Fuzuli'nin en anlamlı sözlerinden birisidir. İnsana ''aynı anda yaşanan pişmanlık duygusunun yanı sıra bir şey yapamamanın ezikliği, bundan daha iyi özetlenemezdi'' dedirten cinstendir... Çaresizlik de bir belirtidir. Bunca zaman söyledim, anlatmaya çalıştım ama nafile, der bu lafı söyleyen. Konuşsan, o küçük beyniyle her şeye burnunu sokan aklı ermezlerden ya da lafa hemen atlayan sazanlardan olursunuz. Konuşmasan, her kafadan çıkan sesin ne kadar farklı ve yetersiz olduğu görülür. Geriye tek çare kalır, Bedreddin'in dediği gibi; karşınızdakinin bilmedikleri şeyleri onların bildikleri deyimlerle ve kavramlarla açıklayın! İşte insanoğlu böyle bir yaratıktır. Battıkça çırpınır... Çırpındıkça daha çok batar... Hal böyle olunca kimin ne yapacağı paniği artar.. Şüphesiz ki sabredenler sonunda sefalete varır. Memleket mi desem insanlar mı desem, öyle bir bataklığa girmişiz ki, ürkmemek elde değil.
Çırpındıkça batıyoruz, battıkça çırpınıyoruz. Vesellam sonumuz ne olacak meçhul. Bataklığın ortasında bulunan kişiye yapılacak bir uyarı, lakin mecazi bir içeriği de barındırır. Muhtemeldir ki safariye çıkmış bir kaç kendini bilmez kişilerin peşinde takılmaktan bayılmış ama cebine attığı paralardan da memnun. Söylüyorsun dinleyen yok. Yapma dedikçe, inadına yapıyor. Yaptıkça batıyor. Battıkça çırpınıyor. Çırpındıkça gömülüyor. Gömüldükçe imdat diye bağırıyor. Ama nafile imdat yetişene kadar can çıkıyor. Oysa başında söylenenleri dinlemiş olsalar imdattan yardım beklemeye gerek kalmıyor. Bunca çaba sarf edilmesine rağmen, kişinin dünya düzeninde her hangi bir olumlu gelişme yaşanmaması, hatta ve hatta olumsuzlukların artmasıdır. Mutsuzluk verir. Bazen gidişat kötüye sarar her şey alt üst olur. Böyle durumlarda bir durmak lazım beklemek lazım. Çırpınışlar, problemleri yok sayarak devam edişler sıkıntı yaratabilir. Bir dur bir toparlan bir sakin ol sonra devam edersin. Hayatın rutini çabalamak olmalı ancak çabaların sana zarar vermeye başladığında rutinin dışına çıkıp eller serbest konumuna gelmeli. Bisiklet sürerken sürekli eller direksiyonda ayaklar pedal çevirir. Ancak böyle arada yokuşa denk geldi mi elleri bırakacaksın tutmayacaksın direksiyonu pedalı da çevirmeyeceksin öyle gidecek. Yine kontrolü ele alırsın bir sakinleş biraz dinlen. Bisiklet senin bisikletin hayat senin hayatın dur arada.
Şanssız insanların kaderi. Hep bu sefer kötü gitmeyecek, sürekli kötü gidemez derler ama bir sonraki hamleleri yine felaketle sonuçlanır, batarlar. Ümitsizce kurtulmak için çırpınan kişinin batmaya devam etmesinin ilginç bir matematik formülü olsa gerektir. Birinci dereceden gecikmiş ahlakla ilgilidir.
Başaramamanın utancı Bir başarısızlığın en can alıcı noktası, en çok, utancın bizi yerin dibine batıracak gibi olduğu andır. Ansızın bir gurur dalgasına kapılır gideriz, ki çok sürmez. Bu, tam bizi kapı dışarı edecek kadar, soluğumuzu kesip tüm güçlerimizle utancımızın yoğunluğunu hafifletmek içindir. (Emil M. Cioran)
|