Moved Permanently

      İddia çok ciddi, ciddi olduğu kadar da“vahim”. Liseli kız arkadaşını öldürüp, önce kafasını kesen, sonra da vücudunu parçalayıp çöp kutusuna atan Cem Garipoğlu adlı gencin, Silivri Cezaevi’nde intihar ettiği söylendi.

 Otopsisi yapıldı. Haber ortaya çıktıktan birgün sonra da, küçük bir merasimle Karacaahmet Mezarlığı’na gömüldü.

     Cinayeti 2009 da işleyen katil, 197 gün saklanmıştı. Yakalandıktan sonra suçunu kabul etti. Yaşı 17 olduğu için ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine, 24 yıla mahkum edildi.  5 yıl hapis yattı ve geçen haftanın sonunda kaldığı hücrede kendini asarak intihar ettiği söylendi.

 İDDİAYA GÖRE,  İNTİHAR ETMEMİŞ, KAÇIRILMIŞ

İddia,ciddi olduğu kadar vahim. Çünkü;ölmediği, çok zengin bir aileden geldiği için yapılan bir tertiple kaçırıldığı ortaya atılıyor.

     Çok okunan ulusal bir gazetenin tanınmış bir köşe yazarına,  kimliğini de belli eden bir kişinin gönderdiği  mektup aynen şöyle;

“Kimliğimi lütfen açıklamayın. Münevver Karabulut’un katili olan Cem Garipoğlu’nun Cezaevi’nde intihar ettiği doğru değildir.

    Ölen mahkumun adı, Zübeyir Aydın’dır. Bu kişi, 1953 Halfeti doğumludur.1995 yılından beri hapistedir.Kimsesi yoktur.Cem Garipoğlu diye, onu gömdüler.

     Oysa Cem Garipoğlu, Erbil’den (Irak) kalkan özel bir uçakla Polonya’nınOkecie Havaalanı’na indi. WE 204 FK plakalı bir araçla şehir merkezine gitti.

     Cem Garipoğlu, ailesinin tek mirasçısıdır. (bir kardeşiyle beraber).  Ailesinin çok büyük serveti var.

     Zaten o hapse girdiği gün, uzun süre hapiste kalmayacak demişlerdi.Sahte cenaze töreni yaparak, sözde Karacaahmet’te aile kabristanına gömdüler.

     Birkaç ay önce Avukatı toplumu bu plana hazırlamak amacıyla ‘Cem, psikolojik bunalımda. Hapiste intihar edebilir.’ gibisinden demeçler vermişti.

    Tek kişilik hücrede, kendini asacak bir eşya, asacağı bir kanca yokken nasıl intihar edecek ki?”

  DEVLET VE ADALET GÖREVE !

 Değerli okuyucularım;  Bizim dilimizde, “Olmaz, olmaz demeyin;  olmaz, olmaz deyin” diye, paradoks gibi bir söylem vardır. Türkçesi, Bu memlekette “olmaz” diye kesin bir hüküm verilemez. Her şey olur.

Kesin hüküm elbette verilir, ama bu memlekette olmayacak işler de, ne yazık ki oluyor.

Konumuza dönersek, Cem Garipoğlu’nun kaçırıldığına dair, kimliğini belli eden bir kişi tarafından bu kadar açık deliller ortaya konduğuna göre, bu iddia mutlaka ele alınmalı, bütün kuşkular mutlaka giderilmelidir.

      Paranın açmadığı kapı olmadığına göre, iddiaları ciddiye almak lazım. En azından, devletin kudretini göstermek ve bu ailenin üstüne duyulan kuşkuların giderilmesi için, bunu yapmak şarttır.

      İddia eğer doğru çıkarsa, bunu yapanların yaptıkları burunlarından getirilmelidir.

Bana dönüp de;“Bu iddianın, ciddiye alınacağına inanıyor musunuz?” derseniz, ben inanmıyorum.