Moved Permanently

      Memleketi soyanlar, şimdi de öteki soygunculara göz yumuyorlar. Yüzlerce televizyon kanalı var. 24 saat yayın yapıyorlar. Ruhsat alıp, ulusal yayın ağına girmişler.

      Kimilerinin, çok adı bilinenlerden farklı amaçları var. Onların amacı, avam programlar yapıp ilgi çekmek ve reklam yapıp ürün pazarlamak.

     Adam, hekimliği bırakmış bitkisel ilaç üretiyor. Bir de televizyon kanalı kurmuş. “Korkmayın, ürünlerimiz tamamen bitkisel, hiçbir yan etkisi yok.” diyor. Peki, faydası? Onu bilen yok. Soran da yok. Pazarlayana göre, çok faydalı. Aldın da sana faydası olmamışsa, ”Demek ki, senin bünyen bu ilaca uygun değil.” diyorlar ve paranı ceplerine atıyorlar.

     Tanıtımları, gerçekten ilgi çekiyor. “190 lira yerine, sadece 99 lira” diyorlar. Size, bir iyilik daha yapıyorlar. “Bir alana, bir de bedava.”

    Ne güzel değil mi? Siz de hemen kanıyorsunuz. Ekranın altındaki numarayı arar aramaz, sizin numaranız onların telefonlarında çıkıyor. Adresinizi alıp, size hemen kargo ile ürünü gönderiyorlar. Kapıda hem 99 lira ürün bedelini, hem de en az 10 liralık kargo bedelini ödüyorsunuz. Üç gün sonra, aldığınız ürün çöpe gidiyor.

                                     HER DERDE DEVA OTLAR

       Basurunuz mu var? Seyredin, ilacı var. Cinsel sorunlarınız mı var? Kadın, erkek fark etmiyor. Seyredin, ilacı var. Kalp-damar hastalığı, kabızlık, şişmanlık, zayıflık, kaşıntı, uykusuzluk, horlama, prostat, cilt bozukluğu, yüksek şeker/kolesterol, mantar, kellik ve aklınıza gelen her türlü hastalıklar için “lokman hekim” olmuşlar. Bir telefon kafi. İlaç, üç günde kapınızda. Üç gün sonra da, çöp kutusunda.

                        KİMİLERİ, TARIM BAKANLIĞI’NDAN ONAYLI

     İlaç dendiğinde, hastalığın çaresi anlaşılır.  Hastalık dendiğinde de, devletin en üst kurumu Sağlık Bakanlığı anlaşılır. Siz öyle anlayın, ama öyle değil.

    Bu şarlatanlardan kimilerine Sağlık Bakanlığı değil de, Tarım Bakanlığı Ruhsat veriyor. Bunu, ilacın üstüne de yazıyorlar.

   “Kalp-damar ilacının, Tarım Bakanlığı ile ne ilgisi var?” diye sorarsanız, cevap alamazsınız. Çünkü, cevabı yok. Çünkü, onlar için insan sağlığı, eşittir hayvan sağlığı olmuş.

    Nedense, esas yetkili ve sorumlusu olan Sağlık Bakanlığı, bütün bu olup bitenleri görmüyor ya da sadece seyrediyor.

    Tarım Bakanlığı, insanlara at eti, eşek eti gibi hileli gıdaları yedirenlerle uğraşmak yerine,  bu açıkgözlere  korsan ilaç ruhsatı veriyor.

                                        SİLİVRİ’DE SATILIK ARSALAR

     Düne kadar televizyonlarda “bal” pazarlayan ve 5 kavanoz glikoz şurubunu bal diye 100 liraya satan bir genç, şimdi de Silivri de “kelepir(!)” arsa pazarlıyor.

     Daha doğrusu, dağ başı denebilecek yerdeki tarlaları, arsa diye satmaya çalışıyor.

     Geniş ovalar, meralar ve ormanlar ekrana getiriliyor. Size, cennet gibi bir manzara sunuluyor. Ve, “İşte burada yaşayabileceksiniz.” diyerek, gözler boyanıyor.

     İndirim de yapıyorlar. Mesela, 40.000 liralık bir parsel, size 39.900 liraya satılıyor. İyi bir indirim değil mi?

    Değerli okuyucularım, 50 sene önce bir Sülün Osman vardı. Anadolu’dan İstanbul’a gelip de, aval aval etrafına bakanlara Galat Köprüsü’nü, Dolmabahçe Saat Kulesi’ni filan satardı.

     O yıllarda, ben de bir dolandırıcıdan 10 liralık saati 100 liraya almıştım.

     Devletin, bu dolandırıcılara karşı hiçbir tedbiri ve vatandaşlarına karşı hiç bir güvencesi yok. Siz, siz olun;  hele bu devirde bu tuzaklara sakın düşmeyin.