Moved Permanently

       Felsefe Hocamız, “Zaman saati geriye doğru çalışsa da, şu çocukluk günlerime bir dönebilsem.” derdi.

       Kim istemez ki? Öyle bir saat var mı ki? Nerede o saat? O sebeple ben de, çocuklara hep öykünürüm. Onlar şanslı. Bir gün gelecek yaşlılık günlerini de yaşayacaklar, ama biz çocukluk günlerimize bir daha dönemeyeceğiz.

       Ve, bir şeyin kıymetini, onu yitirdiğimiz zaman anlayacağımızı da hiç unutmayacağız.

        Onlar gibi olmak istediğimiz o çocuklar, bugün “Dersbaşı” yapıyorlar. Okula yeni kayıtlananlar, geçen hafta yaptıar bile.

       Çocuklar okullarına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine kavuşuyorlar. O sebeple, pek mutlular. Ancak, “Tatilin bitmesine üzülmedim.” diyenlerin pek az olduğu da bir gerçek.

        Milli Eğitim Bakanlığı; “Eğitimde reform yaptık” iddiasında bulunarak, eğitim sistemini tam bir açmazın içine soktu. Başka bir söylemle, treni rayından çıkardı.

      Bu öyle bir açmaz ki, bundan sonra gelecek iktidarlar, eğitimi tekrar rayına oturtmak için çok uğraşacaklar.

     Edindiğim bilgilere göre, Saray İlçesi ve köyleri yeni eğitim yılına tüm hazırlıklarını yapmış olarak giriyor. Sınıflarda, standardın üstünde bir öğrenci yoğunluğu olmadığı gibi, öğretmen ihtiyacı da bulunmuyor.

      Veliler, çocuklarının kayıtlarını evlerine yakın okullara kolayca yaptırmışlar ve “kayıt bedeli” diye bir maddi zorlama da, kendilerine yapılmamış.

      Son 10 yıl içinde, ilçemizdeki öğrenci başarısının pek yüksek olduğunu gözlemledim. Özellikle Liseyi bitiren çocukların tamamına yakınının, bir yüksek öğrenim kurumuna kayıt yaptırması, bu başarıyı açıkça gösteriyor.

       Bu başarının daha da artmasını ve hiç eksilmemesini diliyorum.

    İlçe Milli Eğitim Müdürü’müz de Başarılı

      İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak ilk görev yeri olmasına karşın  Mehmet  Sıddık Aslan, kısa sürede ilçemizdeki başarısını kanıtladı.

     Müdürün, okullar ve eğitim kurumlarıyla ilişkilerini, rehberlik ve denetim yönünden de çalışmalarını pek faydalı ve başarılı buldum.

      Kimi okul bahçelerinin düzensiz olması, kimilerinde de spor ve oyun araçlarının eksikliği, şimdilik göze batan bir ihtiyaç gibi görünüyorsa da, Milli Eğitim Müdürü’nün bu konuda da bir çalışmanın içine gireceğini umut ediyorum. İlçemizdeki  başarısının sürmesini diliyorum.

  Öğretmen Uğurhan Çiftçi’den Şikayet Var!

      Cumhuriyet İlkokulu, ilçemizin “tarihi” özelliği olan en eski binasında açılmış, en eski okulu.

       Benim hayatımın akışında da, onun ayrı bir yeri var. Çünkü, tam 60 yıl önce okulun o büyük salonunda yapılan bir sınavı kazanmış ve böylece, İlkokuldan sonraki öğrenimimi sürdürmüştüm. Bu tarihi binadaki okul, başarılı öğrenciler yetiştirmeye devam ediyor.

       Ne var ki, okulun Müdür Yardımcısı konumundaki Öğretmen Uğurhan Çiftçi’den şikayet var.

       Bu kişinin, bir eğitimci gibi davranmadığı, asabi mizacıyla çevresine karşı pek kırıcı olduğu, öğrenci-veli ilişkilerinde başarılı olamadığı ve itici bir kişilik yapısına sahip olduğu, yaygın biçimde söyleniyor.

       O konuma gelmiş bir kimsenin kişilik yapısını değiştirmek mümkün olmasa da ciddi biçimde uyarılması, idari görevini yapamıyorsa, böyle bir göreve zorlanmaması gerekir.

      Ziya Paşa; nasihatla uslanmayanın tekdir edilmesini, yine de uslanmıyorsa, hakkında daha önemli tedbir alınması gerektiğini, o meşhur dizelerinde pek güzel anlatıyor.

      Bu okulda da,  bu tedbir elbette alınır.

              Aman! Asansörlere Dikkat!

     Artık, katlı binalarda oturmayan pek kalmadı. Yeni binaların, neredeyse tamamı asansörlü yapılıyor.

     Asansör, modern hayatın lüksü değil, önemli bir ihtiyacı. Ancak, bakımı yapılmazsa faydası kadar zararı ve büyük tehlikesi var.

    Geçen haftanın sonunda,  İstanbul’da meydana gelen ve 10 can’a mal olan asansör kazası, artık herkesin dikkatini bu araçlara çevirdi.

    Çevirdi, ama tedbir alma konusunda, toplumda fazlaca bir hareketlilik gözlenmiyor.

    Geçen gün çarşıda, önceden tanıdığım bir asansör yapımcısına rastladım. Bu feci olaya rağmen, asansör bakımı konusunda halkın yine de ilgisinin olmadığını söyledi.

    Ben de, “Henüz erken.” dedim. Ve ekledim. “Her halde halkımız, bu tür felaketlerin kendi başına gelmesini bekliyor.”

    Aman, Allah Korusun! Ancak, unutmayalım ki Allah, tedbir alanı koruyor.