|
||
Korkak ve Zalim Bir Bürokrasi! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Devletin çarkını döndüren Bürokrasi’yi, bu iktidar “Korkusuz Korkak”lara döndürdü. Bir yanda, sırtını iktidara dayayan Bürokratın halka verdiği sıkıntı, öte yanda korkudan iş yapmayan Bürokratlar. Eskiden, “Her yerde bir hemşerin, hastanede bir kapıcı hemşerin olsun.” diyenler, devletin kapısında çekilen güçlükleri anlatmak için, hep bu sözü söylerlerdi. Değişen bir şey olmadı. İktidarlar değişiyor, ama “devran” değişmiyor. Devletin kapısında iş bitirmek için yine bir dost, bir tanıdık aramak ya da en azından bir kapıcı hemşeri bulmak gerekiyor. Çünkü kayırmacılık, ezel’den beri insanın genlerine işlemiş, ebed’e kadar da gideceğe benziyor. Değerli okuyucularım; Çıkar karşılığı adam kayırmayı devletin çarkına sokan Sadrazam Rüstem Paşa’nın attığı bu temel, dönemin büyük ustası Mimar Sinan’ın attığı temellerden de sağlam çıktı. Sinan’ın eserleri zaman içinde yıpranıp tamir edilirken, Rüstem Paşa’nın eseri hep güçlenerek bu günlere geldi. Sinan’ın, yapılarının harcına ne karıştırdığını bilemem, ama Rüstem’in torunlarının, biraz din, biraz iman, biraz da kendilerinde olmayan “Allah korkusu”nu karıştırdıkları muhakkak. Tabii yersen. Ama, biz yiyoruz. BÜROKRASİ, HEM ZALİM, HEM KORKAK Devletin çarkını, tayin ettiği memurlarla her yerde Bürokrasi çeviriyor. Bürokratların ilk hedefleri, sırtını daha üst kademelere yaslamak, böylece çok yetki kullanıp, az sorumluluk almak. Kimileri, yetkilerini kullanmada “hak ve hukuk”u öne çıkarırken, ne yazık ki kimileri bu yetkilerini maddi kazanca tahvil etmenin derdindeler. “At, sahibine göre kişner.” sözünden esinlenen bu kişiler önce amirlerini, daha sonra da devletin tepesindekileri örnek alırlar. Kazanç paylaşımındaki zincir kopmazsa, siyasi yetkililer de halkaya dahil olur. Ve, “Al gülüm, ver gülüm.” muhabbetiyle kendileri “abat” olurken, ahmak yerine koydukları halk kitleleri “berbat” olur. Sırtını dayadıklarının hükmü, kanun hükmünün önüne geçer. Öyle bir an gelir, “O emretti, ben yaptım. Ben istifa ediyorsam, onun da istifa etmesi gerekir.” diye, beklenmeyen bir söylemle bile karşılaşabilirsiniz. Tepelerde kopan bu fırtınalar, ovalarda şiddetli birer rüzgar olarak hissedilir. Bu tespitler, korkusuz Bürokratlar içindir. Onlar zararlıdır, onların zulmünden korunmak gerekir. BÜROKRAT’IN, KORKAĞI DA ZARARLIDIR Çünkü, iş üretmez. En olacak işleri, olmayacak duruma sokar. O işi yapmamak için, kırk dereden su getirir. Topu, hep başkalarına atar ve sorumluluktan kaçar. Bu iktidarın, devletin kadrolarını yeteneksiz, liyakatsiz, beceriksiz, ama yandaş Bürokratlarla doldurması, işte ülkeyi bu hale getirdi. Bakın, kimi basit örnekler vereyim. Bir yerden, onaylı Nüfus Sureti’nizi istiyorlar. Fotokopisini çektirip, aslını göstererek, gittiğiniz Bürokrat’tan üstüne “Aslı Gibidir.” yazıp imzalamasını istiyorsunuz. “Olmaz, Muhtar’a git.” diyor. Diyelim ki, çocuğunuzun diplomasının örneğini istediler. Diplomayı veren Milli Eğitim Müdürü’ne gittiniz. “Müdür Bey, buna aslı gibidir.” der misiniz? diyerek önüne koydunuz. Cevap hazır; “Olmaz, Noter’e git.” deyiverir. “Hocam, bu diplomayı siz verdiniz. Bakın, altında sizin imzanız var. Suretini de siz onaylayın. Noter’e verecek param yok.” deseniz de, yine “Olmaz.” cevabını alırsınız. Geçen gün, bir Belediyeden aldığım yazının bir kopyasını benden istediler. Fotokopisini yaptırıp, aslıyla birlikte “Aslı Gibidir.” dedirtmek için başka bir Belediyenin Yazı İşleri Müdürü’ne gittim. “Bu yazı bizden çıkmamış, Aslı Gibidir diyemem.” dedi. İsterseniz siz de, Nüfus Cüzdanı’nızın fotokopisi ve aslı ile Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü’ne gidin. Size hemen, Noter’in yolunu gösterecektir. Değerli okuyucularım, bunlar anlaşılır bir-iki örnek. Daha nice örnekler var. Basit bir evrakın aslını görüp de, onun aslına uygunluğunu tasdik edemeyen bir Bürokrat’tan, fazlaca bir hizmet zaten bekleyemezsiniz. Eski Bürokratlar, bir işi yapmak istemedikleri ya da savsaklayıp sorumluluğu üzerlerinden atmak istedikleri zaman, “Bugün git, yarın gel.” derlerdi. Bu deyiş, Bürokrasiyi anlatan bir “özdeyiş” olmuştu. Şimdi ise, reddederken umut bile vermiyorlar. “Olmaz.” diyor, başka bir şey demiyorlar. Bürokrasinin, bir de “Kırtasiyecilik” tarafı var. Basit bir iş için, sizden pek çok lüzumsuz evrak isterler. Bu konuyu, geçtiğimiz yıllarda bir Ulusal Gazete de enine/boyuna yazmış, halk adına epey yakınmıştım. Başbakanlık Takip Merkezi’nden aradılar. Konu ele alındı. O yıllarda Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek’in talimatıyla, vatandaşı kırtasiyeciliğe boğan tam 442 lüzumsuz evrak tespit edildi ve bunun 200’den fazlası işlemden kaldırıldı. Kaldırıldı, ama zaman içinde, pek de değişen bir şey olmadı. Sözün kısası; Bürokrasinin zalim yanıyla korkak yanı, eli cebine gitmeyen vatandaşı canından bezdirmeye devam ediyor. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.