|
||
İnsanın kendi yalanına inanması ne kadar kötü! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kimi zaman, insanları kırmamak, üzmemek adına, kimi zaman da kurtulmak için söylediğimiz yalanlar hayatımızın parçası haline gelmiştir. Hele günümüz koşullarında yalan söylememek mümkün değil. Kaldı ki, insanlar özür dilememek için bile yalan söyler oldu. İnsanları mutlu etmek, kırmamak, zorlamak, istediğimizi elde etmek, kendimizi korumak, mantıklı görünmek, insanların bizden hoşlanmasını sağlamak, sorumluluktan kaçmak, haklı çıkmak, güç kazanmak, elde tutmak, adına o kadar çok yalan söylüyoruz ki, anlatamam. Biri bundan sonra “ben sana hiç yalan söyler miyim?” dediğinde bilin ki söylüyor bile. Ama sizin de daha önce ona yalan söylemiş olmanız da ihtimal dahilinde. Kendinizi onun yerine koyduğunuzda, mutlaka yalan söylemek zorunda kalacağınızı bildiğiniz birinin, size doğruyu söylediğine inanmak çok zordur. Yalan söyleme en çok kendini kandırmaktır. Bir gün öyle bir hal alır ki insan kendi yalanına inanır. Ve içi cam kırıkları ile dopdolu bir şekilde yalanına sarmalanır uyur geceleri. Geceler karanlık, geceler kör kuyular asla maviye çalmaz. Asla yağmur yağmaz. Bir ümit doğmaz. Bugün pek çok insanın yaptığı şey. Moda takıntılı zavallı gençliğin önemli bir eylemi, hiç bir halttan anlamayan pek çok siyasetçinin yaptığı eylem, günümüzde hala bekaret gibi bir şeyi cinayet sebebi ya da kendisini çok temiz birisi haline getiren sözde birilerin yüzünden kendini suçlu hisseden kimilerin yaptığı eylem. Son seçime giderken, partilerin almış olduğu oyları yadsımamak gerekir. Hatta, medyadan da öğrenebildiğimiz kadarı ile çok bilimsel ekonometri çalışmalarda dahi sonuç AK Parti lehine yüzde 45 dolayında öngörülüyormuş. Doğrusu, bunda da şaşılacak fazla bir şey yok. AK Parti Hakkari’ye varana dek havalimanı yapmış, İstanbul’da metro, yeni havalimanı, hele de çok havalı üçüncü köprü ve ünlü kanal projeleri doğrusu göz kamaştırıyor. Ekolojinin siyasetçinin vitrininde bulunmadığı gibi, halkın da bilincinde olmadığı bir ortamda çimento-demir karışımı ile yaratılan sanat harikaları oy almak için çok bile! Bir kısmının yararlı olduğu açık olan tüm bunlar birinci derece devlet hizmeti değil, kısmen belediye hizmetleri niteliğindedir. Ekonometrik hesaplamalarda entelektüellerin aveneliği ve halkın bilinç düzeyi de katsayı olarak alınmış olsa idi, sonuç ne olurdu, doğrusu çok merak ediyorum. Ne var ki, devletsel işlev başka bir şeydir. Ülkenin hukuk sistemi, bölgesel dengesizlik sorunları, eğitim ve teknolojik yatırım sorunları, dış dünya ile ekonomik ve siyasi alandaki ilişkiler yerel idarelerin değil, merkezi devletin uğraş ve sorumluluk alanlarıdır. Bu konulara halkımızın ne denli eğildiği ve tüm alanlarda yaşanan sorunların halkımızın tercihini ne kadar etkileyip, siyasi tercihini ne yönde değiştirdiği, sanırım, son görüntüde hemen hiç yer almıyor. Umarım ki, genel seçimlerde çimento-demir karışımı şaheserler değil de, bunlar gündeme gelir! Bir devlet yapısı olabilir mi ki, 12 yıllık, hem de fevkalade merkezi ve despotik bir yönetimde hukuk sistemini herkes için güvenli, fakat kendi şahsi durumları için güvensiz görür; ya da 12 yıl kuzu sarması gibi iç içe yaşadığı dokuya son anda kendisine saldırıyor diye dönüp halka şikayet eder; veya fevkalade acemice tezgahlanan dinleme skandalını kullanarak halkı arkasına almaya yeltenir. Gerek tape denen saçmalıklar, gerek skandal gibi basitçe planlanmış kandırmacalar siyasinin kafa yapısını (isterseniz, “zekası” diyelim!) gösterdiği kadar, seçmen hakkında da oldukça iç karartıcı siyasi bilgi sunmaktadır. Bir yanda entelektüel cambazlığı diğer yanda siyaset kurnazlığı arasında sıkış olan seçmen de ne yapsın ki! Seçmen, Anayasa Mahkemesinde ya da HSYK’de nelerin olduğu veya dış siyaset konularının nasıl sömürüldüğü konularında bilgi sahibi olmayabilir, ama gözler önünde oynanan bunca oyunları da bu kadar atlamamalı idi. Halkın, kendi gözünde metro ya da Hakkari’ye yapılan havalimanını değerlemesine saygı duyuyorum, ama böylesine aldatmacalar ve cahilce numaralarla, gidişatı açıkça görülebilen bir zihniyetin arkasında kenetlenmesinin sosyal psikolojinin ilgilenmesi gereken patolojik bir konu olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.