301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
21 Ocak 2015 - Çarşamba 22:55 Bu haber 1120 kez okundu
 
Allah tan Korkmazlar Millet ten Utanmazlar!
Köşe Yazıları Haberi


Allah’ın ayetleriyle alay edeni, savunurlar. Rüşveti yerler. Hırsızlık, yolsuzluk yaparlar, yapanı da korurlar. Allah’a ortak koşarlar. Kısaca; Allah’tan korkmazlar, millet’tense hiç utanmazlar.

       Değerli okuyucularım;  92 yıllık Cumhuriyet döneminde, böyle bir iktidar hiç görülmedi. Yani, ülkeye ve onun halkına zarar veren, ulusal değerlerini ve ulusal kahramanlarını aşağılayan,  hakkı ve adaleti ters-yüz edip ayaklar altına alan, ülke bütünlüğünü tehlikeye sokan, halkını ortasından ikiye bölüp birbirine düşman eden, dış dünyada ülkenin itibarını beş paralık eden, ülkesinin ve halkının saygınlığını ortadan kaldıran, hırsızlık ve yolsuzluk bayrağını bütün kalelerin burçlarına diken ve bunları yaparken zerre kadar arlanma duygusuna kapılmayan bir iktidar daha görülmedi.

        Bu ifade etmeye çalıştıklarım, son bir yıldan beri dibine kadar yazılıp söylendiği ve her zeminde haykırıldığı halde, yazılanlardan ve söylenenlerden hiç mi hiç tınmayan ve hiçbir rahatsızlık duymayan böyle bir iktidar, hakikaten hiç görülmedi.

     “Son bir yıldan beri…” diyorum çünkü, bir yıl kadar önce ortaya çıkarılan büyük rüşvet ve yolsuzluk olayı, dünyanın neresinde olursa olsun, o ülkede her şeyi tersine çevirirdi. Ülkeyi yönetenler, o koltuklarda bir dakika bile kalamazlardı. Ama, bizdekiler hiç mi hiç tınmadılar.

                         YOLSUZLUKLAR, İLK GÜNDEN  BERİ…

      İktidara gelir gelmez, yolsuz işlere başladılar. 80 yıllık Cumhuriyet’in bütün milli varlıklarını “özelleştiriyoruz” diyerek, bit pazarında satar gibi, ucuz pahalı demeden sattılar.

       Satılanların hemen hepsi değeriyle değil, halkın tabiriyle “ölmüş eşek fiyatına” gitti. Eş-dost kayırır gibi adeta talan edildi. Kısacası, halkın malları ziyan edildi.

       Bugün ”paralel” deyip hain ilan ettikleri cemaatle, “kumpas”ı müştereken kurup,  ülkeye de halka da yazık ettiler.

      Devlet bürokrasisini, tersine çevirdiler. Uzun yıllar, devletin içinde yetişmiş çok sayıdaki idari ve teknik elemanı ya emekli ederek, ya da o görevlerden uzaklaştırarak, devleti ehil olmayan kişilere teslim ettiler.

      Bunu yaparken, önemli kadroları kendi yakınlarına ve akrabalarına ikram ettiler. Yüksek maaşlarla, devletin hazinesini “Yağma Hasan’ın böreği” gibi yağmalayıp, yediler.

     Hakka, hukuka ve adalete itibar etmeyip, büyük haksızlıklar yaptılar. Sınav yapıyoruz diyerek, soruları önceden yandaşlarına dağıttılar ve hep onları kazandırdılar.

     Önlerinde eğilenlerle, el-etek öpenlere devletin önemli makam ve mevkilerini, cülus dağıtır gibi dağıttılar.

    Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk yapanları ve milletin malına göz dikenleri, cezalandırmak yerine adeta ödüllendirdiler.

    “Dindar” görünüp, Allah’ın bütün emirlerinin hep tersini yaptılar. Liderlerini Allah’a benzeterek, düpedüz şirk’e bulaştılar.   

      Ve, bütün bunları yaptıktan sonra da, milletin gözünün içine baka baka; “Biz, bugünlere dürüstlüğümüzle geldik.” diyebildiler.

                           BOMBA, 17-25 ARALIK’TA PATLADI !

           17 Aralık 2013 günü, bomba beklenmedik biçimde patladı ve Bakanlar, çocuklarının beşiğinde yakalandılar.

      Ortada, müthiş bir Rüşvet Operasyonu vardı. İktidarın adamı bir Bankanın Genel Müdürü, rüşvet verenler, aracılık edenler ve rüşvet alan Bakanların çocukları, çil çil  paralarla birlikte “suçüstü” yakalandılar.

      Olayın, örtülecek, gizlenecek, inkar edilecek ve savunulabilecek en küçük bir tarafı yoktu.

     İşin ilginç tarafı, aynı gün olayı haber alan Başbakan da, oğluna ve aile efradına telefonla talimat vererek, evlerindeki paraları “sıfırlama” adıyla boşaltıp, başka bir mekana naklettirmişti.

     Değerli okuyucularım;  Siz, bütün bu olayları günü gününe yaşadınız. Olaya, neredeyse kundaktaki bebeler bile tanık oldular. O kadar ki, olayı doğrulayan  ve adına “tape” denilen telefon konuşmaları da yayınlanınca, soygunun inkar edilecek hiçbir yanı kalmadı.

     Başbakan, işte o meşhur söylemini hemen yaptı ve tapeler gerçekleri haykırırken o;  “Biz, bu günlere dürüstlüğümüzle geldik.”  diyebildi.

     Çok değil, bir hafta sonra yani 25 Aralık günü Savcı Başbakan’ın paraları sıfırlayan oğlunu ifadeye çağırınca, başta o Savcı olmak üzere, adalet temelinden sıfırlandı.

     “Suç üstü” olduğu halde, “Bize, darbe yapıldı.” diyen iktidar, Emniyeti, Adaleti ve Bürokrasiyi, harman tınazı gibi savurunca, esas darbeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti yedi.

                       VE, MINTIKA TEMİZLİĞİ TAMAMLANDI

     “Kirlenen bu çevre, artık kolay kolay temizlenmez.” dedik, ama onlar için hiç de zor olmadı.

     Büyük korkuyla ve endişeyle kurdukları Meclis Soruşturma Komisyonu, rüşvet yiyen ve bir yıldan beri uykuları kaçan, eş-dost içine çıkamayan bu 4 eski Bakanı kendi oylarıyla akladı(!) Öteki söylemle, “Yargılanmalarına gerek yoktur.” dedi. Bunu yaparken, Komisyonun yandaş üyeleri; “Onlar, suçlarını itiraf etse bile, biz yine de inanmayız.” dediler.

    Ve onlar, görücüye çıkar gibi, geçen gün TBMM’nin önüne çıktılar. Kolundaki saatiyle ünlü olan zat, üvey anasının cenazesini bahane edip, Meclise gelemedi. Komisyonu arkalarına alan ötekilerinin yüzleri ise,  artık kızarmıyordu.

     Biri, “Bana konuşmamamı söylediler.” dedi ve konuşmadı. Biri, Meclise saygılarını sundu. Biri vardı ki, geçen Cuma günü yeniden “Bakara-makara” diyerek, iki “ayet” salladığı için, kendine pek güveniyordu. Çikolata kokan takım elbisesinin içinde hala; “Alnımız ak, başımız dik.” diyebiliyordu.

    Oylama yapıldı. İktidar partisinden midesi bulananlar, her ne pahasına olursa olsun kırmızı oy verdiler ya da çekimser kaldılar.

     Ancak, “İtiraf etseler bile, biz onların yolsuzluk yaptıklarına inanmıyoruz.” diyenler,  Mekke’den getirilen taze “Zem zem suyu” ile bu arkadaşlarını yıkayıp, pakladılar.

    Bu 4 Bakanın şimdi, icraatlarına kaldıkların yerden devam etmeleri için, Bakanlık görevlerine yeniden dönmeleri bekleniyor.

     Oylamayı, sonuna kadar seyrettim. Televizyonu kapatmadan ayağa fırlayıp, “Bre Allah’tan korkmazlar, Milletten utanmazlar!” dedim, ama kimse duymadı.

    Daha sonra, raftaki Türkçe Sözlük’ü  alıp, 11’nci baskısının, 123’ncü sayfasına baktım.

    “Andavallı” için; “ahmak, aptal, beceriksiz ve şaşkın” diyordu.

     Ben de eşime dönüp;  “Ben, andavallıyım.” dedim.

 

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 21.11.2024
Bugün
9 - 18
Cuma
3 - 18
Cumartesi
3 - 7
Tekirdağ

Güncelleme: 21.11.2024
İmsak
06:28
Sabah
07:57
Öğle
13:01
İkindi
15:31
Akşam
17:54
Yatsı
19:18
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
31
32
0
1
10
11
2
Fenerbahçe
26
27
1
2
8
11
3
Samsunspor
25
24
3
1
8
12
4
Eyüpspor
22
18
2
4
6
12
5
Beşiktaş
21
19
2
3
6
11
6
Göztepe
18
19
3
3
5
11
7
Sivasspor
17
17
5
2
5
12
8
Başakşehir
16
17
3
4
4
11
9
Kasımpasa
14
16
4
5
3
12
10
Antalyaspor
14
15
6
2
4
12
11
Konyaspor
14
14
6
2
4
12
12
Rizespor
13
10
6
1
4
11
13
Gaziantep FK
12
15
5
3
3
11
14
Trabzonspor
12
12
3
6
2
11
15
Kayserispor
12
11
3
6
2
11
16
Bodrumspor
11
10
7
2
3
12
17
Alanyaspor
10
9
5
4
2
11
18
Hatayspor
6
10
7
3
1
11
19
A.Demirspor
2
9
9
2
0
11
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı