Moved Permanently

       Değerli okuyucularım; Bu iktidarın 12 hatta 13 yıldan beri bu ülkeye ve halkına yaptığı kötülükleri, ayyuka çıkan ve suçüstü olan hırsızlıklarını ve yolsuzluklarını defalarca yazdım. Bu, nihayet bir yerel gazete. Bu durumu, ulusal basın yayın organlarından da, daha detaylı ve belgeli bir biçimde okudunuz, öğrendiniz.

     Çok iyi biliyorum ki, halkımızın büyük çoğunluğu iktidarın bu yolsuz  icraatından bıktı, usandı, hatta tiksinir hale geldi. Ne var ki, seçim zamanı yaklaştığında; büyük çoğunluğu yoksul olan, ancak onun da oy hakkı olan mağdur vatandaşlarımız aldıkları erzak ve kışlık kömür karşılığında, oylarını bu partiye vermeye devam ediyorlar.

     İş, onunla da kalmıyor, iktidarın çeşitli bahaneler uydurup bu mağdur vatandaşlara bağladığı 250-500 lira arasındaki aylık gelirler onları cezp ettiği için, oylarını rahatlıkla veriyorlar. “Bu iktidar giderse, bu paramız kesilir” diyerek de, oylarını vermeye devam ediyorlar.

     Gelen bilgilere göre, 13 milyona yakın vatandaşımız bu küçük aylık gelirleri kaybetmemek için, oylarının gideceği yeri çoktan belirlemişler.

     Bu da gösteriyor ki, eğer öne alınmazsa önümüzdeki Haziran ayı’nda yapılacak olan seçimde de, bu iktidarın gitmeyeceği ve en az % 40-45 oy alacağı anlaşılıyor. İktidarın seçim hilelerini de göz önüne alırsak, bu oran biraz daha artabilecektir.

      Bu yönteme, asla “demokrasi” denemez. Satın alınan oylarla seçim kazanmak, demokrasinin hiçbir kitabında yazmaz. Ancak, sürekli iktidar olabilmek için her yolu mubah gören bu iktidar, bu yöntemden asla vazgeçmeyecektir.

                                  O HALDE, NE YAPILABİLİR?

     Yani, bu iktidardan kurtulmanın yolu nedir? Diye sorarsanız, zaman çok daraldığı için, ben şahsen bu sorunun cevabını bulamadım.

     Bunun cevabını, muhalefet partilerinin şimdiye kadar çoktan düşünmesi ve bulması gerekirdi. Onlar düşünmediler ve hala düşünmüyorlar. Mecliste gurubu olan Ana Muhalefet Partisi CHP ile öteki Muhalefet Partisi MHP’nin, iktidar olmak gibi bir niyetleri zaten yok.

    Onların niyetleri, sadece Meclise girip ballı maaşları almak ve devletin bütün imkanlarından yararlanmak. Biraz da, kedi gibi üste çıkıp bağırarak, muhalefet yaptıklarını sanmaktan ibaret.

    Basın yayın organlarının çok büyük bir kısmı da iktidarın emrinde olduğuna göre, halkı bilinçlendirmek de pek mümkün olmuyor.

     Sayıları 2-3’ü geçmeyen Televizyon kanalı ile aynı sayıdaki gazetenin feryadından başka, iktidara muhalefet eden medya organı da yok.

    Vatandaşlara düşen, hiç değilse bu muhalif yayın organlarını izlemek ve sahnelenen rezaleti böylece yakından görebilmek, öğrenebilmek. Aksi takdirde, gözü kapalı olarak  gittiğimiz yeri görmemiz, asla mümkün olamayacak.

                           BU İKTİDARDAN KURTULMANIN ÇARESİ

     İlk gelen haber, yeni bir partinin kurulacağı ve adının “İlkeler ve Değerler Partisi” olacağı yönünde. Bu partinin, zaman yakın olduğu için kendi adıyla seçime girmesi mümkün olmadığından, başka bir partiyle birleşip seçime gireceği söyleniyor.

    Türkiye’de, şu anda 89 siyasi partinin bulunduğu, bunların en az 80 tanesinin tabela partisi olduğu, tamamına yakınının tabelasının bile olmadığı söyleniyor.

    Ancak, onları bir kenara koyup, mevcut muhalefet partilerinin bir araya gelmesiyle “Milli İktidarı” hedefleyen yeni bir partinin geçici olarak, kurulabileceği tek çare olacağı düşünülüyormuş. Öncelikle,  CHP ve MHP’nin bu işin içine girmeleri, öteki diğer partilerin de bu projeyi desteklemeleri gerektiği ifade ediliyor.

     Konuyu biraz daha açarsak, projeye göre bütün muhalefet partileri bir araya gelerek kurulacak bu geçici partiyi destekleyecekler, aralarında anlaşarak aday belirleyecekler ve seçime sadece bu partiyi sokacaklar.

   Halen, kararsızlarla birlikte, muhalif olan % 60 orandaki oyları alıp, AKP’yi iktidardan uzaklaştıracaklar. Sonra da, eski durumlarına dönebilecekler.

    Maksat, bu iktidarı bu ülkenin ve halkın başından uzaklaştırmak olduğuna göre, düşünce kağıt üzerinde doğru bir proje olarak görülüyor.

     “Bu ülkede, acaba böyle bir işbirliği yapılabilir mi?” derseniz, bence, yapılması lazım.

      Amaaa… İnanıyorum ki, bunu yapacak olanlar bir küp altın bulsalar, bölüşürken birbirlerini öldürürler. Yanılmayı çok isterim.