|
||
AK Parti Politikası İflas Etmiş | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
AK Parti polikitası içte ve dışta zayıflıyor, geriliyor, çatlıyor, bunun sonucunda ise saldırganlaşıyor. AK Parti’nin ekonomik büyüme senaryoları, taşıma su ile, dışarıdan getirilen dövizler ile şişirilen, rakamların değiştirilmesi yolu ile manipüle edilen, halkın banka kredileri ve kredi kartı ile borçlandırılması yoluyla pazarın hareketlendirilmesi izlenimi verilen bir “büyüme” idi. Bu oyun ilelebet süremez. En çok güvendikleri inşaat sektörünün içine girdiği kriz, sunni “ekonomik büyüme”nin iflasının ilk işaretleridir. Devlet kaynakları tarafından sübvanse edildikleri halde, milyarlarca TL değerinde kaynağı paylaşıp zimmetlerine geçirdikleri halde inşaat sektörü tıkanmıştır. Bol keseden dağıttıkları banka kredileri dahi artık bu sorunun büyümesini engelleyemiyor. Mukabiliyet kurallarını esas alarak yabancılara emlak alma kolaylığı göstermek için alelacele yasa çıkarmaları bundandır. Mantar gibi yerden biten uydu kentler maalesef alıcı bulamıyor. İnşaat sektörünün tıkanması bir göstergedir. İç politikada özellikle Kürt halkına karşı yürütülen imha ve asimilasyon politikası gelişerek sürüyor. “Kürt açılımı” adı altında başlatılan, “demokratik açılım” adını alan, sonunda da “milli mutabakat” olarak adlandırılan süreçin bir senaryo olduğu, sadece ve sadece Kürt illerinde seçimlerden önce AK Pari’nin oy oranını artırmaya yönelik bir düzen olduğu ortaya çıktı. İnsan emeğine saygı duymayan, grev hakkını yasaklayan yasal düzenlemelere kadar, işçi ve emekçilerin sendikal haklarını budayan, en ufak bir muhalafet hareketine tahammül edemeyen AK Parti rejimi sürekli mevzii yitirmektedir. AK Parti rejimi bu çöküşü ve gerilemeyi durdurmak için çare bulamıyor. Kendi açısından hata üzerine hata yapıyor, yanlışlarını daha büyük yanlışlarla onarmaya çalışıyor. Her hareketi ile saldırganlaşıyor. Gerek çıkarılan yasalarda, gerekse de uygulamalarında “en iyi savunma saldırmaktır” yöntemini uyguluyor. Rahatsızlıkların, çatlakların ve gerilemelerin etkileri en başta cumhurbaşkandan başlamak üzere başbakan, tüm AK Parti yöneticilerinin ve bakanlarının tarzına yansıyor. TV’lerde ve toplantılarda sinirli, saldırgan, suçlayıcı konuşma tarzını seçiyorlar. Bu psikolojik bir etkidir, çaresizliğin, aczin işaretidir. Böyle bir psikolojide olmaları, onların güçlü olduklarına değil güçsüz olduklarına, hesaplarının tutmadığına, oyunlarının bozulduğuna dair delildir. Türkiye İşçi Sınıfı Hareketi ile Kürt Özgürlük Hareketinin birliği, tüm barış, demokrasi, emek ve özgürlük güçlerinin cephesi bu iktidara son verecek güçtedir. Bu gücün tek ses veren bir cepheye dönüşmesi, muhalefet hareketinin tek merkezden koordinesi, cuntacı, ulusalcı, milliyetçi, liberal unsurlardan arınması, AK Parti rejimine son verecek tek yoldur.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.