301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
30 Haziran 2015 - Salı 00:30 Bu haber 860 kez okundu
 
İnsanın kendi yalanına inanması ne kadar kötü!
Köşe Yazıları Haberi


Kimi zaman, insanları kırmamak, üzmemek adına, kimi zaman da kurtulmak için söylediğimiz yalanlar hayatımızın parçası haline gelmiştir. Hele günümüz koşullarında yalan söylememek mümkün değil. Kaldı ki, insanlar özür dilememek için bile yalan söyler oldu.

İnsanları mutlu etmek, kırmamak, zorlamak, istediğimizi elde etmek, kendimizi korumak, mantıklı görünmek, insanların bizden hoşlanmasını sağlamak, sorumluluktan kaçmak, haklı çıkmak, güç kazanmak, elde tutmak, adına o kadar çok yalan söylüyoruz ki, anlatamam.

Biri bundan sonra “ben sana hiç yalan söyler miyim?” dediğinde bilin ki söylüyor bile. Ama sizin de daha önce ona yalan söylemiş olmanız da ihtimal dahilinde.

Kendinizi onun yerine koyduğunuzda, mutlaka yalan söylemek zorunda kalacağınızı bildiğiniz birinin, size doğruyu söylediğine inanmak çok zordur.

 Her insan muhakkak kendine yalan söyler. Bu kişiyi mutlu ediyorsa ne güzel ama birde yalana kendini inandırmaya çalışmak en fecisidir. Yalan söylemeyi denemeyiniz, ruh sağlığınız bozulur!..

Yalan söyleme en çok kendini kandırmaktır. Bir gün öyle bir hal alır ki insan kendi yalanına inanır. Ve içi cam kırıkları ile dopdolu bir şekilde yalanına sarmalanır uyur geceleri. Geceler karanlık, geceler kör kuyular asla maviye çalmaz. Asla yağmur yağmaz. Bir ümit doğmaz.

 Derler ya, "bana bir yalan söyle yedi renk ile süsle. Pembe yalanlar söyle hiç olmadı. Bana bir yalan söyle. Sen Söyle. Ben söyledim yeterince. Artık inanmıyor içimdeki."

Bugün pek çok insanın yaptığı şey. Moda takıntılı zavallı gençliğin önemli bir eylemi, hiç bir halttan anlamayan pek çok siyasetçinin yaptığı eylem, günümüzde hala bekaret gibi bir şeyi cinayet sebebi ya da kendisini çok temiz birisi haline getiren sözde birilerin yüzünden kendini suçlu hisseden kimilerin yaptığı eylem.

 Aslında insan kendisiyle ilgili olan herşeyin farkındadır da sadece bunu dışarı aksettirmekten imtina eder, utanır, kendini güçlü göstermeye çalışır. Onu gözlemleyenler ise o kişinin bu tavrını görünce kendisinin aslında hiç bir şeyin farkında olmadığını ve dolayısıyla kendisine dahi yalan söylediğini düşünür. Oysa ki hakikat öyle değildir ve bunu en iyi kendisine yalan söylediği düşünülen kişi bilmektedir, içi yana yana kabul etmiştir aslında gerçekleri. Sadece dış dünya onun bu durumundan bihaberdir hepsi bu...

 Şu konuyu hep merak ederim; acaba siyasetçiler bir meydan propagandasında söyledikleri ya da bir seçim öncesi yaptıkları vaatler hakkında akşam yatarken ne düşünürler? Böyle bir eylem sonrasında siyasetçiler, acaba çok doğru şeyler söylediklerini mi, yoksa çok çarpıcı konuştuklarını mı, düşünürler? Acaba siyasiler bu tür davranışlarını, dürüst bir dost tavrı olarak mı, yoksa sevgilisine kur yapan çapkın duygu hırsızı tavrı olarak mı değerlendirirler! Son seçim tuluatında da tam bunu düşündüm. Çok açık söylemem gerekir ki, futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutan bir seçmen güruhu karşısında siyasetçinin de başka manevra alanı yoktur. Her koşulda halka inen siyasetçi halkın dostu değildir; zira böyle siyasetçi halka doğruyu değil, duymak istediğini söyleyerek, onu yükseltmez, onu olduğu yerde tutar.

Son seçime giderken, partilerin almış olduğu oyları yadsımamak gerekir. Hatta, medyadan da öğrenebildiğimiz kadarı ile çok bilimsel ekonometri çalışmalarda dahi sonuç AK Parti lehine yüzde 45 dolayında öngörülüyormuş. Doğrusu, bunda da şaşılacak fazla bir şey yok. AK Parti Hakkari’ye varana dek havalimanı yapmış, İstanbul’da metro, yeni havalimanı, hele de çok havalı üçüncü köprü ve ünlü kanal projeleri doğrusu göz kamaştırıyor. Ekolojinin siyasetçinin vitrininde bulunmadığı gibi, halkın da bilincinde olmadığı bir ortamda çimento-demir karışımı ile yaratılan sanat harikaları oy almak için çok bile! Bir kısmının yararlı olduğu açık olan tüm bunlar birinci derece devlet hizmeti değil, kısmen belediye hizmetleri niteliğindedir.  Ekonometrik hesaplamalarda entelektüellerin aveneliği ve halkın bilinç düzeyi de katsayı olarak alınmış olsa idi, sonuç ne olurdu, doğrusu çok merak ediyorum. 

Ne var ki, devletsel işlev başka bir şeydir. Ülkenin hukuk sistemi, bölgesel dengesizlik sorunları, eğitim ve teknolojik yatırım sorunları, dış dünya ile ekonomik ve siyasi alandaki ilişkiler yerel idarelerin değil, merkezi devletin uğraş ve sorumluluk alanlarıdır. Bu konulara halkımızın ne denli eğildiği ve tüm alanlarda yaşanan sorunların halkımızın tercihini ne kadar etkileyip, siyasi tercihini ne yönde değiştirdiği, sanırım, son görüntüde hemen hiç yer almıyor. Umarım ki, genel seçimlerde çimento-demir karışımı şaheserler değil de, bunlar gündeme gelir!

Bir devlet yapısı olabilir mi ki, 12 yıllık, hem de fevkalade merkezi ve despotik bir yönetimde hukuk sistemini herkes için güvenli, fakat kendi şahsi durumları için güvensiz görür; ya da 12 yıl kuzu sarması gibi iç içe yaşadığı dokuya son anda kendisine saldırıyor diye dönüp halka şikayet eder; veya fevkalade acemice tezgahlanan dinleme skandalını kullanarak halkı arkasına almaya yeltenir. 

Gerek tape denen saçmalıklar, gerek skandal gibi basitçe planlanmış kandırmacalar siyasinin kafa yapısını (isterseniz, “zekası”  diyelim!) gösterdiği kadar, seçmen hakkında da oldukça iç karartıcı siyasi bilgi sunmaktadır. Bir yanda entelektüel cambazlığı diğer yanda siyaset kurnazlığı arasında sıkış olan seçmen de ne yapsın ki! Seçmen, Anayasa Mahkemesinde ya da HSYK’de nelerin olduğu veya dış siyaset konularının nasıl sömürüldüğü konularında bilgi sahibi  olmayabilir, ama gözler önünde oynanan bunca oyunları da bu kadar atlamamalı idi. Halkın, kendi gözünde metro ya da Hakkari’ye yapılan havalimanını değerlemesine saygı duyuyorum, ama böylesine aldatmacalar ve cahilce numaralarla, gidişatı açıkça görülebilen bir zihniyetin arkasında kenetlenmesinin sosyal psikolojinin ilgilenmesi gereken patolojik bir konu olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum!

 

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 03.05.2024
Bugün
13 - 16
Cumartesi
12 - 14
Pazar
11 - 17
Tekirdağ

Güncelleme: 03.05.2024
İmsak
23 Şevval 1445
Sabah
04:20
Öğle
06:00
İkindi
13:12
Akşam
17:03
Yatsı
20:14
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
93
80
1
3
30
34
2
Fenerbahçe
89
89
1
5
28
34
3
Trabzonspor
58
60
12
4
18
34
4
Başakşehir
52
46
12
7
15
34
5
Beşiktaş
51
45
13
6
15
34
6
Kasımpasa
49
56
13
7
14
34
7
Rizespor
49
45
13
7
14
34
8
Alanyaspor
48
49
10
12
12
34
9
Sivasspor
48
41
10
12
12
34
10
Antalyaspor
45
39
11
12
11
34
11
A.Demirspor
41
49
11
14
9
34
12
Kayserispor
40
39
13
10
11
34
13
Samsunspor
39
37
15
9
10
34
14
Ankaragücü
38
42
12
14
8
34
15
Karagümrük
36
41
16
9
9
34
16
Konyaspor
36
34
14
12
8
34
17
Gaziantep FK
34
39
18
7
9
34
18
Hatayspor
33
38
15
12
7
34
19
Pendikspor
30
38
18
9
7
34
20
İstanbulspor
16
26
23
7
4
34
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı