|
||
Bankalar, Donumuza Kadar Soyuyor! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Telefonlara mesaj atıyorlar. “T.C numaranı yaz, kredini hemen al.” Aldanıp imzayı bastıranlar, donuna kadar soyuluyor. İmzalattıkları onlarca sayfalık Sözleşme’yi okuyansa, bu güne kadar hiç çıkmadı. Çünkü, borcunu ödeyemezsen o Sözleşme, ya İcra Dairesi’nde ya da Mahkemede okunuyor. Yani, kendini oralarda buluyorsun. Değerli okuyucularım; AKP iktidarı, zaten bu ülkeyi ve vatandaşlarını soyabildiği kadar soydu. Satılan milli varlıklarımızın ve toplanan vergilerin nereye gittiğini, artık bilmeyen kalmadı. Vatandaşlar, kazandıkları paranın yarısını karnını doyurmak için kullanırken, öteki yarısını bu soygun düzenine teslim ediyor. Milletin gırtlağına çöken iktidar, doğrudan ve vasıtalı vergiler başta olmak üzere, “saf” gördüğü halkımızı çeşitli yollarla soyup soğana çeviriyor. BANKALAR DA, TIPKI İKTİDAR GİBİ Türkiye, bir “Bankalar Cenneti” olmuş. Yerli özel Bankalarla, Milli Bankalar yetmiyormuş gibi, çok sayıda yabancı Bankalar da var. Getirdiği bir miktar sermaye ile, her biri yükünü tutuyorlar. Yıl ya da dönem sonunda açıklanan Banka karları, dudak uçuklatıyor. Şehir merkezlerinin en mutena yerinde, en lüks binaları kiralıyor ya da satın alıp, şube açıyorlar. Lüks bir şekilde dizayn edip, teknolojinin son yeniliklerinden da yararlanarak, sütü bol bir inek gibi halkı sağıyorlar. Düşük faizle toplayıp, yüksek faizle dağıttıkları kredilerin dışında, Bankaların “masraf ya da işlem ücreti” gibi adlarla aldıkları onlarca kalem ücret, karlarının üstüne kar katıyor. Pek tabii ki halkımız, böylece donuna kadar soyuluyor. Hükümet, bu haraç gibi alınan paraların ortadan kaldırılacağını ve artık vatandaşlardan alınmayacağını defalarca söylemesine rağmen, söylediğini yapmadı. Soygun devam ediyor ve Bankalar yaptıkları her işlemden haraç alır gibi, para almaya devam ediyorlar. TEKNOLOJİ’Yİ, EN İYİ BANKALAR KULLANIYOR Bankalar, bütün iş ve işlemlerini otomatik bir sisteme bağlamışlar. Bilgisayarları öyle bir programlamışlar ki, vatandaşın parası, açık unutulmuş bir musluk gibi Bankaların kasasına akıyor. Geciken bir günün faizini ya da gecikme bedelini bile, kuruşuna kadar alıyorlar. Hele o kredi kartı uygulamaları var ki, soygunun en büyük ve en yaygın aracı onlar. Benim de, bir kredi kartım var. Korkarak kullanıyorum. Bir gün, kartı veren Bankadan bir telefon mesajı aldım. Banka beni uyarıyor ve diyor ki; “Filanca tarihe kadar borcunuzu ödemezseniz, kartınız işleme kapatılacaktır.” Borcumun olmadığını iyi biliyordum, hemen Bankaya koştum. Meğer, 64 Kuruş (Yazıyla altmış dört kuruş) borcum varmış. Ben şaşırdım, ama memur şaşırmadı. “Bu mesajlar, herkese geliyor.” dedi. Görüyor musunuz? Lira’yı değil, Kuruş’u bile müşterisinde bırakmak istemiyorlar. Daha doğrusu, geç ödenmesini kabul etmiyorlar. Gecikince zaten, günlük faizini hesaplayıp, yine de alıyorlar. KİRA VE AİDAT ÖDEMESİ’NDEN BİLE ÜCRET ALIYORLAR Kimi Bankalar, hesap açtırdığınız zaman cüzdan ya da hesap açma ücreti alırken, kimileri oturduğunuz binanın aidat hesabına aidatınızı yatırırken bile sizden ücret alıyorlar. Oysa o hesap, apartman yönetiminin sizin adınıza açtırdığı bir hesap, yani sizin hesabınız. Demek oluyor ki, kendi hesabınıza bile para yatırırken “haraç” verir gibi, ücret ödüyorsunuz. Örnek ver, derseniz, mesela T.İş Bankası, mesela Yapı Kredi Bankası ve diğerleri. İtirazım şu dur. Diyelim ki, Bankanın ATM’sinden yine aynı Bankanın herhangi bir Şubesine para göndereceksiniz. 10 lira göndermeye kalksanız, 5 lirasını havale ücreti olarak kesiyorlar. Peki, 5 lira göndermeye kalksanız, karşı tarafa tek kuruş gitmiyor ve paranın tamamı havale ücreti olarak alınıyor. İlginç değil mi? Tam, “haraç” Oysa, gönderdiğiniz para, yine aynı Bankanın başka bir şubesine gidiyor ve aynı Banka tarafından kullanılıyor. Ama, onlar size “kullanma bedeli” ödemek yerine, tam tersini yapıyor ve sizi soymaktan yine de vazgeçemiyorlar. Şube gişelerinden memur vasıtasıyla yapılan havale ya da EFT ücretleri de, tam bir soygun. BANKALAR, EKONOMİ’NİN “OLMAZSA, OLMAZ”LARI Pek tabii ki öyle, ama bizim ülkemizde soygun çarkının kimi dişleri olmuşlar. Halkımızın hükümetten beklediği, bu dişlerin halkımıza verdiği acının dozunu biraz olsun hafifletmesi. “Faizleri düşürün” diye adeta kıyamet koparan eski Başbakan’ın, kredi faizleri için aynı sözleri söylememesini, anlamak mümkün değil. Daha da önemlisi, Bankaların yaptıkları her işlemden aldıkları onlarca kalem ücreti, artık kaldırmaları gerekiyor. Hükümet yetkilileri bunu yapacaklarını defalarca söyledikleri halde, verdikleri sözü bir türlü tutmuyorlar. Merak ediyorum. Yeni Başbakan’ın, bunu yapmaya gücü yeter mi acaba? Geçen gün bir dostumla bu konuyu konuşurken ona; “Bankalar, donumuza kadar soyuyorlar.” deyince, güldü ve hiç düşünmeden; “Merak etme, yakında donumuzu da alacaklar.” deyiverdi. Şimdiki halimize şükrettim. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.