|
||
Bir Çuval İncir | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Devlet Bahçeli, bir çuval incir’in içine etti. Vatandaşlar, “N’olucak şimdi?” diye soruyorlar. “Bunu, Bahçeli’ye sormak lazım.” diyenler var, ama hiç bilmeyenlerden biri de o. Doğrusu herkes şaşırdı. Devlet Bahçeli’nin yaptığını, en düşüncesiz, en saf, hatta en haris insanlar bile katiyen yapmazdı. Şaşıranlardan biri de, AKP’nin özgül ağırlıklı Bakanı Bülent Arınç oldu. Arınç, ağzı kulaklarına vararak; “Başbakan AKP’den, Bakanlar AKP’den, bürokrasi AKP’den, hepsi yerli yerinde duruyor. Şimdi, Meclis Başkanlığı da AKP’ye geçti. Peki, ne değişti? AKP iktidarı devam ediyor.” dedi ve çok doğru söyledi. Hepsi, Devlet Bahçeli’nin sayesinde oldu. O Devlet Bahçeli ki; bir zamanlar partisi hükümete alınmış, kendisine Başbakan Yardımcılığı bile verilmişti. Gerçek Türk Milliyetçisi, korkusuz devlet adamı Alpaslan Türkeş’in koltuğuna oturmuştu. Onun yönettiği partinin eleştirenleri, hasımları vardı, ama hiç kimse bu partiye “kaypak” dememişti, demiyordu. Biraz daha ileri gidersek, iktidarda olmasalar da, vatanın-milletin kurtuluşu için sığınılacak ve güvenilecek bir siyasi teşekkülün başındaydı o. Türk Milliyetçiliğinin en güçlü savunucuları, bu partiye inanan ve güvenen ülkücü vatandaşlardı. Biz, bu vatandaşlara, bu vatandaşlar da Devlet Bahçeli’ye güveniyorlardı. Ama, o Bahçeli, duyulan bu güvene layık olamadı. Bu son seçimde kaybedecek olan iktidara mutlaka hesap sorulacağını ve AKP’nin hesap vermekten kurtulamayacağını en çok o söylüyordu. Söylemekle kalmıyor, iktidarın eski ve yeni liderine, yolsuzluğa bulaşan Bakanlarına ve bürokratlarına, hatta yandaş ve yalakalarına gerçek hesabın, mutlaka kendileri tarafından sorulacağını belirtiyordu. Bunları belirtirken, biraz daha ileri gidip, iktidar cenahına en ağır hakaretleri sıralıyordu. BİR İNSAN, BU KADAR KAYPAK OLABİLİR Mİ? Dünkü yazımda da ifade etmiştim. Yaşanan bu şoku hala üzerimden atabilmiş değilim. Nasıl atarım ki? 13 yıllık AKP iktidarında yaşadığımız düzenin bozulmayan, kokuşmayan hiçbir yanı kalmadığına göre, mutlaka ama mutlaka hesap sorulmalıydı. Filvaki, ana muhalefet olan CHP’de bunu yapabilirdi, ancak CHP’nin içinde bölünmeler vardı. O bölünmeler, partiyi iki-üç başlı ve daha fazla horozu olan bir parti haline getirmişti. MHP ise, öyle değildi. Onun vekilleri, otur dedikleri zaman oturur, kalk dedikleri zaman kalkardı. Tek bir kişi parti disiplinine aykırı davranmaz, davranamazdı. Bir kısım halkın MHP’yi benimsemesinin sebebi, bu tutarlı disiplininden ötürüydü. Ne var ki, o disiplin Devlet Bahçeli’nin sayesinde artık hiçbir işe yaramıyordu. MHP’Lİ VEKİLLER, BU KADAR ŞUURSUZ MU? Görüştüğüm vatandaşların bir kısmı, kusuru sadece Devlet Bahçeli’de bulmuyorlar. “MHP’nin 80 vekilinin içinde, şuurla hareket eden sadece iki vekil mi var?” diyorlar. “Bir yanlışa, bu kadar körü körüne itaat edilir mi?” diyenler var. “Devlet Bahçeli’yi, yaptığı bu yanlıştan döndürecek bir tek kişi bu partide yok mu?” diyenler var. Var da, var. Oysa, yok! MHP, demek ki bir kitle, bir dava partisi değil, “tek kişi partisi” olmuş. Partide, her şeyden önce “körü-körüne itaat” var. Anlaşılan, başka bir şey yok. N’OLUCAK ŞİMDİ? Levent Kırca, parodilerinde böyle diyordu. Oyunları devam etseydi, Bahçeli’nin bu kaypak tutumu, ona çok iyi bir konu olurdu. Şimdi, bu sorunun cevabını Devlet Bahçeli bile bilmiyor. Bilinen bir şey varsa, sandıkta kaybeden AKP, Devlet Bahçeli’nin sayesinde yeniden kazanmaya başladı. Meclisin toplanması, dağılması ve tüm Anayasal yetkileri, artık ve yeniden AKP’nin elinde. Devlet Bahçeli, bir çuval incirin canına okudu. Her şey bitti mi? derseniz, tabii ki bitmedi. Halkın, Meclise yansıttığı % 60 oy potansiyeli, aynen devam ediyor. Meclis dağıtılıp tatile girse bile, Anayasanın 93’ncü maddesi hükmüne göre, 110 vekilin yazılı isteği üzerine yeniden toplanabilir. Devlet Bahçeli karşı çıksa bile, Meclis her zaman toplanabilir. Ne var ki, Bahçeli karşı çıktığı takdirde, salt çoğunluk gerektiren konularda karar alamaz. Devlet Bahçeli, Meclis’te artık anahtar parti durumuna gelmiştir. Aslında anahtar değil, tam tersine milletin isteklerine karşı bir “kilit” konumundadır. Tekrar “N’olucak şimdi?” diye sorarsak, Devlet Bahçeli AKP ile bir koalisyon yapabilir. Kendisine güvenilmeyeceği için, bu koalisyon uzun ömürlü olamaz. Erken seçim, Cumhurbaşkanının öncelikli hedefidir. O zaman da AKP, nasıl yapıp yapıp iktidarı yine tek başına alır. Devlet Bahçeli de baraj altında kalıp, sadece havasını alır. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.