Ermeni Davası’nı tam kazanmışken, bu iktidarın yüzünden galiba kaybedeceğiz. Doğu Perinçek, son vuruşunu yapacak, ama hükümet izin vermiyor. Vatandaş da soruyor. “Siz, hangi millet’tensiniz?”

     Değerli okuyucularım; 30 yıldan beri başımıza dert olan Kürt Meselesi, bu iktidar döneminde içinden çıkılmaz bir hal aldı. “Çözeceğiz” dedikleri sorunu, tam bir iplik yumağına çevirdiler. Çözmek bir yana, yumak iyice karıştı.

    Geçen hafta yayınlanan yazımda da ifade ettiğim gibi, iktidarın gaflet ve dalaletinin, bir hıyanetle sonuçlanmasından büyük korku duyuyorum. Söylediklerimde, yazdıklarımda hep yanılmak istiyorum. Ülkemin, bütünlük içinde kalmasını, halkımızın bu topraklara sahip çıkmasını,  bu halkı temsil eden iktidarın da, ülkenin bütünlüğünün bozulmaması için devletin bütün gücünü kullanmasını istiyorum. Bu istek yalnız benim değil, bütün vatandaşlarımızın isteği ve bu iktidardan beklentisidir.

    Ne var ki, gidişat iyi değil. Bölücü güçler bastırdıkça, hükümet yetkilileri sessiz kalıyor. Ülkenin bütünlüğünü korumak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamakla görevli Ordumuzun hiçbir kademesinden, hiçbir ses çıkmıyor. Ses çıkmaması bir yana, bölücülerin kanun tanımaz tavırlarına karşı devletin gücü gösterilmiyor.

    Şimdilik konumuz bu değil. Benim esas anlatmak istediğim, Kürt Meselesi kadar önemli ve güncel olan Ermeni Meselesi’nde de iktidarın aymazlığı ve işi gereği gibi ciddiye almamasıdır.

                       KAZANMA YOLU’NDA İKEN, KAYBEDECEĞİZ

     Biliyorsunuz, kendi vatanlarının dışına taşarak dünyaya yayılan Ermeniler, Türkiye’den toprak koparabilmek için, yıllardan beri “Bize, soykırım yapıldı.” diye tutturdular.

     Ermeni diyasporası denilen Ermeni temsilcilerinin oluşturduğu guruplar, dünyanın her tarafında bu iddiayı tekrarlıyor, haksızlığa ve zulme uğradıklarını söylüyorlar.

    Dünya, bu yaygaracıları ciddiye alıyor. Başta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın bütün ülkelerinde tezlerini çok iyi savunuyorlar. O kadar ki, Avrupa’da bir çok devlet, parlamentolarından Türklerin Ermeni soykırımı yaptığına dair karar çıkardılar. Bu kararlara uymayanlara ve aksini söyleyenlere, hapis cezası vereceklerini söylediler.

                                   DOĞU PERİNÇEK, İSYAN ETTİ!

     Bildiğiniz gibi, İşçi Partisi’nin lideri Doğu Perinçek, siyasi kimliğini bir tarafa bırakıp, Türklerin Ermeni soykırımı yapmadığını, bunun emperyalist bir yalan olduğunu bütün dünyaya haykırdı.

     Perinçek bunu yaparken, tarihi belgeleri de ortaya koyup, iddialarını bir bir ispatladı.

     Ne yazık ki, devletin organları bu kişiye sahip çıkmadı ve ona destek olmadı. Kimi Bakanlık ve Elçilik temsilcilerinden başka, devletin hiçbir organından yardım görmedi.

     Perinçek, bu haykırışını İsviçre’de de yapınca, aynı kararı alan İsviçre, Perinçek hakkında dava açtı. Doğu Perinçek tutuklanma pahasına İsviçre’ye gidip, kendi devletinden hiçbir yardım alamadan Türk tezini savundu.  Hapis cezası aldı. Daha sonra da, bu cezayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı.

    Mahkeme Perinçek’i halkı, İsviçre’yi haksız buldu. Bu karar, bizim için çok önemli bir karardı.

     İsviçre, devlet olarak bu karara Mahkeme nezdinde itirazla, davayı temyiz etti.

     İşte, 28 Ocak günü yani 9 gün sonra, o davanın temyiz duruşması yapılacak. Mahkeme, bu konudaki nihai kararını verecek.

                DOĞU PERİNÇEK, DURUŞMAYA GÖNDERİLMİYOR !

      Davada Türk tarafının bir numaralı temsilcisi olan Doğu Perinçek, yurt dışına çıkış yasağı olduğu için duruşmaya gönderilmiyor.

     Bu satırların kaleme alındığı sırada, son durum böyleydi. Türk Dışişleri Bakanı, “Gitmelidir.” diye beyanda bulunurken, her konuda konuşan Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan henüz “tık” yok.

      İsviçre, mahkemede rakipsiz kalacağı için her halde pek sevinçlidir. Ermeniler ise, ondan da sevinçli. Eh, onlar sevinçli olunca, öteki Türk düşmanları da elbette sevinçli olacaktır.

                  KAYBEDERSEK, DAVA BİTER, BİZ DE BİTERİZ !

     Değerli okuyucularım, Bu dava Türk devleti için çok önemlidir. Bu davayı kaybedersek, çok şey kaybederiz.

     Evvel emirde, Türlerin soykırım yaptığı tescillenmiş olur.  Parlamentolarından bu konuda aleyhimize karar alan devletler, doğru yaptıklarını bütün dünyaya ilan ederler.

      Bu yıl, iddia ettikleri sözde Ermeni Soykırımı’nın 100’ncü yılıdır. Türk düşmanları için bu yıl, tam bir fırsat yılıdır. Mahkemede, aleyhimize bir karar çıkarsa, göreceksiniz dünyayı ayağa kaldıracaklar.

     Bu yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın Çanakkale’de yapacağı tören, bir gösteriden öteye gitmez ve bize hiçbir fayda getirmez. Cumhurbaşkanı’nın geçen yıl yayınladığı bildiriyle iyice şımaran Ermenilerin istekleri bitmeyecektir.

    Öncelikle, Doğu Anadolu’dan toprak isteyecekler. Kendi haritalarında, bizim Doğu Anadolu Bölgesi’ni topraklarına zaten katmış durumdalar.Bu isteklerinden başka, ana para’nın faizini ister gibi, bizden ayrıca tazminat da isteyeceklerdir.

    Bunları, şimdilik vermesek de, bu dava ilanihaye bitmeyecek, gelecek nesillerin de başına bela olacaktır.

     Hükümet, Kürt Meselesi’nde olduğu gibi, bu meselede de ülkemizin ve halkımızın geleceğini düşünmüyor. Görünüşe bakılırsa, gaflet ve dalalet içinde yüzüyor. Bir hıyanetle karşılaşmaktan çok korkuyorum.

     MİT Müsteşarı’nı kurtarmak için bir gecede kanun çıkaran, paralel yapı dediği hasımlarını tasfiye etmek için yüksek yargıyı kökünden değiştiren ve adaleti hiç görülmemiş biçimde paspas eden, rüşvet ve yolsuzlukta suçüstü yakalanan Bakanlarını, halkın gözünün içine baka baka aklayan bu iktidar, Doğu Perinçek’in de yasağını derhal kaldırmalı ve onu yüksek bir moralle mahkemeye göndermelidir.

     Sözün kısası, devlet bütün gücüyle Doğu Perinçek’e sahip çıkmalı ve ona destek olmalıdır.

     İyi bilinsin ki, bu davayı kaybedersek, tamamen bu iktidarın yüzünden kaybetmiş olacağız.

      O zaman da, buna sebep olanlara haklı olarak soracağız; “Siz, hangi millet’tensiniz?”