|
||
İfade özgürlüğü | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İfade özgürlüğünden kimlerin yararlanacağı çok tartışılır. bir kısım insanlar bu hakkın "düzene ve yasalara uygun düşüncelere" ait olduğunu savunur, diğer bir kısım insanlar ise yasalara uygun ya da düzen sahiplerinin çizgisindeki düşüncelerin zaten özgürlük teminatina ihtiyaci olmadığını, insanlığın gelişimine katkıda bulunan şeyin "aykırı" düşünceler olduğundan hareketle, doğası gereği statukoçu olan asıl "iktidar"ın ezici gücüne karşı bu aykırı düşünceleri ifade hakkının korunması gerektiğini savunurlar. Hukuk metinleri, devlet biçimlerinin kısıtlamaları, baştaki bu temel ilkeleri kabul ettikten sonra, ancak diye başlayan metinler içermektedir. Ancak, diye başlayan metinlerde, düşünce özgürlüğünün kısıtlanması ve sınırlandırılması, yasaklar, ihlaller, suç ve cezalar yer almaktadır. Bunlar genellikle Batı toplumlarında kaldırılmıştır. Konuşma, örgütlenme ve basın özgürlüğü başlıkları altında Batı'da kısıtlamalar yoktur. İfade özgürlüğü "ya da konuşma özgürlüğü" Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen bir haktır. Göz ardı edilen bu madde ardından gelen; 26'ıncı madde " Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" üzerinedir, 2001 yılı itibari ile de Anayasa değişikliğine gidilerek bu hak Anayasa'dan kısmen çıkartılmış ve ceza mahkemelerine verilmiştir. Ancak; halen 25'inci madde üzerinde bir değişiklik yapılmamıştır. Bu da Anayasa'da bulunan iki kanunun ard arda gelmesine rağmen çakıştığını vurgular. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz. Bu doğrultuda; her ne kadar sadece birkaç cümle önce "Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar." denilse de; değişiklik olan birkaç cümle sonrasında "usuller kanunla düzenlenir" ibaresiyle halen içinden çıkılamayan bir ikilem haline gelmiştir. 30 Temmuz 2003 târihinde yayımlanan 4953 sayılı kanunla; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 159'uncu maddesine eklenen son fıkrası doğrultusunda; Türkiye Büyük Millet Meclisi, 301'inci maddenin önergesi oylamış ve kabul etmiştir. "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" başlığı altında incelenen bu madde şöyledir: |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.