|
||
Genel başkan gibi konuşuyor | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bir partinin genel başkanı gibi miting düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ne söylediğini kulakları duymuyor. Böyle devam ederse, ki edeceği de belli bu makamı vatandaş nezdinde itibarsızlaştıracak. Cumhurbaşkanlığı makamı bir siyasi parti değildir. Şimdiye kadar açılışları bahane ederek, mitingler düzenliyordu. Şimdi de "vatandaşlarla buluşmayı" bahane ederek meydanlarda muhalefeti eleştiriyor. Çelişkili konuşmalar yaparken hem muhalefeti beğenmiyor, hem de muhalefeti ağır bir dille eleştiriyor. Recep Tayyip Erdoğan, gittiği her yerde cumhurbaşkanı gibi değil, bir siyasi parti lideri gibi konuşuyor. Zira “Böyle konuşmak istemezdim bulunduğum makam itibariyle ama cumhurun başı olarak buna mecbur kaldım” diye açıklama da yapıyor. Her mitingde CHP’ye, HDP’ye, bir nebze de MHP’ye verip veriştiriyor. Hatta zaman zaman konuşmalarında “Ana muhalefetin başındaki zat, Esed’i korumak için mi bu adımı atıyor” diyor. Hatta geçtiğimiz günlerde yine bir mitinginde, “Bu adam”dan kastettiği, CHP’nin Kobane ile sınırlı kara harekatı için tezkere talep etmesi. “Barış süreci şımarıklık değildir” cümlesiyle HDP’ye çatıyor. Selahattin Demirtaş’ı, halkı sokağa döktüğü, şiddet eylemlerine sebebiyet verdiği için ağır bir dille sık sık eleştiriyor. MHP’ye de zaman zaman yükleniyor. O da yetmediği gibi muhalefet liderlerini,“Hala iktidarla uğraşıyorsunuz” diye azarlıyor. Yine “iç düşmanla ittifak kuran dış güçler” edebiyatı! Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu arttırırken iyiydi, şimdi, kaygan bir zeminde ilerleyen Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenleri uyarınca kötü oldu. Tıpkı 17-25 Aralık yolsuzluklarını takip eden polis ve savcılar gibi… İktidar gücünden yararlanarak bir yolsuzluk çetesi kurulmadı; Rıza Sarraf ya da Yasin El Kadı tamamen bizim hayalimizin mahsulüydü; ayakkabı kutularının içindeki paraları görmedik. “Önüne yatarım” diye Rıza Sarraf ile konuşan İçişleri Bakanı’nı duymadık. Paraların sıfırlanması sözlerinin hepsi montajdı. Bu da mı hayal idi? Adana’da yakalanan TIR içindeki silahlar, aslında Türkmenler’e giden gıda yardımıydı; diye açıklamada bulundular. Oysa bu TIR'ların içinde ne olduğunu gerçekleri ört bas etmeye çalışırken, acaba hepimiz hayal mi gördük? Hatta o tarihte birkaç kaynaktan yapılan açıklamalar “Esed’i devirme gayretiyle Türkiye bilinçsiz bir şekilde dinci radikal unsurları destekledi” derken, yalan söylüyordu; algı operasyonu yapıyordu. Herkes yalancı oldu. Sadece Recep Tayyip Erdoğan doğrucu Davut. Hakikatin tek sahibi o. Ya onun gibi düşünürsün ya da “iç düşman” kategorisine savrulursun. 12 yıldır AK Parti iktidarda. Fakat, hiçbir gelişmeden dolayı sorumlu olan o değil. Ama öyle garip ki, bu mağduriyet edebiyatına hala inananlar var. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ülke çapında yaygınlaşan eylemler sebebiyle partiler arası işbirliğine ihtiyaç duyuluyor; bir yandan da Başbakan Ahmet Davutoğlu, kırıcı bir üslupla ana muhalefet partisini hedef alıyor. Söylenecek bir şey yok... Bir insanda utanacak yüz olmalı...
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.