|
||
ASRIN DAVASI Klozet Davası | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bu memleketin insanları, siyasetçilerin “Köpek ve Bebek Davaları’nı gördü. Kaderde, bir “Klozet Davası”sını görmek de varmış. Bu kadarı, biraz fazla oldu ve herkesi şaşırttı. 1960 askeri darbesi, siyasi iktidarın mensuplarını Marmara Denizi’nin ortasındaki Yassıada’ya kapattı ve yargıladı. Yüksek Adalet Divanı adıyla kurulan Mahkemede, Demokrat Parti’nin başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milletvekilleriyle, onlara destek veren yüksek bürokratlar yargılandı. Yargılamak için, suç bulmak gerekiyordu. Bula bula, sadece “Anayasa’yı ihlal” suçlaması bulundu. Bunun ne demek olduğunu halk anlamayınca, halkın anlayabileceği suçlamaların aranmasına başlandı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar için bir “Köpek Davası”, Başvekil Adnan Menderes için de, bir “Bebek Davası” icat ettiler. NEYDİ KÖPEK DAVASI, NEYDİ O BEBEK DAVASI? Afgan Kralı, Celal Bayar’ın Afganistan’ı ziyareti sırasında, ona bir Afgan Tazısı hediye etmişti. Celal Bayar da, Tarım Bakanı Nedim Ökmen’i çağırıp, köpeği Atatürk Orman Çiftliği’ne vermişti. Tarım Bakanı, köpeğin bedeli olarak Bayar’a 100 lira vermek istemiş, Bayar bunu kabul etmemişti. İşte bu olayı bilenler, Bayar’a iftirayı yapıştırdılar ve bu parayı aldığını iddia ettiler. Cumhurbaşkanı, kendisine hediye edilen bir köpeği, Atatürk Orman Çiftliği’ne satmakla suçlandı. Açılan davanın adı da böylece “Köpek Davası” oldu. Bayar, yargılandı ve bu parayı almadığı anlaşılınca, Beraat ettirildi. Bebek Davası’na gelince, Başbakan Adnan Menderes’in, Opera Sanatçısı Ayhan Aydan’la ilişkisinin olduğu ve ondan bir çocuk sahibi olduğu iddia edildi. Mahkemeye tanık olarak çağırılan Ayhan Aydan; “Evet, Adnan Bey’i seviyorum. Ben, eşimden ayrı yaşıyorum. Kendim istedim ve Adnan Bey’den bir çocuk sahibi oldum. O iş beni ilgilendirir. Size ne?” deyince, Menderes de bu davadan Beraat ettirildi. İki olay da, bu iki şahsı karalamak ve halkın gözünden düşürmek için yapılmıştı. Çünkü, suçlanacak başka tarafları bulunamıyordu. Ne var ki, asrın davası olarak siyasi literatüre geçen bu iki çirkin dava, dünya kamuoyunda bizi rezil etmeye yetti. Türk siyasetinin birer “Utanç davası” olarak, hafızalarda yerini aldı. NEREDEN ÇIKTI BU KLOZET DAVASI? Tayyip Bey’in inşa ettirdiği ancak, yapımı için bir türlü inşaat ruhsatı alamadığı Saray, aylardan beri kamuoyunda tartışılıyor. Belediyenin verdiği inşaat ruhsatı Danıştay tarafından iptal edildiği halde inşaat yapılmış ve Tayyip Erdoğan da, inadına bu saraya taşınmıştı. Halk arasında “Kaçak Saray” olarak anılan binanın çok büyük (1150 odalı) olmasından başka, maliyetinin dudak uçuklatması, ayrıca tefrişi ve bahçesi için harcanan paraların da dudak uçuklatmaya devam etmesi, tartışmaları bir türlü sonlandırmadı. Sonlandırmadı çünkü, Saray yurt dışından Tırlarla getirilen ağaçlar ve çiçeklerle, mobilya ve diğer aksesuarlara harcanan paralar, hakikaten tartışılacak boyuttaydı. Hele, bir su bardağının 1000 liraya alınmış olması, herkesin dikkatini bu Saraya çevirmişti. O kadar ki, Tayyip Bey’in çocukları için oyun alanları ve kızı için At bakım ve gezinti alanının bile yapıldığı ve Katar’dan atların geldiği resimlerle haber yapılmıştı. İşte, bütün bunlar tartışılırken, Saray’ın klozetleri de haber konusu olmuş ve klozetlerin çok pahalı ve bir kısmının altın kaplamalı olduğu da yazılıp, söylenmişti. Bütün bunları öğrenen Ana Muhalefet Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, Tayyip Bey’in yumuşak karnını yakalayınca, muhalefet olma gereği, bunları mitinglerde kamuoyu ile paylaşmıştı. Tayyip Bey ise yaptığı açıklamada, Saray’ında altın kaplamalı klozet olmadığını söyleyerek, Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin liralık bir tazminat davası açtığını beyan etti. Müfettişlik yaptığım yıllardan hatırlıyorum. Bir kişi hakkında birkaç tane suçlayıcı iddiadan sadece bir tanesi doğru çıksa bile, biz onun hakkında suçlu işlemi yapar ve cezalandırılmasını isteriz. Yani, kimi iddiaların doğru çıkmaması, o kişinin suçsuzluğunu göstermiyor. Hukuk, böyle diyor. Tayyip Bey’in Sarayının klozetlerinin altın kaplama olmaması, Saray hakkındaki öteki iddiaları ortadan kaldırmıyor ve Tayyip Bey’i masum göstermeye yetmiyor. Tayyip Bey’in, salt bu nedenle Kılıçdaroğlu hakkında dava açması uygun ve doğru olmamıştır. Bu durum, kamuoyunun elbette dikkatini çekmiştir. Kamuoyu’nun esas dikkatini çekense, “içine edilen bir aparatın” önemli bir konu haline getirilip, mahkemelere taşınması ve kamunun önüne çıkarılmasıdır. Celal Bayar ve Adnan Menderes’in Köpek ve Bebek Davaları kamuoyu tarafından ne kadar anlamsız ve saçma sapan bulunduysa, bu “Klozet Davası” da, “Asrın Davası” olarak alay konusu yapılmakta ve çok saçma-sapan bulunmaktadır. Keşke bugünleri görmeseydik, bu günleri yaşamasaydık. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.