Moved Permanently

     Değerli okuyucularım, yeni hükümet elbet kurulacak. Demokratik sistemin gereği, Anayasa hükümleri işletilecek ve “şöyle veya böyle” bir hükümet kurulacak.

     Vatandaş, “şöyle veya böyle” demiyor. Vatandaş kesin konuşuyor ve ; “Yeni hükümeti, AKP kurmasın. AKP, kurulacak hiçbir hükümetin içinde olmasın. Çünkü, AKP’nin dışında hükümet kuracak Anayasal çözüm var.” diyor. Vatandaş doğru söylüyor. Halkın % 60’ı, AKP’nin dışında bir hükümetin kurulmasını ve AKP’nin artık gitmesini istiyor.

     AKP’nin, bu ülkenin yönetiminden gitmesi için çok, ama çok sayıda haklı sebep var. Bundan önceki yazılarımda da, bunları yazmaya ve saymaya çalışmıştım.

     İktidara yandaş olmayan basın yayın organları da, bu sebepleri hem seçimden önce, hem de seçimden sonra yazdılar ve söylediler.

                            ZAMAN,  ZITLAŞMA  DEĞİL, ANLAŞMA ZAMANI

     Türk halkının % 60’ı, AKP’nin iktidardan gitmesi için oy verdi. Yani, hükümetin AKP’nin dışındaki muhalefet partileri tarafından kurulması için, muhalefete % 60 oranında oy verdi.

     Halkın mesajı açıktır. Türk halkı muhalefete; “Aranızda anlaşın ve iktidarı bunların elinden alın. Seçim öncesi, yaptığınız vaatleri yerine getirin. 13 yıllık hırsızlık, yolsuzluk ve talanların hesabını sorun.” diyor.

     CHP, MHP ve HDP, seçim öncesi hep aynı vaatlerde bulundular. ”İktidar olduğumuz takdirde, bütün yolsuzlukların, hırsızlıkların hesabını soracağız. Sadece kendileri için çıkardıkları, ancak halka zulmeden yasaları ortadan kaldıracağız. Dünyada yok olan itibarımızı geri getireceğiz.” dediler ve daha neler neler  söylediler.

      Vatandaş da, bu söylemlere inandı ve kendisine daha yakın bulduğu partilere salt bu ortak vaatlerinden, ortak söylemlerinden ötürü oy verdi. AKP’yi iktidardan düşürüp, onları müştereken iktidara getirdi.

     O sebeple zaman, zıtlaşma zamanı değil, anlaşma zamanıdır.

                                 ANLAŞMANIN YOLU BİR VE ÇOK KOLAY

       Ortalıkta konuşulan muhtelif hükümet formülleri var. Ancak, bunların en geçerli olanı ve halkın beklediği, bu üç muhalefet partisinin bir hükümet kurmasıdır.

      Cumhurbaşkanı, Anayasa gereği önce AKP’nin hükümeti kurmasını isteyecektir. Buna gücü yetmediği için AKP,  CHP’ye gidecek ancak CHP tarafından reddedileceğinden, muhtemelen MHP’ye başvuracaktır.

     İşte, MHP burada ciddiyetini ve seçim öncesi söylemlerini unutmamalıdır. Aksi halde, AKP’ye “Evet” diyerek, onunla bir hükümet kurması siyasi intiharı olacak, “iki yüzlü bir parti” olduğu ispatlanmış olacaktır.

     HDP, kesinkes AKP’ye yanaşmayacağına göre, bu üç muhalefet partisi CHP’yi içeriden ya da dışarıdan destekleyerek, halkın beklediği hükümeti kurmak zorundadırlar.

                                            DAHA SONRA NE OLACAK?

      Bu üç muhalefet partisinin kurduğu hükümet vaatlerini yerine getirmekle, halkın istekleri yerine getirmiş, böylece halkın güvenini ve takdirini kazanmış olacaklar.

     AKP’de bu dönemde, “eğer verebilirse” 13 yıllık yolsuz icraatının hesabını verecektir.

     Bu vaatler yerine getirildikten ve ülkenin durumu normalleştikten sonra gidilecek bir erken seçimde, yine bu hükümeti kuranlar kazanacak ve AKP, siyaset sahnesinden tamamen silinecektir.

     Bu sayede, hem iç hem de dış politikamız değişecek ve özellikle Ortadoğu’daki çatışmalar duracak, ekonomimiz rayına oturacak ve vatandaş rahat bir nefes alacaktır. Yalnız vatandaşlarımız değil, dış dünya da bunu bekliyor.

     Tekrar edelim. Haydi Abbas, vakit tamam!