Yabancıların bir sözü var: Diğerleri dünyaya bakıyor ve "Neden" diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyorum ve "Neden olmasın" diye soruyorum, der. İnsanoğlu hayatında yapamadığı her şeyi daha önce de hayallerini kurarak başlar. Hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceği en iyisini yapmak, olabileceğinin en güzelinin peşine düşmek. Bireysel olarak, elbette ki ilkeleri, dürüstlükleri, onurlu yaşamları ile sadık kalmayı becerebilen çok temiz yürekli insanlarımızın olduğunu da biliyorum. Ama bunun karşılığında etrafımızda dolanıp duran, bizleri kemirmek için uğraş veren insanların olduğunu, biliyoruz. Maksat birilerini eleştirmek değil, doğruları görüp ve gerçekleri söylemektir. Hepimiz bu Dünya’ya onurlu bir şekilde doğarız, ancak önemli olan insanların yaşadıkları sürece onurlarını koruyabilmeleri değil mi? Yaşamımızda baş tacı yapıp yücelttiğimiz insanların, saygınlığını ifade eden onur gibi bir değerin kaybedilmesi acı bir gerçektir. Onurlu ve dürüst insan olmak ilkeli olmayı gerektirir. İlkeli olmak ise zorunlu olarak, gerektiğinde seve seve maddi ve manevi bedel ödemeyi zorunlu kılar. İlkeli insanlar, boyun eğmezler.
ETRAFIMIZA BİR BAKALIM! İlkeli, maddi ve manevi bedel ödemeye hazır kaç insan görebiliyorsunuz? Geçmişinizde yaşadıklarınızı, ya da toplumsal hafızanızı bir anlığına gözünüzün önüne getirirseniz, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Bir insana dürüst denilebilmesi için o insanın önce kendine karşı dürüst olması, daha sonra en yakınından en uzağına kadar olan herkese karşı ortaya koyduğu, onurlu insan olmanın gerekliliklerinin de yerine getirmesi ile olur.
Onurlu insan olmak sadık olmayı gerektirir. Bireysel çıkarı için en yakın dostunu, arkadaşını yüzüstü bırakan birçok insana günlük hayatta rastlamaktayız. Onurlu insan olmak, farklı koşullarda değişik özelliklere de sahip olmayı gerektirir. Onurlu insan olmak ilkeli olmayı gerektirir! Onurlu insan olmak dürüst olmayı gerektirir! Onurlu insan olmak sadık olmayı gerektirir! Onur sonradan kazanılan bir değer değildir ve kimseyi yüzüne bakarak onurlu, onursuz diye ayıramazsınız.
İlkeli olmak maddi manevi bedel ödemeyi zorunlu kılar. Dürüstlük; Her insan için göreceli bir kavramdır aslında…. İnsan, dürüst, sadık, ilkeli, düşünceli, cesur olmalı… İçi dışı bir olmalı, insanların arkasından konuşmak yerine yüzlerine söyleyebilmeli düşüncelerini… Dürüst olan insanın, her yerde başı dik, alnı açık olur. Kaygıdan ve endişeden uzak yaşar. Dürüstlük, insanı toplumda onurlu, şerefli ve itibarlı kılar. Ne yazık ki günümüzde her insana güven olmuyor. Her insan göründüğü gibi olmuyor ve olduğu gibi görünmüyor. Dışarıdan güzel görünüyor; ama içsel mekanizmaları noksan oluyor. Dürüstlük, sadakat, bağlılık, sözünde durmak, ahdine vefa göstermek, kadir kıymet bilmek gibi insani donanımlar ve ahlaki düzenekler her insanda bulunmuyor. Sosyal yaşamda insanlar birbirlerine, el attığı insanın elindekini ele geçirmek için değil, genel olarak el ele vermek ve dostane ilişkiler kurmak, güzellikleri paylaşmak amacıyla yaklaşırlar. Bu bakımdan, bilhassa insan ilişkilerinde ve de eş dost seçerken, iyimser olmak, ya da iyi niyetle hareket etmek yerine daha temkinli, daha dikkatli olmak bir zorunluluktur. Etrafınızda baktığınız da çok ama çok değişik suratlar, ifadeler göreceksiniz. Bunların arasından birilerini seçin kendinize; konuşmak, arkadaş olmak, beraber çalışmak veya herhangi bir vakti paylaşmak veya dost edinmek için...
|