Yaşamak direnmektir, ölmektir hem yaşamak. Yaşamak zindanlarda inadına yaşamak diyor Ozan Ferhat Tunç. Yaşamak hayatı herkes için, geleceğin için daha güzel kılmanın mücadelesidir. Doğruyu, gerçeği ve güzellikleri savunmak, hiç vazgeçmemek ve direnmektir yaşamın özü! Yaşamak için tek ve onurlu çare direnmektir. Bunu başarmak ise olağanüstü bir bilinç, irade ve kararlıktır yaşamak. Belki çok farklı bir şey olmazdı demek için, acıyı kovmak için sevenlerimin yüzünden ve baharı kucaklamak için barış adına, çocukların uçurtmalarında rüzgar kalabilmek için, insanların bir güne sığmayan umutlarında, o sımsıkı kapanan avuçlarında sıkışan bir tebessüm olmak için, yaşamak olurdu, kendimi bunca seneye rağmen kimselere anlatamamak, geçen her gün için alnımda biriken ter tomurcuklarına inat edercesine yaşamak olurdu kendimin dışında değişen her güzelliğe el uzatmak. İnadına yaşamak, elde avuçta kalmayanın değerini anlarcasına ve gökyüzümde bayram yeri umutlarımla sadece bir insan gibi, yüreği elinde bir ana gibi heyecanlı, utangaç yüzlerde gizlenmiş, sadece yaşamak olurdu içimde taşıdığım hastalığımla. Ne için yaşadığımı bilmeden yaşamak. Hayır, belki de daha çok yapılacak iş var hayatta. Belki de her kapı çalınışında bir dost eli uzanacak gözyaşlarıma. Hani insan istemez mi dertten tasadan yoksun, dünyanın yüzündeki yaranın, nefes aldıkça çoğalan ve yattığı yerden yüreği yangın yeri umutlarıyla yaslayabilmek kendini bir günün akreple yelkovanı arasına. Şiirler okumak istemez mi yüreğim. Paylaşmak yüksek duvarların altında özgürlüğü, bahara yalınayak koşarcasına. Hep görmeyi istediğim bir düş gibi, uçsuz bucaksız denizin kıyısında, martılarla, bulutlarla, güneşi kovalamak ve içerlemeksizin gözlerimi açabilmek yarına. Elbette isterim, saat başı pencere önünde koklarken bir çiçeği, gözlerim dalarken uzaklara ve saf, tertemiz bir kelebek olmanın sevincini öğrenebilmeyi. Bir günlük ömrüm olsa da, kelebekler gibi uçabilmek düşlerimle tutunamadığım zamana. Alıp başımı kaçırmak isterim dağların ardına. Deniz olmak isterim elbet, ömrümün belki de tanışamayacağım bütün yanlarına. Değişmeyi isterim sağlıktan muzdarip, eski halimle her yeni gelen güne ve her yeni gelen günün bir türlü değiştiremediğim acı nedir bilmeyen yüzüne, gülmek isterim kendimden öte sevenlerimin yerine. Ve susmasını istemem yüreğimin, elim kalem tutup, el harcı kağıda barışla yaşamanın gölgesini düşürdükçe. Oysa bilirim, değişmedikçe hep utanacak dalındaki yaprak benden. Rüzgâr benden sonra da hep olacak. Bende olsam keşke benden sonrasına diye geçirecek içim kendimden habersizce. Yaşamak olurdum onlar için ve yüzlerindeki acıyı değiştirmek için gülmeyi özleyen yüreklerine. Yaşamak olurdum hep beraber değişebilmek için, geçmiş her günün, yitirilmemiş şiirlerdeki dizelerine. Belki kendim göremeyecek olsam da, derdim ki; Yattığın yerden çekersen yosun kokusunu ciğerlerine ve umursamaz bakışların gölgesinde dalıp gidersen sende benim gibi uzaklara. Bütün neşeni, bütün hüznünü sımsıkı sarıp sarmala ve yaslan kollarıma. Sana okumak istediğim birkaç satır, malum ya, kendi yağıyla kavrulan bir ozan kılıfında, başka ne diyebilirim ki. Yaşamak, altı üstü, yaşamak dostum, neye yarar, umut ve denizin olmadıktan sonra. Bilirim kendimce herkeste değişir bu duygular, her insanda farklılaşır yaşamak dürtüsü. Elde etmek için çırpınışlar vardır hayat adına. Neden, nasıl, niye sorularının hatırına. Oysa hayat, şu üç paralık hayat nedir ki, doyasıya ve sağlıkla yaşayamadıktan sonra. Ve bir güne sığdıramadığım masum hayallerimle, değiştiremediğim kaderimle, tutulup yaka paça dönmemek üzere bilinmeyene götürüldükten sonra.... Makaleye Ozan Ferhat Tunç'un türküsüyle son veriyorum.
Yaşamak direnmektir! Ölmektir hem yaşamak. Yaşamak zindanlarda, İnadına yaşamak
Yaşamak, gecenin karanlığında Dişe diş, inada inat yaşamak Yaşamak Bir mavi çiçek gibi, Bir nazlı bebek gibi Özgürlüğün tadında yaşamak
Yaşamak dağların doruklarında, Yaralı bir serçenin çığlığında yaşamak Yaşamak Denizde dalgalar gibi, Deli bir rüzgar gibi Kavganın doruğunda yaşamak
Yaşamak direnmektir! Ölmektir hem yaşamak. Yaşamak zindanlarda, İnadına yaşamak...
|