Moved Permanently

      İlçemizin köylerinden Kurtdere’de, Sultan II. Abdülhamit’in buyruğu ile yaptırılan tam 122 yıllık bir Cami var. 1992 yılına kadar ibadete açık kalmış.  Harap hale gelince, 1992 den sonra köye yeni bir cami yapılmış ve bu cami terk edilmiş.

      Yenisi yapılınca, eskisini onarmak kimsenin aklına gelmemiş.  Kapısı da açık bırakılınca, Cami önce berduşlara, daha sonra da başıboş hayvanlara mekan olmuş.

      Bir ziyaret sırasında bu durumu gören ilçemiz Kaymakamı Hüseyin Öner, bu berbat duruma müdahil olmuş ve Kaymakam’ın talebi üzerine, Cami Tekirdağ İl Özel İdaresi, daha sonra da Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun biçimde onarılmış. Şadırvanı, tuvaleti ve dinlenme mekanı ile pek de güzel bir bahçe tanzimi yapılmış.

                                 ONARILAN CAMİ, İBADETE AÇILIYOR

     Onarılan Cami, geçen Cuma günü kalabalık bir katılımcıyla yeniden ibadete açıldı. Mülki erkandan başka, Belediye yetkilileri ve köylü vatandaşlar, herkesi mutlu eden bir açılış yaptılar.

     Ben katılamadım. Ancak, törenin detaylarını elinizdeki Gözlem Gazetesi’nde yayınlanan haberden öğrendim.  Törende konuşan kimi katılımcıların, hamasi konuşmalar yaptıklarını ve bundan sonra da böyle eski eserlere ve tarihimize sahip çıkacaklarını söylediklerini öğrendim. Kısaca, açılışın pek güzel olduğunu anladım.

     Haberde, dikkatimi çeken bir husus vardı. Törene davet edilmediği halde, Tekirdağ İl Müftüsü’nün gelip, törende konuşma yapmasıydı. Müftü haklıydı. Bir ibadethane açılışı yapılıyor, İlin başındaki din görevlisi davet edilmiyordu. Şaşılacak şeydi. Böyle bir tören için Müftünün unutulması, büyük kusurdu. Kasten davet edilmemesi ise, affedilir gibi değildi. Neyse, konumuz şimdi o değil.

     İki gün sonra da, pek merak ettiğim bu camii görmek için bu köye gittim. Doğrusu, güzel bir onarım yapılmış, tarih yeniden ortaya çıkarılmıştı.

     Cami’nin yenilenmiş halini gördükten sonra, Tekirdağ Büyük Şehir Belediyesi Şehircilik Dairesi Başkanı’nın tören sırasında yaptığı konuşmayı dikkatle inceledim.

     Başkan, Tekirdağ genelindeki bütün tarihi eserlere sahip çıkacaklarını söylüyordu. Özellikle, Saray’daki tarihi eserlere vurgu yapıp, onlara öncelik tanıyacaklarını anlatıyordu. Bu meyanda, Büyükyoncalı’daki tarihi merkez Camii ile ilçe merkezindeki Cumhuriyet İlkokulu binasının da, yakın bir gelecekte onarılacağına da vurgu yapıyordu.

      Bunlar, güzel sözlerdi. Büyükyoncalı’da ana yolun üstünde terk edilmiş durumdaki  tarihi okul binasını da, bu meyanda unutmayacaklarını umuyorum.

    İyi de, 2008 yılından beri onarılması için savaş verdiğimiz Ayaspaşa Camii’nin onarımı, üç seneden beri hala bitirilmedi. Bahçesinin tanzimiyle, şadırvan ve tuvaletlerinin yapımı, kaplumbağa hızıyla ilerliyor. İşin bitimi için, hala bir takvim verilemiyor.

                                  KAYMAKAM’IN  ÜÇ ÖNEMLİ BAŞARISI                   

     İlçemizde görev yapan Kaymakamlardan, yakın geçmişte ayrılan Yaşar Karadeniz’den sonra, şimdiki Kaymakamımız Hüseyin Öner‘in iş ürettiğini ve kalıcı eserlerin ilçeye kazandırılması için çaba sarf ettiğini görüyoruz. Diğerleri, günlerini doldurup gittiler ve hepsi hafızalardan silindiler.

    Kaymakam Öner, şehir merkezindeki Yüksekokul için Bağlar Mevkii’nde ayrılan alana yeni Yüksekokul’un temelinin atılmasını sağladığı gibi, topladığı bağış ve yardımlarla, inşaatının da önemli bir bölümünü gerçekleştirdi.

     Edinilen bilgilere göre, Yüksekokul en geç Ekim 2015 ayında yeni binasına taşınmış olacak. Bu, bir mülki amir için büyük bir başarı oldu.

    Kaymakam Öner, inşaatı devam eden yeni hastane binasının yapımı için de, büyük emek sarf etti. Küçükyoncalı yolu üzerindeki yeni hastane binasının inşaatı hızla devam ediyor. Maketine baktığımda, ilçemiz yakın gelecekte güzel ve büyük bir hastaneye kavuşmuş olacak,

    Kaymakam böylece, tarihi bir camiinin onarılarak kurtarılması, ilçemizin yeni bir yüksekokul binasına ve yeni bir hastane binasına kavuşması konusunda büyük emek sarf etmiş ve üçünde de, önemli başarı sağlamıştı.

                                ÖĞRETMENEVİ BİNASI’NI İSE, KURTARAMADI

      Kaymakam Öner’e, göreve başladığı zaman öncelikte kaba inşaatı bitirilmiş olan Öğretmenevi binasının tamamlanması için öneride bulunmuştum. Giden Vali’ye de bu sütunlarda açık bir mektup yazarak, bu işe yardımcı olmasını istemiştim.

 Vali, bu işe yanaşmadı. Çünkü, AKP iktidarının Orduevleriyle, Öğretmenevlerine soğuk bakması, Vali’yi frenledi. Vali müdahil olmayınca, Kaymakam ne yapabilirdi?  Yüksekokul inşaatı gibi, bağış ve yardım yolunu denese, konuya sıcak bakmayan üstlerinden tepki alabilirdi.

     Şimdi, iktidardaki roller artık değişiyor. Yeni hükümeti kim kurarsa kursun, yıkılmaya terk edilmiş olan bu binanın kurtarılmasını ve Öğretmenlerimize dinlenebilecekleri bir mekanın, yani bu mekanın yapılmasını isteriz ve bekleriz.

      Kaymakamla yaptığım bir görüşmede, buranın Anaokulu yapılması ya da başka bir maksat için onarılmasının söz konusu olabileceğini söylediyse de, buranın Öğretmenevi olması gerekir. Çünkü, binanın temeli o maksatla atıldı ve kaba inşaatı, öğretmen maaşlarından (Banka promosyonu) kesilen paralarla yapıldı.

    Bu arada, aklıma başka bir fikir daha geldi. İstanbul/Fatih Belediyesi, bir hazine arsasına yurt binası yapıp, Bilal Erdoğan’ın Vakfı’na (TÜRGEV’e) bağışladığına göre, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin de, bu binanın inşaatını tamamlayıp Öğretmenlere vermesi pekala mümkündür. Bu, incelenerek gerçekleşmesi mümkün bir öneridir.

       Öte yandan,  boşaltılan Askerlik Şubesi binasının da, 4 yıldan beri  adeta çürümeye terk edilmesi, önünden geçenlerin içini sızlatıyor.

     Milli Eğitim’e tahsisli olan bu binada, çeşitli sosyal ve kültürel hizmetlerin yanında, eğitim hizmetleri için neler yapılmaz ki?

        Kaymakam Öner’den, şimdi de  bu binaya el atmasını beklerken, üzerine gidildiği ve takip edildiği takdirde, sorun gibi görünen bu durumun ortadan kalkacağına inanıyoruz.

      Halkımız böylece, ilçede yeni hizmet alanları kazanırken, Kaymakam da sicil-i mahsusuna yeni müspet puanları ekleyebilecektir.