|
||
İstanbul da Vali Var mı? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Olduğu söyleniyor, ama pek gören yok. Sesini de duyan yok. Oysa, İstanbul bir devlet gibidir. Vali de, bu devletin Başkanı sayılır. Resmi nüfus sayımına göre nüfusu, 15 milyon olarak ifade ediliyor. İki milyon insanın her gün yurdun muhtelif yerlerinden gelip gittiği de düşünülürse, nüfusu 17 milyon demektir. Atatürk’ün dediği gibi İstanbul, iki kıtanın mültekasında hem kilit, hem de anahtar konumundadır. Orhan Veli’ye göre İstanbul, anlatılmaz yaşanır. Neyzen Tevfik’e göre, parası olan kaşınır. Çetin Altan’a göreyse, buraya karısıyla gelen boşanır. Sözün kısası, İstanbul’dan herkes hoşlanır. Bendeniz, tam 40 senedir fasılalı olarak İstanbul’da yaşıyorum. Buraya, 1975’de geldim. Vilayet merkezinde çeşitli görevler aldım. Lise Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Vilayette Genel Sekreter ve Müfettiş ve de kısa bir süre İl Kültür Müdürü olarak çalıştıktan sonra, İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptım ve emekli olup görevlerimden ayrıldım. Kısa fasılalar olsa da, İstanbul’dan hiç ayrılmadım. İSTANBUL’U İYİ TANIDIM Görevlerim gereği, zaten tanımak zorundaydım. Lakin, 40 yıl sonra anladım ki, İstanbul sık sık söylendiği gibi “dibi görünmeyen bir kuyu” Benden önceki Milli Eğitim Müdürü, Bolu Milli Eğitim Müdürü ile tartışırken, Bolu’nun Müdürü mevkidaşını küçümser ve; “Arkadaş, sen Milli Eğitim Müdürüysen, ben de Milli Eğitim Müdürüyüm. Aramızda ne fark var?” deyince, İstanbul’un Müdürü pek kızar ve cevabı hemen yapıştırır. “İkimizde Milli Eğitim Müdürüyüz, ama sen Bolu’nun, ben İstanbul’un Müdürü’yüm. Senin Bolu’nun nüfusu kadar, benim İstanbul’un or..pusu var.” deyince, Bolu Müdürü’nün ayağı yere basar. Kültür Müdürlüğü’ne baktığım sırada İstanbul’un tarihini, Milli Eğitim Müdürüyken de, Coğrafyasını tanıdım. Fetihten sonra 29 Padişahın hüküm sürdüğü ve metfun bulunduğu İstanbul, Yeni Çağ ve Yakın Çağ’ın yalnız Avrupa’da değil, dünyadaki en önemli simgesidir. Bir değerli Sosyoloğ’un dediği gibi, bu memleketin en pislik, en aşağılık ve en kötü insanları İstanbul’da yaşadığı gibi, en dürüst, en temiz, en imanlı, en vicdanlı, kısacası en düzgün insanları da İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’la ilgili olarak yayınlanmış pek çok kitap okudum. Ne var ki, İstanbul okumakla değil, yaşanmakla anlaşılıyor. Zaman bulabilseydim, - sayısız belgeyi elime geçirdiğim için – öyle sanıyorum, İstanbul’u en iyi anlatan kitabı ben yazardım. İSTANBUL’UN VALİLERİ Görevim hep Vilayet merkezinde geçtiği için, İstanbul’un Valileriyle hep beraber ve yakından çalıştım. Cumhuriyet döneminde, İstanbul’da çok değerli Valiler görev yaptılar. Önceleri, Valiler aynı zamanda Şehremini, yani Belediye Başkanlığı da yapıyorlardı. Bir Cemil Topuzlu’yu, bir Muhittin Üstündağ’ı bir Lütfi Kırdar’ı unutmak mümkün değil. Bendeniz, 8 Vali’yle çalıştım. Ömrü uzun olsun Namık Kemal Şentürk’le başlayıp, merhum Hayri Kozakçıoğlu ile mesleği tamamladım. Devlet memuru olmamız hesabıyla, görevlerim sırasında ve siyasi mülahazalarla sık sık değişiklikler gündeme geldiyse de, Valiler benim ayrılmamı hiç istemediler. Ben de, onları kırmadım ve görevim hep devam etti. İSTANBUL VALİLERİ, DEVLET BAŞKANI GİBİ Avrupa’nın 16 ülkesinden büyük olan İstanbul, dünyada hep bir devlet gibi anılır. İstanbul’un adı, Türkiye’nin önünde gelir. Yabancılar, Türkiye’den önce İstanbul’un adını söylerler. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı devlet adamları, Ankara’daki resmi temaslarından sonra, İstanbul’u mutlaka ziyaret ederler. İstanbul’daki temsilciliklerine de uğrayan bu zevatın, bu yarı resmi bir ziyaretidir. Gelen kişinin önemine göre, bu zevatı Vali ya da temsilcisi olan Vali Yardımcısı karşılar. Yine bir devlet protokolü uygulanır. İstanbul Valileri, her gün yeni olayların yaşandığı ve yeni sorunların ortaya çıktığı bu şehirde, sık sık basının karşısına çıkar ve halkı bilgilendirirler. Gelin görün ki, bu iktidar döneminde halk İstanbul Valilerinin ne yüzünü görebildi, ne de sesini duyabildi. Önceki Vali Muammer Güler, uzunca süren bu görevi sırasında kimi televizyonlarda göründüyse de, düzgün üslubu(!) sebebiyle, ne dediği hiç anlaşılmadı. Yakından tanıyanlar, Valiliği sırasında onun daha çok başka işlerle uğraştığını, nitekim Bakanlığı sırasında oğlunun paralar, para kasaları ve para sayma makineleriyle basılması üzerine, her şey anlaşıldı. Şimdiki İstanbul Valisi Vasip Şahin, Malatya Valisi iken geçen yıl İstanbul’a atandı. Bu yazıyı yazarken, ismi aklıma gelmeyince telefon edip, bir bilene sordum. Çünkü, Vali beyi bir gün olsun basın ve televizyonların karşısında görmedim. Bir gün olsun, İstanbul’un her gün yaşanan sorunları ve olayları hakkında bir açıklama yaptığına rastlamadım. Acaba neden ortaya çıkmıyor? Neden hiç konuşmuyor? İstanbul’un, açıklama bekleyen konuları hakkında, neden bilgi vermiyor? Yanlış bir şey söylemekten mi çekiniyor? Konuşmasını engelleyen mi var? Devlet Memurları Kanunu’nun 15.maddesi onlara açıklama yetkisi verdiğine göre, bu yetkiyi kullanmasını istemeyenler mi var? Sorulacak daha pek çok soru var. Var, ama Vali’den “tık” yok. Vali bey unutmasın ki, yarın bu görevden ayrıldığında, hiçbir Allah’ın kulu onu hatırlamayacak, İstanbul Valiliği yaptığını bilemeyecektir. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.