Moved Permanently

      Değerli okuyucularım; Yazıya, peşin bir hükümle girmek zorundayım. Bu muhalefetle yola çıkılmaz ve hiçbir yere gidilmez. Bunu, öteden beri biliyorduk. Ancak, 7 Haziran seçimlerinin çok önemli bir fırsat olduğunu düşünerek, bu defa akılları başına gelir sanmıştık, ama yine yanıldık.

      “Memleket elden gidiyormuş.” Umurlarında bile değil. İktidarın bu kadar yanlış ve yolsuz icraatına ve hiçbir muhalefetin eline geçmeyecek fırsatlara sahip olmalarına rağmen, hala uykudalar. Hala, bir şey yapamıyorlar. Hala, kendilerinden beklenen muhalefeti gösteremiyorlar. Ve, hala iktidara alternatif olamıyorlar.

     Mecliste, 3 Muhalefet Partisi var. Kürtçü Parti HDP’nin hedefinde iktidar olmak yok. Onların tek derdi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu ellerine geçirip, o bölgede bağımsız bir Kürdistan kurabilmek. Onlar, bunu artık açıkça söylüyorlar. O bölgedeki olaylar ve bölücü örgütün söylemleri, yıllardan beri zaten bunu apaçık ortaya koyuyor.

    İyi de, CHP ve MHP ne yapıyor?  Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi, uzun zamandan beri kendi içinde didişmeyle vaktini geçiriyor. Liderleri ayrı telden, kimi sözcüleri ya da mensupları, hep ayrı telden çalıyorlar.

     CHP, ana muhalefet partisi olarak, üstüne düşen görevi yapamıyor. En azından, iktidar olma yolunda öteki küçük partileri yanına çekmek bakımından hiçbir girişimi yok. Amacı, sadece % 20’lerdeki oy’unu, % 30’lara doğru çekebilmek. Bu oy’la, iktidar olunmuyor ki.

    MHP ise, sadece mevcut oy’unu korumaya çalışıyor. Başka bir söylemle, barajın altında kalmamak için gayret gösteriyor. Onun, iktidar olabilmek gibi bir niyeti ve gayreti, şimdiye kadar zaten hiç görülmedi.

    Doğru dürüst muhalefet yapabilse, biz onun muhalefette olmasını da isteriz. Ancak o, muhalefet bile yapamıyor. Peki ne yapıyor? Lideri ve sözcüleri zaman zaman esip gürleyip, muhalefet yaptıklarını sanıyorlar. İktidar sıkıştığında da, ona arka çıkıyor ve stepne vazifesi görüyorlar.

    MHP’nin lideri, sahip oldukları “Ülkücü Gençliği” adeta evlerine kilitlemiş durumda. İktidarın, bu güne kadar benzeri görülmemiş kötü gidişatına karşı yasal tepkilerini ortaya koymaları için, onların sokağa çıkmalarına izin vermiyor. Demokratik ve sosyal haklarını bile kullanmalarına engel oluyor. Böyle bir  muhalefet olur mu?

     İktidar mensup, yandaş  ve yalakalarının onca yolsuzluk ve hırsızlıkları gün gibi ortaya çıktığı halde, muhalefet olarak bu fırsatı da kaçırdılar ve halkın üzerinde, hiçbir şekilde etkili olamadılar.

    Yine, bu suçları işleyenler kazandı, yine onlar haklı çıktılar. O kadar ki, hem suçlu, hem de güçlü duruma geçip, mesela çalıp çırptıklarını mahkeme yoluyla ve faiziyle beraber geri aldılar.

    Ey CHP !  Ey MHP ! Nerede sizin muhalefetiniz? Halktan aldığınız gücü neden kullanmıyorsunuz? İktidarın karşısında birleşmeden, onu devirmek mümkün olmayacağına göre, aranızda neden birlik olmuyorsunuz? Hiç değilse, seçimlerde neden ittifak yapmıyorsunuz? Aldığınız ve alacağınız oylar ortada iken, neden güç birliğine gitmiyorsunuz?

                                         SON ÇARE, SEÇİM İTTİFAKI

      Değerli okuyucularım; önümüzdeki seçimlere irili ufaklı 31 siyasi parti katılacak. Halkımız, bunların çoğunun adlarını bile bilmiyor. Çünkü, bunlar tabela partisi bile değil. Çünkü, bunların tabelaları bile yok. Ama, öteki şekil şartları yerine getirdikleri için, seçime girecekler.

        Vakit geldi çattı, ancak henüz geçmedi. Bu seçim, bu milletin kurtuluşu için son şansı. Bu hamam da, tasları da değişsin artık. Bu hamam, kirlendi artık. Tasları da delik deşik.

      Biz böyle diyoruz, ama İktidar partisi ve onun lideri gibi davranan sözüm ona tarafsız Cumhurbaşkanı(!), seçimi tekrar kazanacaklarından çok emin görünüyor.

     Hatta, biraz ileri gidip, seçimden sonra Anayasayı değiştirip, Başkan olacağını söylüyor. “Neye güvenerek?” derseniz, tabii ki bu muhalefete güvenerek.

     Muhalefet partileri, henüz kaçmamış olan bu son şansı da kullanamadıkları takdirde, yazıklar olsun onlara!

      İyi bilsinler ki, İktidardan yıllardan beri çeken ve usanan bu halk, onlara da hakkını helal etmeyecek.

     Bu seçimde, “ittifak” son çare. Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli’yi, bir kere daha ve son kere düşünmeye davet ediyoruz.

     Kendileri ve arkadaşları, aldıkları o maaşları biraz olsun hak etsinler.