Karadeniz’i ortadan kaldırırsak, Ukrayna komşumuz sayılır. Komünizm’den kurtulduktan sonra, ülkede hırsızlar çoğaldı. Başbakanları bayan Timeşenko, hırsızlıktan yargılanıp 7.5 yıl hapse mahkum edildi ve içeri tıkıldı.

         Halkın öfkesi büyüktü. Bu olay unutulmadan, Devlet Başkanları’nın hırsızlığı ortaya çıktı. Devlet Başkanı Yanokoviç, kodese gireceğini anlayınca, altınları ve dolarları uçağına doldurup, Rusya’ya kaçtı. Eğer ömrü yeterse, şimdi  çaldığı bu paraları yemek için yaşayacak.

         Ukrayna, öyle zengin bir ülke değil. Özellikle kadınları Türkiye’ye gelip evlerde çocuk bakıcılığı ve hizmetçilik yapıyorlar. 500-600 dolar aylıkla çalışıyorlar.

       Geçtiğimiz ay, İstanbul’da böyle bir kadınla tesadüfen karşılaşıp konuştum. “Çalıştığım yerden 600 dolar aylık alıyorum. 200 dolarını, Ukrayna’daki aileme gönderiyorum. Onlar da memnun, ben de memnunum.” dedi.

       Ukrayna halkının ekonomik sıkıntıları büyük. Rusya’dan aldıkları doğalgazın parasını bile zor ödüyorlar.

       Halkı, Avrupa Birliği’ne girmek istiyor, ancak Rusya yanlıları buna izin vermiyor. İşte o sebeple halk, Rusya ve Avrupa yanlıları olarak ikiye bölünmüş durumda.

      Ülkenin sıkıntıları yetmiyormuş gibi, Kırım’ı da Rusya’ya kaptırması, bu ülke için felaket üstüne felaket gibi geldi.

                    UKRAYNA HALKI, YOLSUZLUĞU AF ETMİYOR

        Sıkıntı içinde yaşayan Ukrayna halkı, ülkede yapılan yolsuzluklara ve hırsızlıklara göz açtırmıyor. Yapanları da affetmiyor.

       Hırsızlıktan hapse atılan Başbakanlarına hiç acımadı. Uçak dolusu parayla kaçan Cumhurbaşkanlarını ise, her gün lanetliyor. Ve halk, adeta burnundan soluyor.

     Geçen hafta, ülkede iki önemli olay yaşandı. İlk olayda, rüşvet alan bir üst bürokrat, yolda giderken halkın hücumuna uğradı. Yoldan geçenler bu adamı yakaladıkları gibi, yol kenarındaki çöp kutusuna attılar ve kapağı kapattılar.

       İki gün önce de, yolda giden Rusya yanlısı bir Milletvekili’ni yakaladılar ve  oracıkta gördükleri bir çöp kutusuna atıp, yine kapağı kapattılar.

       Adalet, bizim gibi orada da geç işlediği ve tecelli etmediği için, halk artık kolayını bulmuştu. Suç işleyeni, özellikle hırsız ve yolsuzları yakalayıp, çöp kutusuna atıyordu.

                          DARISI, BİZİMKİLER’İN BAŞINA

      Ukrayna’da meydana gelen bu olayları duyunca, bizdeki  yolsuzlarla hırsızlar aklıma geldi.

     Mesela, 18 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’nda odalar ve kutular dolusu paralarla basılanlar, önce çöp kutusuna atılır, daha sonra da yargı önüne pek ala çıkarılabilirlerdi.

     Bakanlık koltuğundan aldığı güçle,  rüşvet olarak koluna 700 bin liralık saat takanlarla, takım elbiseler içinde rüşvet alıp, Kur’an Ayetleri’yle alay edenler ve aldıkları rüşveti para sayma makinelerinden geçirdikten sonra adam boyu kasalara dolduranlar önce çöp kutusuna atılır, daha sonra yargı önüne pek ala çıkarılabilirlerdi.

                 ÇÖP KUTUSU DERKEN, ŞU YENİ YASAYA BAKIN !

      Biz, bu hırsızlar çöp kutusuna atılsın derken, koruyucuları onları kurtarmak için, “Geriye dönük uygulamalı bir kanun” çıkardılar.

     Bakın anlatayım. Geçen hafta Meclisten çıkan son “Torba Yasa” ile, bu kişiler yargılanmaktan kurtarılacaklar. Yasaya göre, geçmişte işlenen kimi suçlar hakkında takibat yapılamayacağı ve mahkeme kararlarını uygulamayan kamu personeli hakkında da, ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmayacağı hükme bağlanıyordu.

      Bu duruma isyan eden bir vatandaş şöyle diyor; “Bu memlekette mesela, Kırk Haramiler adındaki hırsızlık çetesi bir parti kurup iktidara gelse ve hırsızlığı suç olmaktan çıkaran bir yasayı kabul etse, bu yasa acaba geçerli olur mu?”

      Cevabını hemen vereyim. Bu iş, Türkiye’de yapılırsa, geçerli olur.

      Toplumu kanser gibi saran ve alıp başını giden bu hırsızlıklardan kurtulmanın iki yolu var. Birincisi, Belediyeler sokaklardaki çöp kutularının sayılarını artırmalı, ikincisi ise bu hırsız ve yolsuzlar görüldükleri yerde yakalanıp, bu kutulara atılmalıdır.