselli buluyor. Oysa, Aziz Nesin’in dediği gibi, “Ne şehit oldu ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi” gerçeği ile kimse işin farkında değil. Bütün bunların müsebbibinin Tayyip Bey olduğu her yerde söyleniyor, her yerde konuşuluyor. Komşumuz Yunanistan da, halkın büyük umut bağladığı Başbakan Çipras, “Yapamıyorum” deyip, geçen gün istifa etti. Halkına büyük iyilik yaptı. Tayyip Bey de, bu iyiliği Türk halkından daha faza esirgemesin. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.