Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı ülkenin birliğini ve bütünlüğünü temsil eder. O, herkesin Cumhurbaşkanıdır ve “Cumhur”un başıdır.

    Ne yazık ki, Tayyip Bey Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, öyle olmadı ya da  olamadı. Bir defa, yasalara aykırı olarak partisiyle ilişkisini kesmedi. Çıktığı meydanlarda, hep partisine oy istedi ve istiyor. Doğrudan olmasa da, dolaylı olarak oy istediğini herkes biliyor.

     Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar da, Demokrat Parti’nin kurucularındandı. 14 Mayıs 1950 günü partisi tek başına seçimi kazanınca, Parti Başkanlığını Adnan Menderes’e devretti ve 22 Mayıs günü Cumhurbaşkanı seçildi.

    Yeni seçildiğinde, o da partisinden kopamamıştı. Partisinin baş harflerini (DP) kullanıp, sembolik bir bastın yaptırdı ve onunla dolaşmaya başladı.

   Yadırgandı, doğru bulunmadı ve o da bu tepkileri alınca bastonu bıraktı ve bir daha eline almadı.

   Buna karşın, 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı sırasında partisiyle gönül bağlarını koparmadı, ama görevinde tarafsız davranmaya hep gayret etti.

    Mesela, Demokrat Parti’nin tekrar kazandığı 1954 ve1957 seçimlerinde, partiye oy istemedi. Meydanlara çıkmadı ve tarafsız kaldığını her fırsatta belli etti.

                                     TAYYİP BEY, ÖYLE YAPMIYOR

     Tayyip Erdoğan’sa, Cumhurbaşkanı seçildiği 10 Ağustos 2014 gününden beri, partisiyle bağlarını hiç koparmadı. Anayasa’nın açık hükmüne ve ettiği yemine rağmen, tam bir partizan gibi davranıyor. Bu konuda kendisine yöneltilen hiçbir eleştiriye kulak asmıyor. Başbakan’ın bütün icraatına karışıyor. Üzerine farz olmadığı halde, ekonomik konularda bile Başbakan ve ilgili Bakanlardan daha çok konuşuyor ve hüküm kuruyor.

                               KÜRT SORUNU VAR MI, YOK MU?

      Gündem değiştirmekte ve yeni gündem yaratmakta mahir olan Tayyip Bey, durduk yere şimdi de; “Bu memlekette, Kürt Sorunu yoktur!” diyerek, ani ve şaşırtıcı bir çıkış yaptı.

     Oysa, 2002 yılında iktidara geldikleri zaman, “Kürt Sorunu” sözcüğünü ilk defa o dillendirmişti.

     Filvaki, 1984’den beri Kürt vatandaşlarımızı paravan yapan ve ülkede terör estiren bir örgüt vardı, ama bunu dünya kamuoyu ile paylaşacak ölçüde bir sorun olarak, hiç kimse görmüyordu. Daha açık bir anlatımla, “Kürt Sorunu” diye bir sözcük telaffuz edilmiyordu. Ta ki, Tayyip Bey söyleyene kadar.

    O gün, böyle bir sorunun varlığını açıkça ortaya atan ve geçen 13 yıl içinde bunu gündemde tutan Tayyip Bey, şimdi acaba neye göre “Bu memlekette Kürt Sorunu yoktur.” diyebiliyordu.

   Değerli okuyucularım; Cumhurbaşkanı’nın bu söyleminden, iki anlam öne çıkıyor. Birincisi, hükümet bu sorunu ya çözdü, ya da çözmek üzere. Her halde, halkı tatmin edebilecek bir çözüm noktasına gelindi ki, “Sorun yoktur.” denebiliyor.

    Bu ihtimal, katiyen inandırıcı değil. Örgütün, özellikle yurt dışındaki militanlarının yaptığı açıklamalar, olayın aksi yönde ilerlediğini ve sorunun ortada durduğunu ve de henüz çözülmediğini gösteriyor.

    İkinci ihtimal ise, tam bir “Seçim söylemi.” Tayyip Bey, önceki seçimlerde yaptığı gibi, PKK teröründen uzak bir seçimin yapılmasını ve “milliyetçi duyguları tahrik edip”, oyların yine partisine akmasını istiyor.

    Şimdi anlaşılan o ki, örgütle yeni bir mutabakata varıldı ve olaysız bir seçim yapılacak. Tayyip Bey, böyle bir mutabakat olmadan durduk ve beklenmedik bir zamanda  “Bu memlekette, Kürt Sorunu yoktur.” diyemez.

  Bölücüler de, bunun karşılığını mutlaka bekleyecekler ve almak isteyeceklerdir.

      Dikkat ederseniz, örgütün kırsal kesim temsilcileriyle, siyasi kesim yandaşları, bu söyleme karşı cılız bir-iki tepkiden başka, önemli hiçbir tepkide bulunmadılar.

                    AMAAA… SELAHATTİN DEMİRTAŞ FARKLI KOÜNUŞTU

   Kürtçü Parti HDP’nin Genel Başkanı’ndan, Tayyip Beye kötü haber var. Selahattin Demirtaş, geçen Salı günü yaptığı Gurup toplantısında, sadece  3 dakika konuştu ve toplantıyı bitirdi.

    Demirtaş, Başkan olması konusunda partisinin Tayyip Erdoğan’a kesinlikle  destek vermeyeceğini açıkça söyledi. Ve özetle; “Tayyip Erdoğan, Başkan olamayacak.” dedi.

    Bizim tahminimiz de öyle, ama “kış kışlığını, kuş kuşluğunu yaparsa” neden olmasın? Ben; ne kışa, ne de kuşa güvenirim.

    Değerli okuyucularım; Tayyip Bey ne derse desin, “Bu memlekette, Kürt Sorunu vardır!” Hem de, ülkeyi bölmeye, parçalamaya götüren önemli bir “Kürt Sorunu vardır!”

    Tayyip Bey’in amacı, bu kandırmacayı “bu millet, bir kere daha yerse…” Yedik bile… Yandaş medyada, bu kandırmacaya karşı “tık” yok. Muhalefet partileri ise, sadece türkü dinliyor.

    “Uyan Sunam uyan, derin uykudan!”