|
||
Kral Öldü Yaşasın Kral ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bu söz, ölen Kralların arkasından söylenir, ama bir iyilik sözü değildir. Tam tersine, Kraldan kurtulmanın sevincini anlatır. İşin doğrusunu, geçen gün Kralları ölen Arabistan halkına sormak lazım. Müslümanların kutsal mekanı “Kabe”yi de içine aldığı için, Arabistan’ı bütün Müslümanlar yakından tanır. Suud hanedanı tarafından yönetildiği için, ülkenin adı “Suudi Arabistan”dır. Öteki Ortadoğu ülkeleri gibi, bu ülke toprakları da 4 asırlık bir süreyle Osmanlı hakimiyetindeydi. Hac ibadetinin bu toprakların üzerinde yapılması sebebiyle, Osmanlı hükümdarları bu ülkeye ve özellikle Mekke ve Medine şehrine büyük önem vermişlerdir. Hz. Peygamberin Medine’de metfun bulunması, bu şehri de Mekke gibi kutsal hale getirmiştir. Adına “Vehabilik” denilen, katı bir tarikatı benimseyen Arabistan halkı, 1932 yılında Vehabi İmamı Abdülaziz İbn Suud’un kendini Kral ilan etmesiyle, o gün bu gün Krallıkla yönetiliyor. Ülkedeki katı İslam anlayışı ve mutlak monarşi, Kralı ülkenin tek kudreti haline getirmiştir. Zaman içinde hanedan büyüyerek, bu gün ülkede soylu ve çok zengin bir zümre ortaya çıkmıştır. İşte o katı İslam anlayışı ile önce mezarlar tahrip edilmiş ve o anlayış, Hz. Peygamberin türbesini bile yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Arap yarımadasının en zengin petrol yataklarına sahip olan bu ülkenin milli geliri, Suud Hanedanı tarafından sahiplenilmiş, halk ise vergisiz ticaret yapma ve devletin sağladığı kimi sosyal haklarla yetinmek zorunda kalmıştır. Petrol zenginliği sebebiyle Amerika’nın himayesine giren Suudi Arabistan, Kral ve ailesinden başka hanedana mensup 12 bin kadar Prens’e de bakmakta, onlara her ay 30 bin dolar maaş ödemektedir. KRAL, DÜNYANIN EN ZENGİN DEVLET BAŞKANI Suudi Arabistan Kralları, ömürleri boyunca sorumsuz yaşarlar. Ülkenin bütün zenginliklerinin kullanımı, onların iki dudağının arasındadır. Maaşa bağlanan bu 12 bin Prens, bu paraları nereye harcayacaklarını bilmez durumdadırlar. Sık sık Avrupa’ya ve Amerika’ya giden bu prensler için, başta kadın olmak üzere çeşitli zevk ve eğlence araçlarının ayaklarına kadar getirildiği hep bilinir ve söylenir. Milyar dolarlara sahip servetleri olan, ancak bunları harcamakta zorluk çeken Kralların, hiç birinin bu servetini sağlığında harcayabildiği görülmemiştir. Geçen gün 91 yaşında ölen son Kral Abdullah’ın, 2012 yılında 21 milyar dolarlık servetinin olduğu, ölümünde bu servetin 18 milyar dolara düştüğü belirtiliyor. Kralın, 3 milyar doları nereye harcadığı ise bilinmiyor. SUUDİ ARABİSTAN HALKI, ÇOK MUTLU DEĞİL 5 yıl arayla iki defa Suudi Arabistan’a gittim. Hac ve Umre sebebiyle, Mekke ve Medine şehirleri, yılın hemen bütün zamanlarında yabancılarla dolup taşıyor. Esnaf, Çin mallarını ithal edip, uygun fiyatlarla bu yabancılara satıyor. Çarşı-pazarlarda yoğun bir alış-veriş var. Esnaf, ithal ettiği mallar için tek kuruş vergi ödemiyor ve hesap da tutmuyor. Halkın, Krallıkla adeta pazarlığı var. Devlet, ticaret yapanlardan vergi almazken, elektrik, su, telefon, eğitim, sağlık ve benzeri bütün sosyal ihtiyaçlardan da para almıyor. Halk da, ülkenin petrol gelirlerine karışmıyor. Petrol gelirlerinin tamamı, hesapsız kitapsız ve denetimsiz bir biçimde Krallık Hanedanı’nın oluyor. Halkın çok mutlu olduğu söylenemez. Çünkü, herkesin geçimi sanıldığı gibi iyi değil. O sebeple, ülkede hırsızlık yapılıyor. Hırsızların şer’i hükümlere göre elleri ve kolları kesilse de, bu suçun önü alınamıyor. Çünkü, muhtaç olanlar bunu yapıyor. Bizdeki gibi, Bakanlar ve çocukları yapmıyor. KRAL ÖLDÜ, YAŞASIN KRAL ! Suudi Arabistan’ın son Kralı Abdullah’dı. Fahd’ın ölümünden sonra ve 2005 yılında Kral olmuştu. 81 yaşında tahta oturan Abdullah, 91 yaşında vefat edince, tahtını 79 yaşındaki Velihat Prens Selman’a bıraktı. 71 yaşındaki yeni Velihat Mukrim, tahta oturabilmek için artık Selman’ın ölmesini bekleyecek. Suudi Arabistan, devlet olarak Atatürk’ü sevmez. Devlet büyükleri Ankara’ya geldikleri zaman, Anıtkabir’i ziyaret etmezler. Biz ise, Kralın ölümü üzerine, bayrakları yarıya indirip, süratle bir günlük yas ilan ettik. Çünkü, bizim şu andaki iktidarımızın bu ülke ile çok yakın ilişkileri var. Hanedanla, kişisel dostlukları da çabası. Nitekim, Kral Abdullah’ın bir Ankara ziyaretinde Başbakan ve Cumhurbaşkanı, onun kaldığı otele, yani ayağına kadar gitmişler ve verdiği hediyeleri kabul etmişlerdi. O hediyelerin ne olduğu hep merak edilmiş, açıklanması ısrarla istendiği halde, bir türlü açıklanmamıştı. O Kral da, artık öldü. Suudi Arabistan’da biri Mekke’de (Cennet-ül Mualla), diğeri Medine’de (Cennet-ül Baki) iki büyük mezarlık var. İki şehirde ölenler, bu mezarlıklara gömülüyor. Hac ve umrede ölenler de, memleketlerine getirilmek yerine, buralara gömülmelerini istiyorlar. Cesetler, 2 ya da 3 ayda çürümesi için ilaçlanıyor. En geç üç ay sonra, zorunlu olarak üstlerine yeni gömüler yapılıyor. Hanedanın ölülerine ise, ilaçlama yok. İlaçlı da olsa, ilaçsız da olsa, herkes sonsuz bir yolculuğa doğru yol alıyor. Ölen Kral Abdullah da, milyar dolarlarını geride bırakıp, şimdi bu yolculukta. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.